Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2589 E. 2015/4268 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2589
KARAR NO : 2015/4268
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

Hükümlü …’in kasten öldürme suçundan 765 sayılı TCK.nun 448, 51/1, 59, 31, 33 maddeleri ve kasten yaralama suçundan aynı Kanunun 456/4, 457/1, 51/1, 59 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına dair İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.04.2002 tarih ve 2001/118 esas, 2002/64 karar sayılı kararının kesinleşmesine müteakip, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine hükümlünün kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK.nun 81, 29, 62 ve 53 maddeleri uyarınca neticeten 13 yıl, 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, mağdur …’ü kasten yaralama suçundan kesinleşmiş hükmün aynen infazına dair Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2005 tarih ve 2001/118 esas 2002/64 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi,
Dosya kapsamına göre,
1-) 5237 sayılı TCK.nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3, maddeleri uyarınca, yeni Kanunun sanık lehine hükümler getirip getirmediği ve kesinleşmiş hükümler açısından infaz aşamasında uygulanıp uygulanmayacağının tespit edilmesi bakımından, temel ceza maddesi yanında Kanuni ve takdiri artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasında hakimin takdir hakkını kullanarak karar vermesini gerektirir durumlarda, uyarlama yargılamasının duruşmalı yapılmasının gerektiği gözetilmeden, dosya üzerinden karar verilmesinde,
2-) İlk kararda tahrik nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 51/1 maddesi uyarınca 1/4 oranında indirim yapılarak, sanığın suçu hafif tahrik altında işlediği kabul edildiği halde, uyarlama sırasında 5237 sayılı TCK.nun 29. maddesi uyarınca asgari hadden indirim yapılması gerektiği gözetilmeden, asgari hadden uzaklaşılarak 16 yıl hapis cezası belirlenmesinde ve haksız tahrik nedeniyle indirim yapılırken Kanun maddesinin gösterilmemesinde,
3-) 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı gözetilmeden, cezaların infazının tamamlanmasına kadar uygulanmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/118 esas 2002/64 sayılı ek kararın Kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
I- ) OLAY:
Hükümlü …’in 28/03/2001 tarihinde işlediği suçları nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesinin 03.04.2002 tarih ve 2001/118 esas, 2002/64 karar sayılı kararıyla maktül …’ı kasten öldürme suçundan 765 sayılı TCK.nun 448, 51/1, 59, 31, 33 maddeleri uyarınca 15 yıl ağır hapis cezası, mağdur …’ü kasten yaralama suçundan aynı Kanunun 456/4, 457/1, 51/1 ve 59 maddeleri uyarınca 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu hükmün Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18.06.2003 gün ve 2003/4722 esas, 2003/1456 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilerek kesinleştiği ve infazına başlandığı, infaz sırasında 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı TCK.nun yürürlüğe girmesi nedeniyle Cumhuriyet Savcılığının talebi üzerine sanık lehine olan hükümlerin uygulanmasının tespiti amacıyla aynı mahkeme tarafından duruşma açılmaksızın yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, 22.06.2005 tarih ve 2001/118 esas, 2002/64 karar sayılı ek karar ile hükümlünün bu kez kasten öldürme suçundan 527 sayılı TCK.nun 81, 29, 62 ve 53 maddeleri uyarınca 13 yıl, 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, kasten yaralama suçundan ise kesinleşmiş hükmün aynen infazına karar verildiği, hükümlü …’nin önce temyiz isteminde bulunmasına rağmen daha sonra temyiz isteminden vazgeçmesi nedeniyle Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27.03.2008 tarih ve 2008/2071 esas, 2008/2344 karar sayılı ilamıyla CMK.nun 266. maddesi uyarınca dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmesine karar verildiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07.04.2005 tarih ve 94660652-105-34-9816-2014/7589/24450 sayılı yazılı istemlerine dayalı olarak anılan uyarlama kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talebiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.04.2015 tarih ve 2015/128981 sayılı tebliğnamesine bağlanarak Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
II-) Kanun Yararına Bozma istemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Uyarlama yargılamasının duruşmalı yapılması gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu lehe kabul edilerek yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümde 29. madde uyarınca asgari hadden ceza belirlenmesi yerine hükümlünün 16 yıl hapis cezası cezalandırılması, haksız tahrik nedeniyle yapılan indirim sırasında Kanun maddesinin gösterilmemesi ve 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı gözetilmemesi nedenlerine dayalı olarak Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2005 tarih ve 2001/118 esas, 2002/64 sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
III-)Hukuksal Değerlendirme:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamına göre, hükümlü hakkında yapılan kesin hükümde değişiklik yargılaması sonunda verilmiş bulunan hükmün biri usule, diğerleri ise esasa ilişen hususlara ilişkin olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulu’nun 27/12/2005 gün ve 162-173 sayılı kararı başta olmak üzere aynı konu ile ilgili diğer kararlarında da duraksamasız olarak belirtildiği üzere; lehe Yasanın saptanıp uygulanması, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını, kanıt toplanmasını, takdir hakkının kullanılmasını gerektiriyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine ilişkin bir hükmün uygulanması olanağı sonraki yasa ile doğmuşsa, hükümde değişiklik yargılamasının duruşmalı yapılması zorunludur. Evrak üzerinde inceleme yapılabilmesi ise ancak belirtilen haller dışında söz konusu olabilecektir.
Somut olayda; hükümlü hakkında kasten adam öldürme suçundan 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 448, 62, 51/1, 59, 31 ve 33.maddeleri gereğince 15 yıl hapis cezasına, kasten yaralama suçundan ise aynı Kanunun 456/4, 457/1, 51/1, 59 maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmiş ve bu hüküm kesinleşmişken, kesin hükümde değişiklik yargılaması sonunda kasten öldürme suçu yönünden daha lehe olduğu belirlenen 5237 sayılı TCK’nun 81/1, 35, 29, 62. maddeleri uygulanmak suretiyle 13 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedilmiş, kasten yaralama suçu yönünden ise ilk hükmün aynen infazına karar verilmiştir. Bu durumda takdir hakkının uygulanması gerektiğinden duruşmalı yapılması gereken uyarlama yargılamasının evrak üzerinden yapılmasında isabet görülmemiştir.
Nüfus kaydına göre maktül …’ın yaşı suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğundan lehe aleyhe Yasa karşılaştırmasının kasten öldürme suçu yönünden 765 sayılı TCK.nun 448, 51/1, 59, 31, 33 maddeleri ile 5237 sayılı TCK.nun 82/1-e, 29, 61 ve 53. maddeleri uyarınca yapılması gerektiği belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen, uyarlama yargılamasının duruşmalı yapılmasına ilişkin Kanun yararına bozma nedenine göre, tebliğnamedeki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu lehe kabul edilerek uyarlama sonucu kasten öldürme suçundan kurulan yeni hükümde, ilk hükümden farklı olarak haksız tahrik nedeniyle yapılan indirimin fazla olması, haksız tahrik nedeniyle yapılan indirim sırasında kanun maddesinin gösterilmemesi ve 53/1-c maddesinde belirtilen hak yoksunluğunun kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihinden sonra uygulanmaması gerektiği hususlarına yönelik Kanun yararına bozma isteminin bu aşamada reddine karar verilmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kısmen kabulü ile, Ağır Ceza Mahkemesinin 22.06.2005 tarih ve 2001/118 esas, 2002/64 sayılı ek kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına BOZULMASINA,
Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/07/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.