Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/441 E. 2015/4126 K. 25.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/441
KARAR NO : 2015/4126
KARAR TARİHİ : 25.06.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme

1) Katılanın hak ve yetkisi olmadığından vekilinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK’nun 318 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ……’nin maktül …..’u “kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, kusurluluğu etkileyen sebeplerden haksız tahrikin nitelik ve derecesi ile takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan … vekilinin cezayı azaltıcı haksız tahrik ve takdiri indirim nedenlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişen sanık müdafıinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede meşru savunmaya yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (Sanığın eyleminin TCK’nun 27/2. maddesi kapsamında olduğu görüşünde olan Üye ….’nın karşı oyu ve oyçokluğuyla) ONANMASINA, 25.06.2015 gününde karar verildi.

KARŞI OY:
Her ne kadar çoğunluğun kararıyla Ağır Ceza Mahkemesinin 26.11.2013 tarih, 2013/372 sayılı kararıyla kabul edildiği şekliyle mağdur sanık……’nin maktül …..’u haksız tahrik altında kasten insan öldürme suçundan 5237 sayılı TCK.nun 81/1, 29/1, 62 ve 53 maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin kararın oy çokluğuyla onanmasına karar verilmiş ise de bu karara katılmıyorum. Şöyle ki;
Maktül ve sanığın aynı köyde olup, evlerinin birbirine yakın olduğu, maktülün sürekli kendi arazisinden geçmesi nedeniyle aralarında tartışmalar olduğu, maktülün sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğu, hatta hakkında Asliye Ceza Mahkemesinin 24.07.2013 tarih, 2013/7097 sayılı iddianame ile silahla tehditten kamu davası açıldığı, olay günü akşamı da tanık beyanlarında küfür ve hakaretlerine devam ettiği, mahkemenin gerekçesinde de belirtildiği gibi olay günü sabahı yine geceden itibaren alkol alıp, evlerinin kapısına doğru …..’yi kastedip onu öldüreceğim şeklinde beyanlarda bulunduğu, olay yerine çuvallar koyup burada mevzilendiği, sanığın babasının köy muhtarı…… ve eski muhtar tarafların akrabası da olan…..’in maktülü yatıştırması için çağrıldığı, olay yerine önce gelen …..’in duruşmada 28.10.2013 tarihinde ve jandarmada 08.07.2013 tarihinde olayın hemen akabinde alınan beyanında belirtildiği gibi
“….’nın fazla miktarda alkol aldığını, …’e küfürler ettiğini, daha sonra muhtar ….’ın geldiğini, muhtarın …’yı hadi git diye iteklediğini, sonra …’i gördüğünü ve orada bulunan dut ağacının arkasına maktülün siper aldığını, …’in de elinde av tüfeğiyle evinden çıktığını, sanık …’nın dut ağacının arkasında iken belinden tabancasını çıkartıp sanık …’e 5-6 el ateş ettiğini aralarında yaklaşık 8 metre mesafe olduğunu, …’in de kendisine dönerek dayı ben yaralandım, kurşun bana değdi dediğini hemen eve git kaç diye beyanda bulunduğunu o anda da …’in …’ya en az iki el ateş ettiğini, …’nın da vurulduğunu fark etmediğini, kendisinin zaten siperde olduğunu beyan etmiş olup”
Diğer görgü tanığı … da 26.11.2013 tarihinde duruşmada alınan beyanında; “ Sanık ….’in babasının kendisini 05.30 sıralarında sabahleyin telefonla çağırdığını, maktül …’nın kendilerine musallat olduğunu, gelmesini istediğini, geldiğinde ise …..’in … ile münakaşa ettiklerini, yaşlı olduğu için ona sen git dediğini, …’ya 3-4 metre kala …’in annesinin kendisini çağırdığını şunu tut diye sanık …’i tutmasını istediğini, arkasını döndüğünde …’in kendi yanında havaya bir el tüfekle ateş ettiğini, dur deyip ellerini açtığını, …’nın da elindeki tabanca ile …’e doğru ateş ettiğini, bu atış esnasında …’in vurulmuş olduğunu, kendisinin de korkudan bir tarafa çekildiğini beşer altışar tane tarafların karşılıklı ateş ettiğini belirtmiş olup” Mahkemede gerekçesinde bu hususları kabul etmiştir. Olay yerinde maktüle ait silahtan atılan 7 adet 9 mm çaplı tabanca mermisi boş kovanı ile sanık …’e ait av tüfeğinde atılma 7 adet boş kartuş bulunmuş olup, sanık …’in … Adli Tıp Kurumundan verilme 25.10.2013 tarih ve 2013/2892 sayılı raporda belirtilen şekilde batına nafiz bir adet ateşli silah yaralanmasında ve kişide oluşun sol böbrek ileumda yaralanma neticesinde sol böbrek parçalanması sonucu ameliyata alındığı ve bu durumun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığı belirtilmiştir. Maktülün ise yapılan otopsisinde av tüfeği yaralanmasına bağlı saçma tanesi yaralanması ile oluşan kafatası kemik kırıkları sonucu oluşan beyin kanamasından beyin doku harabiyetinden vefat ettiği tespit edilmiştir.
Gerek dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamında sanığın ilk önce havaya ateş ettiği tespit edilmiş olsa dahi maktüle yönelik bir eylemi olmadığı, maktülün yoğun küfür, hakaret ve tehditlerine dayanamayıp, uzun bir süre evinde bekledikten sonra dışarı çıktığı, tanık ….’ın beyanına göre havaya bir el ateş ettikten sonra maktülün …’e doğru iki el ateş ettiği, ilk önce kabulde belirtildiği şekilde, sanığın ateş ettiği kabul ettiğimiz takdirde maktülün vurulduktan sonra otopsi raporuna göre beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeniyle aynı anda vefat etmesi nedeniyle kendi tabancasından ateş etmesinin mümkün olmadığı, oysa olay yerinde maktülün tabancasından yapılan atış nedeniyle yedi adet boş kovanın olay yerinde mevcut olduğu,
Diğer tanık maktülün akrabası da olan ….’in beyanının doğru kabul edildiği takdirde ilk önce maktülün siper alıp bulunduğu yerden bir iki el ateş ettiği, bunun üzerine de …’in dayı vuruldum dediğini ve …’in de maktül tarafından kendisine yönelik 7 adet tabanca atışı karşısında 5237 sayılı TCK.nun 27/2 maddesi kapsamında maruz kaldığı saldırı karşısında içine düştüğü heyecan, korku veya telaş nedeniyle atışlarına devam ederek, meşru savunmada sınırı aşmak suretiyle maktülü öldürdüğü anlaşıldığından hakkında 5237 sayılı yasanın 27/2 ve 5271 sayılı yasanın 223/3-c maddesi gereğinde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken adam öldürmeden hüküm kurulması yasaya aykırı olduğundan çoğunluk görüşüp katılmıyorum.
25/06/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı…..’in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ….. müdafii Avukat …..’nun yokluğunda 02/07/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.