Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/6476 E. 2015/3627 K. 03.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6476
KARAR NO : 2015/3627
KARAR TARİHİ : 03.06.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmek ve bu suça azmettirme, kasten yaralamak, konut dokunulmazlığını ihlal etmek, 6136 sayılı Kanuna aykırılık

1-a) Sanık … hakkında mağdurlar ….. ve …..’i kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık….. hakkında maktul …..’ı kasten öldürme, mağdurlar ……, ….. ve …..’i kasten yaralama, konut dokunulmazlığının İhlali ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık ….. hakkında maktuller …. ve ….’ı kasten öldürme ve mağdur ….’i kasten yaralama suçlarından verilen beraat kararlarını temyizde sanıkların hukuki yararı bulunmadığından ve temyiz beraat kararlarının gerekçesine de yönelik olmadığından, sanık … müdafiinin ve sanık … müdafiinin bu suçlara yönelen temyiz talepleri ile katılan-sanık … müdafiinin sanık müdafii sıfatıyla yaptığı temyiz talebinin,
b)Maktül …’den ve kendinden davaya katılan …..’ın 20.09.2010 tarihli celsede sadece sanık …..’dan şikayetçi olduğunu belirtmesi karşısında sanıklar…………………. ve …… yönünden davaya katılma ve haklarında verilen hükümleri temyize hakkı bulunmadığından bu sanıklar hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talepleri ile yine katılan …’in maktüller …….. yönünden ve maktüller ………. yönünden davaya katılanlar ……….’ın maktül ……. yönünden davaya katılma hak ve yetkileri bulunmadığından bu maktüller yönünden katılan … ile katılanlar …. ve ….. vekilinin temyiz istemlerinin,
CMUK’nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
2) Sanık…..’ın mağdur ……’ı kasten yaralama ve sanık…..’ın 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerde, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde öngörülen güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmemiş ise de; bu hususun infaz sırasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
3) Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2010 tarihli iddianamesi ile sanık ….. hakkında mağdur ……’ı kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nun 86/2 maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde mahkemece bu suç ile ilgili olarak herhangi bir hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı sonuna kadar hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
4) Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2010 tarih ve 2010/12277 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ….. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı halde beraat kararı verilmesi hukuki değerden yoksun olduğundan inceleme dışı bırakılmıştır.
5) Cumhuriyet Başsavcılığının 16.06.2010 tarih ve 2010/12277 Esas sayılı iddianamesinin metin kısmındaki anlatımda ve suçlar bahsinde sanıklar ……… hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan dava açıldığı, sadece sevk maddelerinin gösterilmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki bu sanıklar hakkında dava bulunmadığı halde hüküm kurulduğundan ve TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasında eksiklik bulunduğundan bahisle bozma isteyen düşünce benimsenmemiştir.
6) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …..’ın maktul …..’ı kasten öldürmeye azmettirme, sanık …..’ın mağdur ……’ı kasten yaralama, sanık…..’ın 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık …..’ın maktül ….’ı kasten öldürme, mağdur…..’ı kasten yaralama, mağdurlar…. ve …..’ya yönelik eylemleri ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, sanık ….’ın maktül …..’ı kasten öldürmeye azmettirme, sanık…..’ın mağdur …..’ı kasten yaralama, sanık …..’ın 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık …..’ın maktül….’ı kasten öldürme, mağdur …..’ı kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçları yönünden oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, tahrike ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık …..’ın mağdur …’ı kasten yaralama, sanıklar…… ve …..’un maktül….’ı kasten öldürme, sanık….’ın maktül…..’ı kasten öldürme, sanık …..’in mağdur…..’yı kasten yaralama suçları yönünden elde edilen delillere göre; CMK’nun 223/2-e maddesi uyarınca, mahkumiyete yeter nitelik ve derecede olmadığı kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık … müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede delillerin takdirinde hata yapıldığına, eksik incelemeye, sübuta, TCK’nun 27/1.maddesinin uygulanması gerektiğine, sanık … müdafiinin delillerin takdirinde hata yapıldığına, sübuta vesaireye, sanık ….. müdafiinin sübuta vesaireye, sanık … müdafiinin sübuta ilişen, Cumhuriyet savcısının sanıklar ……………….. hakkında maktül ….. yönünden sübuta, katılan … vekilinin sübuta, katılanlar … ve .. vekilinin sanık …’un maktül …’ı kasten öldürmeye azmettirmeden de cezalandırılması gerektiğine, vasfa vesaireye, katılan …’in sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
a) Sanık ….’ın maktül …..’ı kasten öldürmeye azmettirme, sanık…..’ın mağdur …..’ı kasten yaralama, sanık ….’ın 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık…..’ın maktül …..’ı kasten öldürme, mağdur ……’ı kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık …..’ın mağdur….’ı kasten yaralama, sanıklar ……………’un maktül …..’ı kasten öldürme, sanık …..’ın maktül …..’ı kasten öldürme, sanık …..’in mağdur …..’yı kasten yaralama suçlarından kurulan beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce hilafına (ONANMASINA),
b) Sanık…..’ın mağdurlar……..’yı kasten yaralama suçları yönünden;
aa) Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 20.08.2009 tarih ve 3015 sayılı raporu ile sanığın mağdur ….’i, sol lomber bölgede kurşun giriş, sağ gluteada ateşli silah yarası, sağ illiak kanatta 2 adet ateşli silah yarası, batın sol alt kadranda ateşli silah yarası, sağ ön kolda yaralanma, frontalde laserasyon olacak şekilde ve Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 24.05.2010 ve 793 sayılı raporu ile mağdur …’yı da sol lomber bölgede mermi giriş deliği, L4 vertebra korpusunun ortasında kurşun olacak şekilde yaraladığının belirlendiği anlaşılmakla,
aaa)Kullanılan vasıtanın elverişliliği, atış sayısı, hedef alınan bölgelerin ve yaraların niteliği ile meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında, sanığın mağdurlar …. ve …’a yönelik fiili ile açığa çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle mağdurlara karşı ayrı ayrı kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiğinin düşünülmemesi,
bbb)Mağdurlara ait tüm tedavi belgeleri ile film ve grafilerinin dosya ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek mağdurlardaki her bir yaralanmanın ayrı ayrı nitelikleri, büyük damar, sinir ve iç organ yaralanmasına, hayati tehlikeye neden olup olmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilip giderilemeyeceği hususlarında ayrıntılı rapor alındıktan sonra 5237 sayılı TCK’nun 35.maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle hükmedilecek cezaların belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik kovuşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
bb)Kabule göre de; Sanığın mağdur …’ı sağ lomber bölgede, sağ gluteada, sağ iliak kanatta, batın sol alt kadranda, sağ ön kolda olacak şekilde tabanca ile yaraladığı, Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nün 20.08.2009 tarih ve 3015 sayılı raporuna göre yaralanmasının mağdurun hayatını tehlikeye sokmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığının belirlendiği, kemik kırığı tarifi ve tespiti yapılmadığı anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 87/3.maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmekle, sanık … müdafiinin ve katılan .. vekilinin temyiz itirazlarının bu itibarla kabulüyle, sanık…..’ın mağdur …..’ı kasten yaralama suçundan kurulan hükümde CMUK’nun 326/son.maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla, sanık …..’ın mağdurlar …. ve….’yı kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ancak farklı gerekçeyle (BOZULMASINA), ceza miktarı ve tutuklulukta kalınan süre nazara alınarak sanık ….. müdafii ile sanık…. ve müdafiinin tahliye taleplerinin reddine, 03/06/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
03/06/2015 gününde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ….’in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ….. müdafii Avukat ….’un yokluğunda 04/06/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.