Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/1760 E. 2015/1935 K. 01.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1760
KARAR NO : 2015/1935
KARAR TARİHİ : 01.04.2015

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs, kasten yaralama, hakaret, tehdit

Sanık İ.. I.. hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yapılan yargılama sonunda; mahkumiyetine dair …Ağır Ceza Mahkemesince bozma üzerine verilen 16.07.2013 gün ve 142/256 sayılı hükmün sanık müdafiinin temyizi üzerine, Dairemizin 30.12.2014 gün ve 2014/5569 esas, 2014/6771 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği, Dairemizin onama yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itirazda bulunulduğu; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 gün, 2012/280, 2012/928 sayılı karar ile 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında” Yasanın 99.maddesiyle, 5271 Sayılı Yasanın 308.maddesinde yapılan değişiklik ve 101. maddesiyle, 5320 Sayılı Yasaya eklenen Geçici 5.madde uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere dosya dairemize gönderilmekle, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 308.maddesinin, 6352 Sayılı Yasanın 99, maddesi ile eklenen 3.fıkrası uyarınca yapılan incelemede;Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz gerekçeleri yerinde görülmekle İTİRAZIN KABULÜNE, Dairemizce verilen 30.12.2014 gün, 2014/5569 esas, 2014/6771 karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü;
1- Katılan sanık… hakkında, katılan sanık İdris’i kasten yaralama ve hakaret ile katılan sanık …’ın katılan sanık İdris’i tehdit suçlarından CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararlar, aynı Yasanın 231/12 maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olup temyiz kabiliyeti bulunmadığından, söz konusu hükümlerin itiraz merciince incelenmesi mümkün görülmüştür.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık İ.. I..’ın mağdur …a karşı kasten öldürme suçuna teşebbüsün sübutu kabul, incelenen dosyaya göre bozma üzerine verilen hükümde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiştir,
Ancak;Oluşa ve dosya içeriğine göre, alkollü olan mağdur …’ın saat 22.00 sıralarında tekel büfesi işleten sanık İdris’e “iki bira versene lan” şeklinde hitap ederek bira istediği, biraların parasını vermeyeceğini söylediği, sanığın ise mağdura gündüz vakti “70’lik rakı” alması nedeniyle kendisinde para olduğunu bildiğini söyleyip para vermeyecekse biraları bırakmasını istediği, bu nedenle aralarında tartışma çıkması üzerine, mağdurun tezgahın arkasındaki İdris’e doğru bira şişelerini fırlattığı ancak İdris’in eğilmesi ile şişelerin isabet etmediği, devamında mağdurun dükkanda bulunan piknik tüpünü de İdris’e doğru fırlattığı, yine isabet etmeyen piknik tüpünün dükkanda bulunan bir kısım şişeleri kırdığı, hemen arkadan gelen diğer mağdur …’ yanında yer alarak bir diğer piknik tüpünü İdris’e fırlatmaya çalıştığı,…’e göre oldukça genç olan mağdurların, sanığı darp etmeye başlamaları üzerine sanığın tost yapmada kullandığı ekmek bıçağıyla mağdur …’ı iki adet batına nafiz, mide keşişine neden olacak ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaraladığı olayda,Sanığın kendisine ve malına yönelmiş gerçekleşen ve tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anki hal ve şartlara göre saldırıyla defetme zorunluluğunda bulunduğu, ancak bu sınırı mazur görebilecek bir heyecan, korku ve telaşla aştığı anlaşılmakla; sanık hakkında TCK.nun 27/2 ve CMK’nun 223/2-d maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine, delilerin takdirinde yanılgıya düşülerek TCK.nun 81,29 ve 62 maddeleri uyarınca yazılı şekilde mahkumiyet hükmü verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafıinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı, ancak itiraz üzerine itiraz düşüncesine uygun olarak (BOZULMASINA), üye … Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddi gerektiği yönündeki karşı oyuyla ve oy çokluğuyla 01.04.2015 gününde karar verildi.Dosyamızda delillerin ortaya konulması ve bu nedenle oluşun kabulünde hatalara düşülmüştür.
