Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2362 E. 2015/5892 K. 01.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2362
KARAR NO : 2015/5892
KARAR TARİHİ : 01.12.2015

Tebliğname No : 1 – 2014/144292
MAHKEMESİ : İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 31/12/2013, 2013/340 (E) ve 2013/509 (K)
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, silahlı direnme

TÜRK MİLLETİ ADINA

1) Sanık hakkında genel güvenliği kasten tehlikeye düşürmek, mala zarar verme suçlarından TCK’nun 44’ncü maddesi gereğince hüküm kurulmasına yer olmadığına; 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan davanın reddine ilişkin mahkemece verilen kararların, temyizinde bir hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla müdafiinin bu hükümlere yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE karar verilmiş,
2) Sanık hakkında tekerrüre esas teşkil eden İzmir 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/415 Esas, 2009/731 Karar sayılı ilamı bulunmasına rağmen TCK’nun 58. maddesinin uygulanmaması ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır,
3) Sanık hakkında kamu görevlisine silahla direnme ve mağdur Önder’i kasten öldürmeye teşebbüs suçları yönünden verilen hükümlerin incelenmesinde;
a) Mağdurdan sanığa yönelen haksız bir hareket tespit edilememesine rağmen sanık hakkında TCK’nun 29. maddesinin uygulanması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır,
b) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Şevket’in mağdur Önder’i kasten öldürmeye teşebbüs, kamu görevlisine silahla direnme suçlarının sübutu kabul,
oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişkin cezaları azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve düzeltme nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
ba ) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi kapsamında baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde sanıktan tahsiline karar verilmesi,
bb) 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında bu madde ile yapılan uygulamalar kanuna aykırı ise de bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden CMUK’nun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak;
Hüküm fıkrasından zorunlu müdafii ücretlerinin çıkartılmasına, yargılama giderleri toplamının “116,65 TL” olarak, TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin ise “Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3 maddelerinin tatbikine şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
4) Sanık hakkında mağdur Murat’ı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre;
Sanık Şevket’in, aralarında bulunan husumet ve mağdur Önder’in tahrik oluşturan sözlerinin etkisiyle mağdurlar Önder ve Murat’ın bulunduğu hareketli araca tespit edilemeyen mesafeden 8 el ateş ettiği, mağdurların isabet almadığı, 5 merminin aracın ön kaput, sol dikiz aynası ve sol çamurluğa isabet ettiği anlaşılan olayda;
a) Sanık ile mağdur Murat arasında önceye dayalı anlaşmazlığın bulunmadığı, sanığın araba içerisinde bulunan mağdur Murat’ın da isabet alıp ölebileceğini veya yaralanabileceğini öngörebilecek durumda olduğundan olası kastla hareket ettiğinin kabulü gerektiği, olası kastla işlenen suçlarda meydana gelen sonuca göre nitelendirme yapılmasının icabettiği, mağdur Murat’ın eylem neticesinde isabet almadığı nazara alındığında beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu mahkumiyet hükmü kurulması,
b) Kabule göre ise;
24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri doğrultusunda sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, 01/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.