Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/602 E. 2015/2099 K. 07.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/602
KARAR NO : 2015/2099
KARAR TARİHİ : 07.04.2015

Tebliğname No : 1 – 2014/30282
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 19/12/2013, 2013/127 (E) ve 2013/404 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs
1)Sanık müdafiinin süresinden sonra gerçekleşen duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık mağdur yönelik eyleminin sübutu kabul, tahrike ilişkin cezayı azaltıcı sebebin derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin meşru savunmaya, suç niteliğine, haksız tahrikin derecesine, Cumhuriyet Savcısının sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
1)Mağdur’un 15.06.1998 doğumlu olup, suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük ve 5237 sayılı TCK’nun 6/1-b maddesi gereğince çocuk olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında mağdura yönelik kasten öldürme suçuna teşebbüsten kurulan hükümde temel cezanın TCK’nun 82/1-e maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği düşünülmeden, suç niteliğinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde 81. madde ile uygulama yapılması,
2)Mağdurun yaralanmasına ilişkin Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 17.06.2013 tarihli raporda “organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması ya da yitirilmesi açısından görüş bildirilebilmesi için kişinin olay tarihinden 1 yıl sonra bir hastanenin Kardiyoloji bölümüne sevk edilerek, muayenesi ve gerekli görülen tetkikleri yaptırılarak, yaralanmasına bağlı herhangi bir fonksiyonel bozukluk tespit edilip edilmediği konusunda düzenlenecek ayrıntılı raporun gönderilmesi gerektiği”nin bildirilmesine karşın yazılı eksikliğin giderilmediği anlaşılmakla; mağdurun kalpte yaralanmaya neden olan yaralanmasının organlarından birisinin işlevinin sürekli olarak zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığı yönünde Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan rapor aldırılarak, sonucuna göre sanık hakkında teşebbüs nedeniyle 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nun 35. maddesi uyarınca makul bir ceza verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), tayin olunan cezanın miktarı itibariyle sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 07/04/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.