Öncelikle, delillerin kabulünde hata yapılmıştır. Deliller sadece sanık İdris ve müdafiinin geliştirdikleri bakış açısından değerlendirilerek kabul edilmiştir.Dosyamıza konu olaydaki maddi deliller; jandarma tarafından tutulan olay yeri inceleme, delil tesbit tutanağı, olay yeri basit krokileri, … beyanlarına göre düzenlendiği belirtilen olay yeri tesbit ve görgü tutanağı, olay yeri inceleme elemanı tarafından çekilen fotoğrafların eklendiği olay yeri krokisi, sanık İdris’in olayda kullandığı tabanca ve bıçak ile ilgili tutanak ve raporlar, … ait doktor raporlarından ibarettir.Olayımızın meydana geliş şekline ilişkin tarafsız tanık anlatımı bulunmamaktadır. Beyanlar, bir taraftan sanık İdris, oğlu … ve sanığın kardeşi … diğer taraftan mağdurlar… ifadelerinden ibarettir.
1- Olayla ilgili ilk tutanak sanıklar İdris ve oğlu … beyanları üzerine saat 22:25’de tutulmuş, mağdurlar … sanık İdris tarafından önce bıçak daha sonra tabanca ile yaralanıp hastaneye kaldırıldıklarından beyanları alınamamıştır.Sanık… bira alımı nedeniyle aralarında tartışma çıktığını beyan etmiştir.Sanık… kardeşi tanık … karokolda; olayın meydana geliş şeklini görmediğini, patırtılar üzerine yiğeni … kardeşinin dükkanına gönderdiğini, kısa bir süre sonra … geri geldiğini,…’ın, yiğeni …in arkasından höşmerim tatlısını attığını söylemiş, 17.06.2008 tarihli duruşmada ise; sesler üzerine dışarı çıktıklarında iki el silah sesi geldiğini, baktıklarında …l’un olay yerinden kaçmakta olduğunu, bir taraftan ağabeyi…’e “bunu senin yanına bırakmayacağım, öldüreceğim” diye bağırdığını söylemiştir. Görüldüğü üzere, …’ın tehdit içeren sözleri, olay öncesi veya olay sırasında olmayıp, … ve arkadaşının ağır yaralanmalarından sonra, yine… tarafından sarfedilmiştir.
2-.. ve oğlu …, karakolda susma haklarını kullanmış, daha sonra müdafii aracılığı ile savcılıkta ilk savunmalarını yapmışlardır. Sanık …Cumhuriyet savcılığındaki beyanında;… ile aynı mahallede oturduklarını, öğle vakti…’ın rakı aldığını, bu sırada onda para olduğunu gördüğünü, akşam saat 22:00 sıralarında …’un kendisine hitaben “ hop, dükkana gel” dediklerini, kendi dükkanının bitişiğindeki kardeşinin marketinde sigortalı olarak çalışan …’ün bakkal dükkanına geldiklerini, kendisinden iki adet bira isteyip aldıklarını, …’ın para vermeyeceğini söylediğini kendisinin önce “vermeyeceksen verme” dediğini, ancak onda para olduğunu gördüğünü ve bildiğini söylediğini,…’ın ise parası olduğunu ancak vermek istemediğini söylediğini, bunun üzerine kendisinin “o zaman biraları yerine koy” dediğini, …’ın almış olduğu bira şişelerini kendisine fırlattığını, ardından bir piknik tüpünü de kendisine attığını, kendisi de korunmak için önce bıçak, daha sonra tabanca ile onlara müdahale ettiği beyan etmiştir.Böylece, sanık İdris ile mağdur… aynı mahallede oturmaktadır. Mağdur … ve arkadaşı, sanık İdris’in dükkanının bitişiğindeki sanığın kardeşine ait markette işçi olarak çalışmaktadır. …’in aynı mahallede oturmaları …’ın bitişik markette sanık …’in kardeşine ait işyerinde işçi olarak çalışması, olay günü yine kendisinden içki alıp daha sonra üst kattaki birahanede içtikleri parasını vermeleri sanık İdris’in “paran yoksa verme” diyerek ödünç verebileceğini söylemesi karşısında…un mal edinme kastlarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Zaten, Cumhuriyet savcısı da yağma suçu yönünden yeterli şüphe görmemiş ve bu suçtan fezleke dahi düzenlememiştir. Sayın çoğunluğun oluş ve kabulü, tartışmanın bira parasını o anda ödenip ödenmemesinden çıktığı şeklindedir.
