Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2583 E. 2015/3415 K. 27.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2583
KARAR NO : 2015/3415
KARAR TARİHİ : 27.05.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/116374

Muhtelif suçlardan hükümlü O.. D..’ın, cezalarının 6 yıl 10 ay 20 gün ağır hapis ve 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası olarak içtimaına dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.09.1997 tarihli ve 1997/290 Değişik iş sayılı kararının infazı sırasında, hükümlünün 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun gereğince 16.11.2011 tarihinden itibaren şartla tahliyesine ilişkin Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.11.2001 tarihli ve 2001/595 Değişik iş sayılı kararı sonrasında, hükümlünün şartla tahliye süresi içinde 14.07.2002 tarihinde işlediği yağmaya teşebbüs suçundan Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2006 tarihli ve 2005/144 Esas, 2006/379 sayılı ilamı ile 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair kararın kesinleşmesi üzerine, hükümlü hakkında verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına, 14.07.2002 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi 16.03.2010 tarihleri arasında kalan sürenin aynen infazına dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.06.2013 tarihli ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararı sonrasında, infaz savcılığınca deneme süresinde işlenen suçun aynı neviden ya da daha ağır cezayı gerektirir suç olmadığından bahisle şartla tahliyenin geri alınması kararının kaldırılması talebinde bulunması üzerine, talebin kabulü ile şartla tahliyenin geri alınmasına dair 11.06.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarihli ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararını kapsayan infaz dosyası incelendi.
Dosya kapsamına göre, 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un 1/1-(4/2-3) maddesinde tanımlanan “aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç” kavramının aynı maddede tanımlanan “davanın açılması veya kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi” kararının geri alınmasına ilişkin bir düzenleme olduğu, şahsi hürriyeti bağlayıcı cezanın kesinleşmesinden sonra anılan Kanun’un 1/1-(3/b) maddesi uyarınca verilen şartla salıverilme kararının uygulanması ve geri alınması yönünden uygulama olanağının bulunmadığı, bu halde genel hükümlere göre 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 17, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/12 maddeleri uyarınca uygulama yapılması gerektiği, somut olayda denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işleyen hükümlünün koşullu salıverilme kararının geri alınmasına karar vermek gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, Antalya 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin 25.12.2013 tarihli ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararının bozulması gerektiğinden söz edilerek Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 26.0.2015 gün ve 94660652-105-07-2556- 2015/6874/21690 sayılı yazılı istemlerine müsteniden anılan kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2015 tarih 2015/116374 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu; gereği konuşulup düşünüldü.
I) Olay :
Muhtelif suçlardan hükümlü O.. D..’ın, cezalarının 6 yıl 10 ay 20 gün ağır hapis ve 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası olarak içtimaına dair Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.09.1997 tarihli ve 1997/290 Değişik iş sayılı kararının infazı sırasında 16.11.2001 tarihinden geçerli olmak üzere Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin koşullu salıverme kararıyla şartla tahliye edildiği, koşullu salıverildikten sonra işlediği yağmaya teşebbüs suçundan dolayı 06.11.2006 tarihinde Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince 5237 sayılı TCK’nun 149/1-a-h, 35/2, 62 maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu kararın kesinleşmesi üzerine Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11.06.2013 tarihli ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararı ile şartla tahliye kararının geri alınmasına, ikinci suç tarihi olan 14.07.2002 tarihi ile bihakkın tahliye tarihi olan 16.03.2010 tarihleri arasındaki sürenin aynen infazına ilişkin karara Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edildiği, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarihli ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararı ile 11.06.2013 tarih ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı şartla tahliyenin geri alınmasına yönelik ek kararın kaldırılmasına, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 03.05.2013 tarih ve 2009/1-1851 ilamat sayılı hükümlü O.. D.. hakkındaki şartla tahliyenin geri alınmasına yönelik talebin reddine karar verildiği, bu kararının bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Hükümlü O.. D..’ın içtimalı cezaların infazı sırasında koşullu salıverildikten sonra, denetim süresi içerisinde işlediği yağmaya teşebbüs suçundan hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilmesi nedeniyle koşullu salıverilmenin geri alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
III) Hukuksal değerlendirme;
Gerek 22.12.2000 günlü resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4616 sayılı” 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun” ile gerekse bu yasanın bazı maddelerinin Anayasa
Mahkemesi tarafından iptali üzerine aynı tarihte yeniden düzenlenerek 28 Mayıs 2002 günlü resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve daha lehe olan 4758 sayılı “ 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun”a göre;
A- Madde 2: “… veya şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilenlerin ya da aldıkları ceza herhangi bir nedenle şahsi hürriyeti bağlayıcı cezaya dönüştürülenlerin tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıl indirilir. İndirim, verilen her bir ceza için ayrı ayrı değil, toplam ceza üzerinden bir defaya mahsus yapılır. Ancak bir kişinin muhtelif suçlarından dolayı cezaları ayrı ayrı tarihlerde verilmiş olsa bile, bu cezaların toplamı üzerinden yapılacak indirim on yılı geçemez.”
B- Yine gerek Anayasa Mahkemesince iptal edilen 4616 sayılı yasanın I/4-2 maddesinde ve gerekse 4758 sayılı yasanın I/4-2 maddesindeki “Erteleme konusu suçun dava zamanaşımı süresi içinde bu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlendiğinde, erteleme konusu suçtan dolayı da dava açılır veya daha önce açılmış bulunan davaya devam edilerek hüküm verilir. Bu süre, erteleme konusu suç ile aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlenmeksizin geçirildiğinde, ertelemeden yararlanan hakkında kamu davası açılmaz…” şeklindeki düzenlemedeki -aynı cins suç- kavramını 765 sayılı TCK’nın da yer alan kabahat ve cürüm şeklindeki suç ayrımına göre anlamak gerekir. 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın da kabahat ve cürüm ayırımı kaldırılmış, ağır hapis, hapis ve hafif hapis şeklindeki düzenlemeye son verilerek, süresi ne olursa olsun tüm hürriyeti bağlayıcı cezalar- hapis- olarak nitelendirilmiştir.
Nitekim Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/12. maddesinde “ koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi…” şeklindeki düzenlemede konu açıklığa kavuşturulmuştur.
Sonuçta, bihakkın tahliye süresi içinde işlenen ikinci suçun para cezası gerektiren suç dışında hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç olması, birinci suçtan dolayı verilen koşulu salıverilme kararının geri alınmasını gerektirecektir.
Olayımızda koşullu salıverilme kararının geri alınmasını gerektiren ikinci suç tarihi 23 Nisan 1999’dan sonra olup, geri alma kararı da bu tarihten sonra olduğundan geri alınan süre ile ilgili olarak gerek 4616 sayılı yasa ve gerekse bu yasanın bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine aynı konuda yeniden düzenlenen 4758 sayılı yasada ki çekilmesi gereken cezadan 10 yıllık indirimden yararlanılamaz.
Bu durumda yasaya aykırı bulunan Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarih ve 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararının bozulması yoluna gidilmiştir.
IV) Sonuç ve Karar:
Bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.12.2013 tarih, 1992/217 Esas, 1993/10 sayılı ek kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 27/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.