Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/3814 E. 2015/5908 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3814
KARAR NO : 2015/5908
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 1 – 2015/227810
MAHKEMESİ : Manavgat 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 03/10/2013, 2012/122 (E) ve 2013/183 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

TÜRK MİLLETİ ADINA

1)Bir iş bölümü kapsamında eylem ve irade birliği içerisinde diğer sanıklarla birlikte hareket eden Mustafa’nın da fonksiyonel olarak fiil üzerinde müşterek hakimiyet tesis ettiği anlaşılmakla tebliğnamede, sanık Mustafa hakkında TCK’nun 39. maddesi uygulanmasını talep eden (1) nolu bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar A.. K.. ve M.. A..’ın katılan H.. T..’yı kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, kusurluluğu etkileyen nedenlerden tahrike ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiilerinin eksik incelemeye, katılan vekilinin tasarlamanın varlığına, verilen cezada tahrik nedeniyle indirim yapılmamasına, üst sınırdan ceza tayin edilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak; Oluşa ve dosya kapsamına göre;
Aralarında oluşan anlaşmazlık sonrasında katılanın gönderdiği hakaret içerikli cep telefonu mesajlarına öfkelenen sanıkların temin ettikleri araçla sabah erken saatte pazar tezgahını açma hazırlıkları yapan katılanın bulunduğu yere geldikleri, sanık Mustafa’nın
kullandığı araçtan inen diğer sanık Ahmet’in beraberinde getirdiği tüfekle üçü isabetli olacak şekilde yedi el ateş ederek katılanı hayati tehlike geçirecek ve organlarından birinin sürekli olarak işlev bozukluğuna yol açacak şekilde ağır yaraladığı ve yine aynı araçta bekleyen sanık Mustafa ile birlikte kaçarak uzaklaştıkları olayda;
a) Eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle TCK’nın 35. maddesine göre sanıklara azami onbeş yıl ceza verilebileceği düşünülmeden, yasadaki üst sınır aşılıp sanıklara teşebbüs nedeniyle onsekiz yıl hapis cezası verilmek suretiyle fazla ceza tayin edilmesi ,
b) Hükümden sonra 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin değerlendirilmesi zorunluluğu,
c) Adli sicil kaydında yazılı ve bir örneği getirtilen Alanya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/60 E. – 2010/320 K. sayılı ilamı nedeniyle sanık Mustafa hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
d) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi kapsamında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 02/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.