3- Sanık ve mağdurların hukuki konumlarını belirlemek önem arz etmektir. Suç tarihinde sanık… 50, mağdur … 30, mağdur … 37 yaşlarındadır. Doktor raporuna göre sanık…’in sol el bileğindeki hafif kızarıklık dışında darp ve cebir izi bulunmamaktadır.Dosya kapsamına göre, çıkan tartışma üzerine …, elindeki biraları sanık İdris’e atmıştır. Gerçekten mal edinme kastı olsaydı … almak istediği iki birayla oradan ayrılırdı ve …’in de beyan ettiği gibi bu konuda kendisine müdahale edilmeyecekti. Ancak, kast ve amaç mal edinmeye yani yağmaya yönelik olmadığı, aralarındaki samimiyete rağmen …’dan hemen para istenmesi nedeniyle çıkan tartışmaya bağlı olduğundan, tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Özcan elindeki biraları sanık…’e gelişi güzel atmıştır. Bira şişeleri sanık…’e isabet etmemiştir.
Bu nedenlerle; … ve …’un, sanık…’in malına yönelik saldırıları olduğuna dair ne soruşma ne de kovuşturma aşamasında ciddi bir iddia gündeme getirilmemiştir. Sanık… bile ödeme biçimi hususundaki tartışma üzerine çıkan kavgadan bahsetmektedir. Bu nedenle, … ve…’un sanık İdris’in malına yönelik saldırıları olduğu varsayımı dosya gerçeği ile bağdaşmamaktadır.
4- Olayımızda ortaya konulması gereken diğer bir husus; sanık …’in, mağdur …’a karşı öldürmeye teşebbüs eyleminin TCK 25 ve 27/2 maddeleri kapsamında kabul edilip edilmeyeceğidir.
Dosyadaki beyanların değerlendirilmesinden yola çıkıldığında, oluşa ilişkin olarak bir tarafta sanık İdris ve oğlu …’in, diğer tarafta mağdurlar… ve …un ifadeleri bulunmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere, sanık İdris; …’ın aldığı iki biranın parasını o anda vermek istemediğini, kendisinin biraları yerine koymasını istediğini, bu nedenle aralarında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğünü, …’ın biraları kendisine fırlattığını, bunun üzerine önce bıçak daha sonra tabanca ile mağdurları yaraladığını söylemiştir. … Jandarma ve kovuşturma aşamalarındaki beyanlarında; birahaneden çıktıktan sonra yolda içmek için …’in dükkanına giderek ona hitaben “bana iki bira versene lan” dediğini,…in “Sen nasıl konuşuyorsun” dediğini, kendisi “konuşmayı senden mi öğreneceğim” dediğini, onun “gel sana konuşmayı öğreteyim” dediğini, bu şekilde aralarında çıkan tartışma sonucunda sanık…’in, ikisi karnından olmak üzere kendisini bıçakladığını, kendisinin bağırarak yukarıdaki birahanede ödemede bulunan kayınbiraderi…u yardıma çağırdığını, … gelince …’in ona da tabanca ile ateş ederek yaraladığını, yaralanmalardan sonra kendisinin de ona küçük tüpü fırlattığını söylemiştir. Mağdur …, kendisinin üst katta bulunan birahanede hesabı ödeyip çıktığı sırada …, beni öldürüyorlar” diye bağırması üzerine İdris’in dükkanının önüne geldiğinde …’ı bıçaklamakta olduğunu gördüğünü, kendisinin “bırakın” diye bağırdığını, ardından İdris’in tabanca ile ateş ederek kendisini de yaraladığını beyan etmiştir. Olay yerinde