Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/3371 E. 2015/4243 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/3371
KARAR NO : 2015/4243
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

Muhtelif suçlardan almış olduğu cezalardan, Ağır Ceza Mahkemesinin 10.041992 tarihli ve 1992/67 müteferrik sayılı kararı ile 25 yıl ağır hapis cezasına hükümlü …’nun, anılan Mahkemenin 20.05.1992 tarihli ve 1992/77 müteferrik sayılı kararı ile 21.05.1992 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, sanığın bihakkın tahliye tarihi dolmadan yeniden suç işlemesi sebebiyle şartla tahliyesinin geri alınmasına, ikinci suçun işlendiği 07.02.2001 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 19.05.2012 tarihleri arasında sürenin aynen infazına dair anılan Mahkemenin 05.04.2005 tarihli ve 2005/118 değişik iş sayılı kararını müteakip, hükümlünün almış olduğu cezalarının 36 yıl 8 ay hapis cezası olarak içtimasına ilişkin aynı Mahkemenin 11.09.2008 tarihli ve 2008/413 değişik iş sayılı kararını müteakip, söz konusu içtima kararına dayanılarak düzenlenen müddetnameye itirazın reddine dair Ağır Ceza Mahkemesinin 14.02.2014 tarihli ve 2014/217 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/501 değişik iş sayılı kararını kapsayan infaz dosyası incelendi.
Dosya kapsamına göre,
1) Ağır Ceza Mahkemesinin 10.04.1992 tarihli ve 1992/67 müteferrik sayılı kararı ile 25 yıl ağır hapis cezasına hükümlü …’nun, anılan Mahkemenin 20.05.1992 tarihli ve 1992/77 müteferrik sayılı kararı ile 21.05.1992 tarihinden itibaren şartla tahliye edilmesini müteakip, sanığın bihakkın tahliye tarihi dolmadan 07.06.1993 tarihinde, Asliye Ceza Mahkemesinin 1993/545-1208 sayılı kararına konu suçu işlemesi nedeniyle şartla tahliyesinin 07.06.1993 tarihinden itibaren, bihakkın tahliye tarihi olan 19.05.2012 tarihine kadar olan süreyi kapsayacak şekilde geri alınması gerekmesine rağmen, anılan Mahkemenin 05.04.2005 tarihli ve 2005/118 değişik iş sayılı kararı ile hükümlünün daha sonradan işlediği (Ağır Ceza Mahkemesinin 01.11.2007 tarihli ve 2007/144-430 sayılı karaına konu) suçun tarihi olan 07.02.2001 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 19.05.2012 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına karar verilmesi sebebiyle, Ağır Ceza Mahkemesinin 05.04.2005 tarihli ve 2005/118 değişik iş sayılı kararında,
2) Hükümlünün 07.06.1993 tarihinde işlediği suç nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesinin 1993/545-1208 sayılı kararına konu ceza ile yine 17.02.1997 tarihinde işlediği suç nedeniyle Asliye Ceza Mahkemesinin 1997/279-851 sayılı kararına konu cezanın infaz edilmiş olması karşısında içtima kararına dahil edilemeyeceği değerlendirilerek yapılan incelemede; hükümlünün 2001 yılında işlediği suç nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/144-430 sayılı dosyasında yapılan yargılamada 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe olduğundan bahisle iki kez 18 yıl 4 ay hapis cezalarıyla cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu cezalarının aynı Mahkemenin 11.09.2008 tarihli ve 2008/413 değişik iş sayılı kararı ile 36 yıl 8 ay hapis cezası olarak içtimasına karar verildiği, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından müddetnamenin içtima kararına uygun olarak düzenlenerek cezanın infazına başlanmasını müteakip, hükümlünün Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2003 tarihli ve 2001/674 esas, 2003/349 sayılı ilamının da Ağır Ceza Mahkemesinin 28.09.2012 tarihli ve 2012/587 değişik iş sayılı kararı ile toplanarak 36 yıl 19 ay hapis cezası olarak içtima edildiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 30.10.2012 tarihli müddetname düzenlenerek cezanın infazına başlandığı ancak bu içtima kararının hükümlünün aleyhine olduğu, diğer bir ifade ile hükümlü hakkında 2001 yılında işlediği suç nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/144-430 sayılı dosyasında yapılan yargılamada 765 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre karar verilmiş olsa idi, hükümlünün alacağı cezaların anılan Kanun’un 77. maddesi gereğince 36 yılı aşamayacağı, bununla birlikte hükümlü hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun daha lehe olduğu değerlendirilerek kurulan hükümde iki kez 18 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve Ağır Ceza Mahkemesinin 11.09.2008 tarihli ve 2008/413 değişik iş sayılı kararı ile 36 yıl 8 ay hapis cezası olarak içtima edildiği, bu itibarla 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlarda her suç yönünden ayrı ayrı yapılan değerlendirme sonucu her suç ile ilgili lehe yasa belirlendikten sonra ve buna göre her suçun sonuç cezası saptandıktan sonra cezaların içtimasının 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 68 ilâ 77. maddelerindeki ilkelere göre yapılacak olması, Aynı türden şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaların toplanması halinde cezanın, ağır hapiste 36, hapiste 25, hafif hapiste 10 seneyi geçemeyecek olması, her ne kadar 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6. maddesi ile ağır hapis cezalarının türü hapis olarak değiştirilmiş ise de, 765 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde işlenen suçlarda cezaların içtiması halinde 765 sayılı Kanun’un 77. maddesinde yazılan sınırların dikkate alınmasının gerekmesi karşısında, temeli ağır hapis olan cezaların toplamı 36 yılı geçemeyeceğinden itirazın bu yönlerden kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle, Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/501 değişik iş sayılı kararında, İsabet görülmediğinden, Ağır Ceza Mahkemesinin 22.04.2014 tarihli ve 2014/501 değişik iş sayılı kararının bozulması gerektiğinden söz edilerek Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 27.05.2015 gün ve 94660652-105-34- 8247-2014-10760/34474 sayılı yazılı istemlerine müsteniden anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.06.2015 tarih 2015/197922 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü.
Dosyanın incelenmesinde; Hükümlü … hakkında Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.02.1991 tarih ve 1987/95 esas, 1991/19 karar, 13.04.1992 tarih ve 1992/43 esas, 1992/73 karar ve 10.04.1992 tarih ve 1992/67 müeferrik sayılı kararları ile Asliye Ceza Mahkemesinin 1993/545-1208 sayılı kararının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla; Anılan kararların kesinleşme şerhlerini içerir örneklerinin dosya arasına alındıktan sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/07/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.