Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2585 E. 2015/4276 K. 06.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2585
KARAR NO : 2015/4276
KARAR TARİHİ : 06.07.2015

Hükümlü … hakkında; Ağır Ceza Mahkemesinin 08.11.2010 tarih, esas 2008/194, karar 2010/278 sayılı kararı ile 17.02.2006 tarihinde işlediği mağdur …’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK’nun 81/1, 35, 29, 62. maddeleri gereğince 7 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hakkında verilen mahkumiyet kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 12.11.2012 tarih, esas 2011/5649, karar 2012/8138 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 08.11.2010 tarih, esas 2008/194, karar 2010/278 sayılı kararına karşı hükümlü ve müdafiinin 05.11.2013 ve 20.11.2013 tarihli dilekçelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek itiraz yoluna gidilmesini talep ettikleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02.12.2013 tarih ve KD-2013/361526 sayılı yazı ile karara itirazı gerektirir maddi ve hukuki sebep bulunmadığından itiraz yoluna gidilmediğinin hükümlü ve müdafıine bildirildiği, Hükümlü müdafiinin 16.01.2014 havale tarihli dilekçe ile Erciş Ağır Ceza Mahkemesine müracaat ederek dosyanın yeniden ele alınarak yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunduğu, Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 27.01.2014 tarih, esas 2008/194, karar 2010/278 sayılı ek kararla itiraz konusu sebeplerin daha önce ileri sürüldüğü, Yargıtay ilgili dairesince incelendiği, hükme etkili bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, olayın üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra talep tarihine kadar bulunmayan ve bildirilmeyen tanıkların olayı gördüğü yönündeki ve olayın tanığı olduğu yönündeki iddianın inandırıcı olmadığından, kabule değer görülmeyen talebin reddine karar verildiği, Bu red kararına karşı hükümlü müdafiinin itiraz ettiği, itiraz mercii olarak inceleme yapan Ağır Ceza Mahkemesince 27.03.2014 tarih ve 2014/211 değişik iş sayılı kararla hükümlü müdafiinin itirazının reddine karar verildiği, Hükümlü müdafiinin dilekçe ile Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’na müracaat ederek; Ağır Ceza Mahkemesince 27.03.2014 tarih ve 2014/211 değişik iş sayılı kararının bozulması için Kanun yararına bozma yoluna gidilmesi isteminde bulunduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 16.07.2014 gün ve 94660652-105-654757-2014-14635/49042 sayılı yazılı istemleri üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.09.2014 tarih ve 2014/283611 sayılı tebliğnamesine bağlı olarak dairemize gönderilen dosyanın incelendiği; Dairemizin 30.12.2014 tarih, esas 2014/4799, karar 2014/6759 sayılı ilamı ile; “ Hükümlü müdafıinin “yeni delil” dediği hususların, ilk kez ortaya çıkan delil niteliğinde olmadığı, kararın kesinleşmesinden sonra hükümlü müdafii tarafından gösterilen tanıkların mahkemeye sundukları dilekçe içeriklerine göre daha önce yargılama aşamasında dinlenen tanıklardan farklı bir beyanda bulunmadıkları, hükümlünün olay yerinde olmadığını ifade ettikleri, olaydan sonra kardeşi …’in yarasını eliyle kontrol ettiğini beyan ettikleri, bu beyanlarının yeni delil niteliğinde kabul edilmesinin mümkün olmadığı zira mahkemenin yargılama aşamasında hükümlünün olay yerinde bulunmadığına, olayı gerçekleştirenin hükümlü olmadığına ilişkin dinlenen tanık beyanlarını, diğer topladığı delillerle birlikte değerlendirerek kararını verdiği, suçun hükümlü tarafından gerçekleştirildiğini kabul ettiği, mahkumiyet kararına karşı hükümlü müdafıinin suçun hükümlü tarafından işlenmediğine ilişkin itirazı ile diğer itirazlarının Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından kabul edilmeyerek hükmün onanmasına karar verildiği, Hükümlü ve müdafıinin, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte, ciddiyette yeni deliller ileri sürmediği anlaşılmakla; hükümlü ve müdafıinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e madde fıkrasında belirtilen “yeni olaylar veya yeni kanıtlar” ortaya koyamadığı anlaşıldığından, “Kanun Yararına Bozma” (CMK.309/1) cihetine gidilmemiştir.” gerekçesiyle hükümlü müdafıinin yargılamanın yenilenmesi istemi üzerine Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 27.01.2014 tarih, esas 2008/194, karar 2010/278 sayılı ek kararda ve bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Van 2.Ağır Ceza Mahkemesince verilen 27.03.2014 tarih, 2014/211 değişik iş sayılı kararda isabetsizlik görülmediğinden “Kanun Yararına Bozma” isteminin REDDİNE karar verildiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 26.03.2015 gün ve 94660652-105-65-4757-2014-686421674 sayılı yazı ile Dairemizin kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz yoluna gidilmesini istediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.04.2015 tarih ve 2015/116367 sayılı tebliğnamesi ile dosyanın dairemize gönderildiği anlaşılmakla; 05.072012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla işlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında” Yasanın 99. maddesiyle, 5271 sayılı Yasanın 308. maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle, 5320 sayılı Yasaya eklenen Geçici 5. madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosya Dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308. maddesinin, 6352 sayılı Yasanın 99. maddesi ile eklenen 3. Fıkrası uyarınca yapılan incelemede; Dairemizce verilen 30.12.2014 tarih, esas 2014/4799, karar 2014/6759 sayılı Kanun yararına bozma isteminin reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçeleri yerinde görülmediğinden İTİRAZIN REDDİNE, dosyanın itiraz konusunda karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine, 06/07/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.