sanık İdris’in suçta kullandığı, dosyada fotoğrafı bulunan tutamak kısmı hafifçe kırılmış, kanlı ekmek bıçağı, iki adet boş kovan, bir adet mermi çekirdeği bulunmuştur. Sanık …’in dükkanının içki reyonunda bulunan içki şişelerinden, sayısı belirtilmeyen bir miktarının kırıldığı anlaşılmıştır. Meydana gelen olayda; sanık İdris, bıçakla …’ı epigastiumda ve sağ alt kadranda 2 adet batına nafiz, ayrıca sol gluteal bölgede 2 adet olmak üzere bıçakla yaraladığı, yaralanmanın sonucunda midede kesi meydana geldiği, silahla …’un yaralanmasında ise sol diz eklem çevresinde orta derecede kırık oluştuğu anlaşılmıştır. Belirtilen nedenlerle; dosyamıza konu olayda TCK’nun 27/1 maddesi anlamında meşru savunmada sınırın aşılması koşullarının bulunmadığı,Gerçekten yasada düzenlenen anlamda saldırı olsaydı, tarafların yaraları gözetildiğinde; 30’lu yaşlardaki …’un, 50 yaşındaki İdris’e yönelik saldırılarının sadece elde basit kızarıklık, …un yaralarının belirtilen şekillerde öldürmeye teşebbüs ve kırık oluşturacak derecede 4 adet bıçak yaralaması ve silahla yaralanmanın meydana gelmemesi gerektiği, atılan şişe veya tüpün sanık İdris’e isabet dahi etmediği, …’un İdris’e saldırmaları için hiç bir neden bulunmadığı, dosya kapsamına göre … ‘un, sanık İdris’e önemli oranda herhangi bir saldırılarının da olmadığı,… yaralanmasından sonra meydana geldiği kabul edilen tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, bu nedenle de…’un söylediği kabul edilen sözlerin olay öncesi ve olay sırasında değil, olay sonrasında sarf edildiği, …’un beyanlarının da en az sanık …’in ve oğlu …’in beyanları kadar makul ve makbul karşılanması gerektiği, sanık İdris’in de beyanında geçtiği üzere, kendisinin kaba biçimde dükkana çağırılmasından dolayı aralarında tartışma çıktığı anlaşılmıştır.Değerlendirilmesi gereken diğer bir husus, o anda hal ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde def etmek zorunluluğunun bulunup bulunmadığıdır. Olayımızda, sanık İdris ile mağdur Özcan’ın eylemleri yeniden değerlendirilecek olunursa, henüz Erol’un yanlarında bulunmadığı gerçeği göz ardı edilmeksizin, Özcan ve İdris arasında çıkan tartışma sırasında, sanık İdris’in oğlu Deniz’in savcılık beyanınında belirttiği gibi, İdris ile Özcan arasındaki karşılıklı itişme – kakışma sonunda çıkan kavga nedeniyle daha önce aldığı iki adet bira şişesini Özcan’ın sanık İdris’e doğru atması, bunun karşılığında sanık İdris’in iki batına nafiz olacak şekilde onu 4 kez bıçaklaması, sonradan kavga yerine gelen Erol’un müdahale isteğine karşılık 2 kez ona da ateş edip yaralanması eyleminde, yasal anlamda orantılılıktan bahsedilemeyeceği gerçeği karşısında, olayda TCK.nun 25/1 ve 27/2 maddelerinin uygulanma koşulları bulunmadığından sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım. Bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın reddine karar verilmesi düşüncesindeyim. 01.04.2015