Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/750 E. 2015/2375 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/750
KARAR NO : 2015/2375
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

Tebliğname No : 1 – 2014/55428
MAHKEMESİ : Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 14/11/2013, 2013/118 (E) ve 2013/520 (K)
SUÇ : Kasten öldürme, hakaret

Suça sürüklenen çocuk maktul kasten öldürme suçundan mahkumiyetine, hakaret suçundan açılan davanın düşmesine, sanık maktul kasten öldürme suçuna yardımdan mahkumiyetine ilişkin kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suça sürüklenen çocuk ve sanığın öldürme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde öldürme suçunun niteliği tayin, takdire ilişen cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin meşru savunmaya, zorunluluk halinin varlığına yönelen, sanık müdafiilerinin yetersiz gerekçeye, sübuta, TCK’nun 39. Maddesinin derecesine ilişen, katılan vekilinin eksik incelemeye, sanık Bestami hakkında TCK’nın 39. maddesinin uygulanmaması gerektiğine, verilen cezalarda haksız tahrik nedeniyle indirim yapılmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak; Oluşa, dosya içeriğine ve mahkemenin kabulüne göre; maktul , suça sürüklenen çocuk amcasının oğlu olduğu, olay öncesinde taraflar arasında miras paylaşımı nedeniyle husumet bulunduğu, tarafların birbirleriyle konuşmadıkları, olay günü, babası telefonuyla toplu kandil mesajı gönderdiği, telefonda numarası kayıtlı olduğu için maktulün telefonuna da kandil mesajının gittiği, maktulün aralarındaki husumetin verdiği öfkeyle küfür içeren mesaj ile karşılık verdiği, küfürlü mesajla cevap verdiği, kendisine cevap verilmesine kızan maktulün bu kez telefonla aradığı, küfürleşmelerin sürdüğü, bunun üzerine çalışmış olduğu besi çiftliğinden ayrılarak evine gittiği, annesi mesajlaşma olayını anlattığı ardından emanete kayıtlı tüfeği alarak evine gitmek üzere evden ayrıldığı, endişeye kapılan arkadaşı tanık telefon ile arayarak oğluna engel olmasını istediği, tanık de alarak yanına giderek elindeki av tüfeğini aldıkları, buna rağmen sinirli şekilde Bestami’nin evine doğru yürümeye başladığı, olay çıkaracağını düşünen tanıkların farklı bir güzergahtan koşarak olay yerine gittikleri, ellerinde tüfeklerle kapı önünde beklerken gördükleri, olay çıkmaması için suça sürüklenen çocuk ve sanık ellerindeki tüfekleri alarak olayı yatıştırmaya çalıştıkları, bu sırada olay mahalline gelen maktulün elindeki tabancanın kabzası ile kafasına bir defa vurduğu, bunun üzerine tanıklar maktulün elindeki tabancayı almak için müdahale ettikleri, tabancanın kabzesiyle ikinci defa vurmak için çaba sarfettiği sırada tanıkların ve engellemesi nedeniyle eylemini sürdüremediği, arbede esnasında tanık önceden elinden aldığı av tüfeğini düşürdüğü, düşen av tüfeğini alan bir el ateş ederek öldürdüğü olayda;
1-) Suça sürüklenen çocuk maktul kasten öldürme suçundan, sanık maktul kasten öldürme suçuna yardımdan kurulan hükümler yönünden; Maktulden kaynaklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, TCK’nın 29. maddesinin uygulanması sırasında, makul cezalar yerine, suça sürüklenen çocuk hakkında 18 yıl hapis cezasına hükmedilerek, sanık Bestami hakkında ise 1/4 oranında indirim yapılarak fazla cezalar tayini,
2-) Suça sürüklenen çocuk maktul hakaret suçundan açılan davanın düşmesine ilişkin kurulan hüküm yönünden; TCK’nın 131/2. maddesi uyarınca mağdur, şikayet etmeden önce ölürse, ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikayette bulunulabileceği, hakaret suçunun mağduru öldüğü, annesi ve babası yasal süresi içerisinde suça sürüklenen çocuktan şikayetçi oldukları anlaşıldığından, bu suçtan açılan davaya devam edilerek esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken, şikayet bulunmadığından bahisle düşme kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, suça sürüklenen çocuk ve sanık müdafiileri ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin CMUK’un 321. maddesi uyarınca kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarları ve tutuklulukta geçen süreler gözönüne alınarak sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafiilerinin tahliye istemlerinin reddine, 15/04/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.