Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/3476 E. 2016/1687 K. 04.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3476
KARAR NO : 2016/1687
KARAR TARİHİ : 04.04.2016

MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-Sanık. hakkında kasten yaralama suçundan doğrudan verilen 2000 TL adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü kesin nitelikte olup, temyizi mümkün olmadığından suç vasfına da yönelik olmadığı anlaşılan temyiz taleplerinin CMUK’un 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık. maktül .kasten öldürme, katılan. ise kasten öldürmeye teşebbüs suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, bozma nedeni saklı kalmak üzere tahrike ve takdire ilişkin cezaları azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle
reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, katılan . vekilinin eksik incelemeye, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesi ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, katılan.,., verilen cezanın az olduğuna, sanık . müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede TCK’nun 27/2. maddesinin uygulanması gerektiğine, suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanık, katılan ve maktülün . ilçesinde bulunan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tesislerinde çoban olarak çalıştıkları, olay tarihinde katılan ve maktülün sanığın köpeğine taş atmaları nedeniyle aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü, katılan ve maktülün boğazını sıkmak, kafa atmak ve plastik su borusu ile vurmak suretiyle sanığı basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları, sanığın ise bıçaklamak suretiyle katılanın toraksa nafiz hemopnömotoraksa neden olacak, yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmasına, maktülün ise ölümüne yol açtığı anlaşılan olayda;
A-Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, maktül . nüfus kaydına göre 01.02.1996 doğumlu olup suç tarihi itibariyle 18 yaşından küçük ve 5237 sayılı TCK’nun 6/1-b maddesi gereğince çocuk olması, sanık. müdafiinin ise yaşının büyük olduğunu beyan etmesi karşısında; mağdurun nüfus kaydına dayanak oluşturan belgeler getirtilerek, gerekli film ve kemik grafileri de eklenerek, .Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Kurulundan da gerçek yaşının tespiti yönünden rapor aldırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, .Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin yetersiz yazı biçimindeki raporuyla yetinilerek hüküm kurulması suretiyle CMK’nun 218/2. maddesine aykırı davranılması,
b- TCK’nun 29. maddesinin uygulanması sırasında maktül ve katılandan kaynaklanan tahrik oluşturan söz ve davranışların ulaştığı boyuta göre asgari oranda indirimler yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, çok daha vahim hallerde uygulanabilecek şekilde en üst oranda indirimler tatbiki suretiyle eksik cezalar verilmesi,
b-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı olup, katılan .,., vekilleri ile sanık . müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, hükmolunan cezaların
miktarı ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 04/04/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
04/04/2016 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı . huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık . müdafii Avukat . yokluğunda 14/04/2016 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.