Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2743 E. 2016/1845 K. 11.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2743
KARAR NO : 2016/1845
KARAR TARİHİ : 11.04.2016

MAHKEMESİ : . Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, hakaret, kasten öldürmeye azmettirme,

TÜRK MİLLETİ ADINA

A) Sanık ., müdafiinin 1 haftalık yasal süre içindeki temyizinden sonra cezaevinden gönderdiği 11.04.2014 tarihli dilekçesi ile cezasının onanmasını talep ederek temyiz isteminden feragat ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiş, inceleme tüm hükümlere yönelik katılan . vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
B) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık . katılan . yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, haksız tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık . hakkında kasten öldürmeye azmettirme ve hakaret, sanık . hakkında ise hakaret suçlarından açılan kamu davalarında elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen
dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmü yönünden haksız tahrikin bulunmadığına, beraat hükümleri yönünden ise suçların sabit olduğuna yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
1) Beraat hükümlerinde uygulama maddesinin gösterilmemesi yasaya aykırı ise de bu aykırılık yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarının mahsus bölümlerine “beraatine” ibarelerinden önce gelmek üzere “CMK’nun 223/2-e maddesi gereğince” ibarelerinin eklenmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, sanık .hakkında kasten öldürmeye azmettirme ve hakaret, sanık . hakkında ise hakaret suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2) Sanık . hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede ise;
a) Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın babası . ile katılan arasında başlayan tartışmayı duyarak evden aldığı av tüfeği ile dışarı çıkıp 5-6 metre mesafeden kafasını hedef alarak ateş etmesi sonucu mağdurun başından isabet alarak yere düştüğü, sanığın bir kez daha ateş ederek mağduru bu kez sağ uyluk arka yüz orta bölümünden yaraladığı, mağdurun alın üst bölge orta hattan başlayan frontal bölge ve verteks orta bölgeye uzanan yaklaşık 5 cm genişliğinde 10 cm uzunluğunda açık, kafatası görünecek, hayati tehlike geçirecek, hayat fonksiyonlarını ağır (4.) derecede etkileyecek, kemik kırığı ve yüzünde sabit iz oluşacak şekilde yaraladığı anlaşılan olayda, suça teşebbüs hükümlerini düzenleyen, 9-15 yıl arasında hapis cezası öngören TCK’nun 35. maddesinin uygulanması sırasında meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında üst sınıra yakın bir ceza tayini yerine yazılı şekilde 12 yıl hapis cezasına hükmolunmak suretiyle eksik ceza tayini,
b) TCK’nun 53. maddesi ile yapılan uygulamada, Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren kısmi iptal kararı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin mali durumunun iyi olmadığı, dosyaya yansıyan sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 11.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.