Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/2033 E. 2015/4271 K. 02.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/2033
KARAR NO : 2015/4271
KARAR TARİHİ : 02.07.2015

Kasten öldürme suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonunda Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.10.2013 gün ve 2013/8907 soruşturma, 2013/24741 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin, Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 14.11.2007 tarih ve 2007/9636 esas, 2007/9375 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, 5271 sayılı CMK.nun 160. maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı CMK.nun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturma bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda; Şikayetçi …’in, ölüm olayından on gün önce ölenin evinde bulunan sürahiden pet şişeye doldurduğu, suyun analiz edilmesi sonucu deltamethrin isimli zehir tespit edildiği halde maktule ait kan ve doku örneklerinde bu zehrin bulunup bulunmadığı yönünde tetkik yaptırılmaması ve şikayetçinin yeğeni …’un bilgi ve görgüsünün tespit edilmemesi nedenleriyle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden söz edilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.02.2015 gün ve 94660652-105-42-11937-2014-4166/12660 sayılı istemlerine dayanılarak Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2015 tarih ve ve 2015/72853 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle, okundu, gereği konuşulup, düşünüldü.
I-) OLAY:
…’in 22.02.2013 günü evinde şüpheli ölümü ile ilgili olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca meçhul şüpheli hakkında soruşturma başlatıldığı, sonuçta “ölene ait kan ve iç organ parçalarında toksik madde tespit edilmemesi, ölenin vücudundaki lezyonların ölümü meydana getirecek nitelikte olmaması, kişinin ölümünün kendisinde mevcut akciğer enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlara bağlı olduğunun belirlenmesi nedeniyle olayda herhangi bir suç unsuru bulunmadığı” gerekçe gösterilerek 04.10.2013/8907 soruşturma, 2013/24741 karar numarası ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Bu karara karşı şikayetçi … vekili tarafından yapılan itirazın, Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı kararı ile reddine karar verilmesi suretiyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
II- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Uyuşmazlık, ölen …’in ölüm sebebinin akciğer enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlara bağlı olduğunun tespit edilmesinden dolayı suç unsuru bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığı kararına yönelik yapılan itirazın reddine dair Seydişehir Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı kesinleşen kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
III- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
5271 sayılı CMK.nun 160. maddesinde “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet Savcısı maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altını almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dosya kapsamına göre, ölen …’in ölüm sebebinin akciğer enfeksiyonu ve gelişen komplikasyonlara bağlı olduğunun tespit edilmesi nedeniyle, suç unsuru bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, müşteki …’in soruşturma aşamasında alınan beyanında, ölenin evine ölüm olayından on gün önce gittiğini, evde yeğeni …’un da bulunduğunu, ölenin içmek için sürahiden bardağa doldurduğu suyun renginin beyaza yakın olduğunu görünce şüphelendiğini, içmesine engel olduğunu, sürahideki suyun bir kısmını pet şişeye doldurduğunu, bahse konu suyun evde … tarafından muhafaza edildiğini, gerekli analizlerin yapılmasını Cumhuriyet Savcılığından talep ettiğini belirttiği, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaptırılan tetkik sonucu, Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüketici Güvenliği Laboratuvarları Daire Başkanlığının 10.04.2013 gün ve 22500 numaralı analiz raporuna göre suda deltamethrin isimli zehrin tespit edildiği, Sinekler, antropotlar ve balıklar için son derece zehirli, memelilerde ise zehirliliği düşük olan delthamethrin isimli zehrin, düşük dozlarda uzun süre alınması halinde akciğer enfeksiyonu ile karıştırılabilecek belirtiler vererek ölüme neden olduğu, kan ve doku örnekleri üzerinde yapılan sistematik zehir analizlerinde kan ve dokuda düşük seviyede bulunması nedeniyle tespit edilemediği, ancak özel olarak aranması halinde tespit edilebildiği, bu nedenle ölene ait kan ve doku örneklerinde adı geçen zehrin bulunup bulunmadığı yönünde özel bir tetkik yaptırılması, şikayetçinin yeğeni olan …’un bilgi ve görgüsünün tespit edilmesi gerekirken bu işlemlerin yapılmadığı, dolayısıyla ölümün halen şüpheli kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
III- SONUÇ VE KARAR:
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının isteminin kabulüne,
2- Ağır Ceza Mahkemesinin 03.02.2014 gün ve 2013/2035 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca “kanun yararına” BOZULMASINA,
3- Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.