Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2015/1400 E. 2015/3128 K. 13.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1400
KARAR NO : 2015/3128
KARAR TARİHİ : 13.05.2015

SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

Hükümlü Y.. K.. hakkında 765 sayılı TCK’nun 448, 62, 51/2, 59/2 ve 31. maddeleri gereğince kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesince ONANMAK suretiyle kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 7/1 ve Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddesi uyarınca yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama sonucu kurulan hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, uyarlama yargılamasında aleyhe temyiz bulunmasa da ceza miktarı itibariyle kazanılmış hak söz konusu olmadığından, hükümlü müdafiinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-) Hükümlü … göğüs, sırt ve batın bölgelerinden, toraksa ve batına nafiz olacak, her iki diyafragmada rüptür, karaciğerde kesi, sol böbrekte rüptür, dalakta hiler yaralanma ve her iki sinüste hemotoraks oluşturacak, splenektomi (dalağın cerrahi yoldan alınması) nedeniyle organlarından birinin işlevinin sürekli yitirilmesine ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde bıçakla katılan Bilal’i yaraladığı olayda;
Kasten yaralamanın kişinin duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olması ve bu suçun silahla işlenmesi halinde öngörülen hapis cezasının sekiz yıldan az olamayacağı; olayımızda olduğu gibi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngören TCK’nun 86/1. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmayı gerektiren nedenlerin bulunması halinde
bu cezanın üst sınırının on iki yıl on sekiz aya kadar ulaşabileceği (TCK’nun 86/1, 86/3-e, 87/1-2-b, 87/1-2-son); On iki yıl on sekiz ay hapis cezasının kasten yaralama suçları için öngörülen cezanın üst sınırı olduğu, anılan sekiz yıl hapis cezasının bu cezanın yarısından (altı yıl dokuz aydan) fazla olduğu; Kasten insan öldürmeye teşebbüs suçu için öngörülen cezanın, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, dokuz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası olduğu (TCK’nun 35/2); Anılan suçlar arasında hiyerarşik bir denge (önem sırası, daha ağır bir ceza ile cezalandırmayı gerektirme hali) bulunduğu; Uygulamada birliğin sağlanması için bu dengenin korunması gerektiği, 35.maddenin uygulanmasında esas alınması gereken tek “ölçüt’ün “meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı” olduğu; 35. madde uyarınca cezanın alt ve üst sınırlar arasında belirlenmesinde yargıca takdir hakkı tanınmış ise de, takdirde yanılgı bulunup bulunmadığını denetlemenin, uygulamada birliği sağlamakla görevli Yargıtay’a ait olduğu; “tehlike” sözcüğünün, büyük bir zarara ya da yok olmaya yol açabilecek bir durum ya da şey olarak, “zarar” sözcüğünün, bir şeyin, bir olayın yol açtığı kötü sonuç olarak, “hayati tehlike” kavramının, yaralama ile başlayan ve ölüme yol açabilen, tedavi ile düzelse bile kişiyi ölüme yaklaştırmış olan tablo olarak tarif edildiği; Bir olayda, tehlike ve zarar (yara meydana getirilmesi) hallerinin birlikte bulunmasının mümkün olduğu konuları göz önünde tutularak somut olaya bakıldığında; 35. madde uyarınca, meydana gelen zararın ağırlığına göre cezanın üst sınıra yakın tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden on iki yıl hapis cezası verilerek, eksik ceza tayini,
2-) Uyarlama yapılması sonucu kurulan hükümde, önceki hüküm tümüyle ortadan kalkacağından, katılan …’ in adının karar başlığına yazılması, yargılama giderine ve müsadereye ilişkin yeniden karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, 13/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.