Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/6198 E. 2015/2866 K. 04.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6198
KARAR NO : 2015/2866
KARAR TARİHİ : 04.05.2015

SUÇ : Kasten öldürme, silahla tehdit, yalan tanıklık, suç delillerini gizleme

1-a)Katılanların duruşmalı inceleme isteme yetkisi bulunmadığından, vekillerinin bu husustaki isteminin CMUK’nun 318,
b) Temyiz yetkisi bulunmadığından, katılanlar vekilinin sanıklar … ve … hakkında suç delillerini gizleme, sanık … hakkında yalan tanıklık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin ise CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş,
Temyiz incelemesi sanık .. hakkında kasten öldürme ve zincirleme şekilde silahla tehdit; sanık .. hakkında suç delillerini gizleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
2- Oluşa, tüm dosya kapsamına, daha önceden benzer suçtan .. ile birlikte yargılanan ..’nin, bagajında ceset bulunduğunu bildiği … otosunu kurtardıktan sonra hakkında beraat kararı verilen … gibi olay yerinden ayrılmayıp .. birlikte kalmasına göre; . .. suç delillerini gizleme suçundan mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabul ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
3-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık .. hakkında kasten öldürme ve zincirleme şekilde silahla tehdit; sanık Hüseyin .. hakkında suç delillerini gizleme suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, sanık .. yönünden takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … müdafıinin haksız tahrik indiriminin yetersiz olduğuna, takdiri indirim nedeninin uygulanması gerektiğine, zincirleme şekilde tehdit suçunun oluşmadığına; sanık … müdafıinin sübuta, suç kastı bulunmadığına, teşdidin yersiz olduğuna, seçenek yaptırımların uygulanması gerektiğine; katılanlar vekilinin suç vasfına, en üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A) Sanık … hakkında zincirleme şekilde silahla tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün tebliğnamedeki düşünce gibi, sanık … hakkında suç delillerini gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ONANMASINA,
B) Sanık .. hakkında kasten öldürmeden kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde:
a) Sanık ve maktülün, kalabalık bir ortamda gece vakti alkol aldıkları sırada, mağdurların samimi olarak verdikleri ilk ifadelere göre aralarında herhangi bir küfürleşme, hatta tartışma dahi olmadan sanığın ani bir hareketle av tüfeğiyle yakın mesafeden maktülün başına ateş ederek öldürdüğü, orada bulunan mağdurları da olayı kimseye bildirmemeleri için silahla tehdit edip aracının bagajına koyduğu cesetle oradan uzaklaştığı, gündüz vakti cesedi ıssız bir yere gömdüğü, 3 aya yakın bir zaman geçtikten sonra cesede ancak ulaşılabildiği olayda, maktülden kaynaklanan sanığa yönelik haksız fiil olarak nitelendirilebilecek herhangi bir söz ve davranış bulunmadığı halde, daha az ceza almaya yönelik savunmaya ve kovuşturma aşamasında değişen bazı mağdurların ifadelerine dayanılarak TCK’nun 29. maddesinin uygulanması,
b) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık .. müdafii ile katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 04/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.