Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2328 E. 2015/4272 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2328
KARAR NO : 2015/4272
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tasarlayarak kan gütme saikiyle öldürmeye teşebbüs, hakaret

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık … mağdur … yönelik eyleminin sübutu kabul, bozma nedeni saklı kalmak üzere oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık …’nın mağdur …’ya hakaret suçundan hakkında elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan,katılan sanık … ve müdafiinin tahrikin varlığına, cezanın fazla tayin edildiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1-) Sanık … hakkında mağdur …’ya hakaret suçundan kurulan beraat hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2-) Sanık … hakkında mağdur …’ya yönelik eylemi nedeniyle kurulan hüküm yönünden;
Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık …’nın mağdur …’ya ait kıraathanede işçi olarak çalıştığı, olay tarihinden dört ay önce annesi ile mağdur … arasında ilişki olduğunu öğrenmesi üzerine sigortalı bir işe başlayacağını söyleyerek kıraathaneden ayrıldığı, mağdur …’yı takip ederek annesinin evine gidip gitmediğini araştırdığı, bir kaç gün sonra mağdur …’ya “sana benim gibi ekmek kazandıran bir insana bu yapılır mı? annemden uzak dur” diye söylediği, annesine de ilişkiyi bildiği yönünde beyanda bulunduğu, sonraki günlerde mağdur …’ya ait kıraathaneye gidip gelmeye devam ettiği, olay günü arkadaşlarıyla birlikte içki içmek için evden dışarı çıkacağı sırada meyve soymakta kullanmak amacıyla evinden bıçak aldığı, arkadaşlarıyla buluşup, alkol aldıktan bir süre sonra mağdur …’nın kıraathanesine giderek oturduğu, mağdur …’nın tuvalete gitmek için kıraathanenin bulunduğu pasajın alt kata indiğini görünce yalnız konuşmak için peşinden gittiği, mağdur … tuvaletten çıktığı sırada, annesi ile mağdur arasındaki ilişkinin bitmemesinin verdiği kızgınlıkla, mağdura bıçakla vurarak yaşamsal tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda, Her ne kadar töre saiki ile tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulmuş ise de;
-Dairemizin 12.12.2012 gün ve 2012/3659-9331 sayılı ilamında belirtildiği üzere, Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının (k) bendinin konusunu oluşturan “töre”nin, “belli bir davranışı gerçekleştirenin veya belli bir yaşam biçimini tercih edenlerin öldürülmesini gerektiren”, “kötü bir töre”yi ifade ettiği, bir davranışın töreden kaynaklandığını söyleyebilmek için, bu davranışın “bir toplulukta genel olarak benimsenmiş, yerleşmiş yaşam biçimlerinden veya değer yargılarından kaynaklanmasının” gerekli olduğu, yasal düzenlemede geçen “saik” kelimesinin, öldürme fiilinin fail tarafından “başka her türlü etkiden uzak olarak sırf toplumda benimsenmiş olan genel bir davranış veya yaşam biçimine aykırı davranılmış olmasını cezalandırmayı görev addedip onun etkisiyle” işlenmesini, başka bir deyişle, “öldürme kastının, kötü törenin etkisiyle oluşması lüzumunu” ifade ettiği, bu durumdaki failin “öldürme eylemini” gerçekleştirirse toplum tarafından “saygınlık” ile ödüllendirileceğini, gerçekleştirmediği takdirde ise “kınanacağını” düşünmesi ve bu eylemi saygınlık kazanmak ya da kınanmamak için işlemesi gerektiği, dolayısıyla “töre saikiyle öldürme”den bahsedilebilmesi için, öncelikle mağdurun “toplumda genel olarak benimsenmiş olan bir davranış veya yaşam biçimine aykırı davranmış olmasının, ikinci olarak bu aykırı davranışın “ölümle” cezalandırılması gerektiğinin o toplumda yaşayanlar tarafından beklenen bir tepki olduğunun kabul edilebilmesinin, üçüncü olarak ise öldürme fiilinin fail tarafından toplumun öldürme beklentisinin yönlendirmesiyle sırf aykırı davranışın cezalandırılması görevi üstlenilerek işlenmesinin” şart olduğu, “töre” kavramıyla sık sık karıştırılan “namus” kavramının ise “bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet, doğruluk, dürüstlük” olarak tanımlandığı, bu anlamda, töre ile namusun benzer ancak farklı kavramlar oldukları, törenin belli koşullarda namusu da içine alan üst bir kavram olarak ortaya çıkabileceği durumlar var ise de, diğer koşulların bulunmadığı hallerde, sırf kişilerin sübjektif namus anlayışından, kıskançlıktan, cinsel arzu ve isteklere karşılık alamamaktan, kınamaktan, hoşlanmamaktan, tasvip etmemekten, söz geçirememekten kaynaklanan öldürme fiillerinin “töre saikiyle öldürme” olarak nitelendirilemeyeceği, aynı şekilde, toplumun tasvip etmediği veya kınadığı davranışları işleyenlerin ya da yaşam biçimini tercih edenlerin öldürülmesi” biçiminde gerçekleştirilen her fiilin de toplumdaki öldürme beklentisi açıkça ortaya konulmadan”, sırf bu nedenle “töre saikiyle öldürme” olarak değerlendirilemeyeceği, buna göre, “töre cinayeti ile namus cinayetinin” aynı kavramlar olduğunun söylenemeyeceği, zira, suçta ve cezada kanunilik prensibi ile ceza hukukundaki kıyas yasağının, “töre saikiyle öldürme” suçunun uygulanma alanını bu şekilde genişletmeye izin vermeyeceği,
Bu açıklamalar ışığında, sanık …’nın annesi ile işvereni olan mağdur … arasındaki ilişkinin bitmemesinin verdiği kızgınlıkla bıçakla mağdura vurarak öldürmeye teşebbüs etmesinin töre saiki ile öldürmeye teşebbüs biçiminde nitelendirilemeyeceği,
-Suçun tasarlanarak işlendiğinin kabulü için; Sanığın eylemini gerçekleştirmeye olay tarihinden önce karar vermesi, kararında sebat ve ısrar göstermesi, karar ile icra arasında makul bir süre geçmesi ve mağduru öldürmeye teşebbüs etmesi gerektiği, oysa somut olayda öldürme kararının ne zaman verildiği belli olmadığından tasarlamanın unsurlarının bulunduğunu gösterir her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli kanıt da bulunmadığı anlaşılmakla, Sanık …’nın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan TCK.nun 81, 35, 62, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine töre saiki ile tasarlayarak öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı olup, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 02/07/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.