Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2378 E. 2016/793 K. 24.02.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2378
KARAR NO : 2016/793
KARAR TARİHİ : 24.02.2016

MAHKEMESİ :.Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 04/07/2012, 2010/247 (E) ve 2012/121 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, silahla tehdit, suçluyu kayırma
SUÇ TARİHİ : 2010 yılı Eylül ayı ortaları-29/09/2010

TÜRK MİLLETİ ADINA

1-) Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu’nun 20.10.2009 gün ve 2009/1-85/242 sayılı kararında açıklandığı üzere; nitelikli şekilde öldürmeye
teşebbüs ve nitelikli şekilde tehdit suçlarının failleri olarak yargılanan sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanık yönünden savunmada zaafiyet yarattığı durumlarda sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; aralarında akrabalık ilişkisi bulunan sanıklar ., .ve . arasında menfaat çatışması bulunduğu anlaşıldığından, sanıkların savunmalarının ayrı ayrı müdafiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/1. ve 5271 sayılı CMK.nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
2-) CMK.nun 188/1. maddesi uyarınca duruşmaya gelmeyen sanıklar .,.,., vekilinin duruşmada hazır bulunarak görevini yapmaya zorlanması, katılmadığı oturumlardaki bilgi, belge ve işlemlere karşı savunma yapmaya davet edilmesi, gerektiğinde CMK.nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu bir müdafii görevlendirilmesi yoluna gidilerek savunmada oluşan boşluk ve kısıtlılığın giderilmesi gerektiğinin düşünülmeden sanıklar vekilinin yokluğunda hüküm kurulması,
3-) Kabule göre de;
A-) Sanık . hakkında suçluyu kayırma suçundan kurulan hüküm yönünden; Sanık hakkında suçluyu kayırma suçundan açılmış bir dava bulunmadığı halde sanığın mahkumiyetine karar verilerek 5271 sayılı CMK’nun 225. maddesine aykırı davranılması,
B-) Sanıklar .,., hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinde;
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri dikkate alındığında, hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Usule aykırı olup, sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu nedenlerle hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 24/02/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.