Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/278 E. 2015/4252 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/278
KARAR NO : 2015/4252
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma

I-) Sanıklar … ve … hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz istemi üzerine yapılan incelemede; Sanıklar hakkında yapılan yargılama sonunda elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin “sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine” yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,
II-)Sanıklar …, … ve … hakkında iftira ve kişiyi hürrriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerle ilgili adı geçen sanıkların müdafiilerinin temyiz istemleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
1-) Sanık …’nın adli sicilindeki Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/63 E., 2011/117 K. sayılı ve 17.03.2011 tarihli ilamıyla resmi belgede sahtecilik suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasından dolayı hakkında tekerrür hükümleri uygulandığı halde, hüküm fıkrasında anılan ilamın “mala zarar verme suçuyla ilgili olduğunun” belirtilmiş olması, mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir. Adli sicil kaydına göre Lüleburgaz 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2007/527 E., 2010/200 K. sayılı ve 06.04.2010 tarihli ilamından dolayı mükerrir olduğu anlaşılan sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, TCK’nun 267/4 ve 37/2. maddelerinin hükümleri ile mağdur … hakkındaki koruma tedbirinin niteliği, yerine getirilme ve uygulanma biçimi gözetildiğinde, sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümde TCK’nun 109/2. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesi yerine, aynı Kanun’un 109/1. maddesi uygulanarak sanıklara eksik ceza verilmesi, Karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar …, … ve …’ın, mağdur …’a karşı iftira ve kişiyi hürrriyetinden yoksun kılma suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezaları azaltıcı sebeplerin bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve düzeltme nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafiilerinin “suçun sabit olmadığına, lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine”, vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c. maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ve vekil ücretlerinin sanıklardan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde Baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin tahsiline karar verilmesi Yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak; Hüküm fıkrasının mahsus bölümünde yer alan “564,00 TL” tayin edilen müdafii ücretinin yargılama giderlerinden çıkartılmasına, “803,44 TL” olarak belirlenen yargılama giderlerinin ”239,44 TL” olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiylle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA,
III-) Sanık … hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istemleri üzerine yapılan incelemede;
1-) Sanık …’nın adli sicilindeki Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/63 E., 2011/117 K. sayılı ve 17.03.2011 tarihli ilamıyla resmi belgede sahtecilik suçundan verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasından dolayı hakkında tekerrür hükümleri uygulandığı halde, hüküm fıkrasında anılan ilamın “mala zarar verme suçuyla ilgili olduğunun” belirtilmiş olması, mahallinde düzeltilebilir bir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
2-) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar …’nın, maktül …’i kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin “suçun vasfına”, sanık müdafiinin “kararın hukuka aykırı olduğuna” vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Maktülün, sanığın eşiyle ilgili olarak etrafta olumsuz konuştuğu hususu sanık tarafından iddia edilmiş ise de; Sanığın ifadelerinde bu konuyu olay tarihinden önceki dönemlerde maktul ile aralarında konuşup kapattıklarını belirtmesi, tanık …’ın anlatımları da nazara alındığında maktulün, sanığa yönelik tahrik nedeni oluşturabilecek haksız bir söz veya davranışı bulunmadığı halde, yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında haksız tahrik hükmü uygulanarak eksik ceza verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebepten dolayı tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 02/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.