Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/1430 E. 2015/4342 K. 07.07.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1430
KARAR NO : 2015/4342
KARAR TARİHİ : 07.07.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs etmek

1) Sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi gereğince itiraz yoluna tabi olup, temyiz kabiliyeti bulunmadığından, inceleme dışı bırakılmıştır.
2) Temyiz edenlerin sıfatı ve dilekçelerinin içerikleri dikkate alınarak, sanıklar …, …, …, …, … ve … hakkında maktül …’ı kasten öldürme, mağdurlar …, …, …, …, …, …, … ve …’ü kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılan incelemede;
A) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/06/2010 gün ve 2010/1-35-140 sayılı kararında açıklandığı üzere; Sanıklardan birisinin savunulmasının diğer sanıklar yönünden savunmada zaafiyet yarattığının anlaşılması durumunda; Sanıklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü gerektiğinden; Aynı kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından yargılanan, yakın akraba olan sanıklar …, …, …, … ve …’in ilk aşamada birlikte ortak vekil olarak Av. …’ı tayin ettikleri, adı geçen avukatın duruşmada sanık …’in müdafiiliğini üstlendiğini belirtip, diğer sanıklar …, …, … ve … yönünden yetki belgeleri vermesi üzerine diğer müdafiilerin duruşmalara katıldığı, sanık …’in havaya ateş ettiğini beyan ettiği, diğer sanıkların ise suçlamaları kabul etmedikleri, sanıklar …, …, … ve …’ın vekaletname verdiği ya da baro tarafından görevlendirilen müdafiileri bulunmadığı gibi bu konuda açık irade beyanlarının dosyada yer almadığı, bu haliyle menfaat uyuşmazlığının gerçek anlamda kalktığından söz edilemeyeceği anlaşılmakla; Kendileri tarafından belirlenecek veya baro tarafından atanacak ayrı ayrı müdafiiler tarafından savunmalarının yapılması gerektiğinin düşünülmemesi suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 152. maddelerine aykırı davranılması,
B) Sanık … müdafiinin beyanı ile cezaevindeki tedavi evrakları nazara alınarak yüklenen suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıran yahut azaltan bir akıl hastalığına duçar olup olmadığı konusunda TCK’nun 32. maddesine uygun olarak rapor aldırılmadan bu sanık hakkında yazılı şekilde hükümler kurulması,
C) Olaydan önce sanıklar … ve …’in dövülmeleri ile ilgili olduğu belirtilen ve iddianamede yer verilen … Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/21489 soruşturma nolu evrakı ile açılmış kamu davası varsa dosyanın, verilmiş ise kararın ve ilgili belgelerinin getirilmesinden, ilk haksız hareketin hangi taraftan kaynaklandığının tespit edilmesinden sonra sanıkların polis memurları maktül … ve mağdur … dışında kalan mağdurlara yönelik eylemleri yönünden TCK’nun 29. maddesinin tartışılması suretiyle hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeyerek eksik inceleme sonucu yazılı biçimde mahkumiyet kararları verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar …, …, …, … ve … ile sanıklar müdafiilerinin temyiz dilekçelerinde ve duruşmalı incelemedeki itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen kısmen re’sen de temyize tabi olan hükümlerin, kısmen tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ve farklı gerekçelerle (BOZULMASINA), bozma nedenlerine, ceza miktarlarına ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen sürelere göre tahliye taleplerinin REDDİNE, 07/07/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
07/07/2015 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanıklar …, …, …, …, … müdafiileri Avukatlar …, …, … …, …, …, …’ün yokluklarında 09/07/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.