Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/6176 E. 2015/1322 K. 10.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6176
KARAR NO : 2015/1322
KARAR TARİHİ : 10.03.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi (CMK 250 ile Yetkili)
SUÇ : Silahlı terör örgütüne üye olma

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hükümlü ..’nin Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesinin 07.10.1990 gün, esas 1989/93, karar 1990/146 sayılı kararı ile 27.04.1989 tarihinde işlemiş olduğu görevli memuru görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs suçundan 765 sayılı TCK’nun 450/11, 62, 59, 31, 33. maddeleri uyarınca 16 yıl 8 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 31. madde uyarınca müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, yasadışı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan aynı kanunun 168/2, 59. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 31. madde uyarınca müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, 23.11.1988 tarihinde işlediği korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde meskun mahalde silahla ateş etmek suçundan aynı kanunun 264/7-8, 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis ve 16.666 TL. ağır para cezasıyla cezalandırıldığı,
Hükümlü hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay l. Ceza Dairesinin 13.06.1991 gün, esas 1991/896, karar 1991/1704 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Bursa l. Ağır Ceza Mahkemesinin 28.04.1995 gün ve 1995/107 sayılı kararıyla 29.041995 tarihinden geçerli olmak üzere hükümlünün koşullu salıverildiği,
765 sayılı TCK’na uyarınca kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesince ONANMAK suretiyle kesinleşen hükümlerden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nu Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi uyarınca dosyayı yeniden ele alan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK’nun 250. maddesi ile yetkili) duruşma açarak yaptığı yargılama sonunda 21.11.2006 gün, esas 1989/93, karar 1990/146 sayılı kararı ile hükümlü ..’nin, görevli memuru görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK’nun 82/1-g, 35, 62. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hakkında 53. madde uyarınca güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına, yasadışı silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan aynı kanunun 314/2, 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının İnfazı tamamlanıncaya kadar hakkında 53. madde uyarınca güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına, 23.11.1988 tarihinde işlediği genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçundan aynı kanunun 170/1-c, 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar hakkında 53. madde uyarınca güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verildiği,
Hükümlü hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay l. Ceza Dairesinin 16.04.2007 gün, esas 2007/2300, karar 2007/2799 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2007 gün ve 2007/1009 değişik iş sayılı kararıyla 29.04.1995 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250. madde ile yetkili ve görevli) tarafından düzenlenen 28.11.2008 gün ve 2001/18 sayılı yerine getirme fişinde, yerine getirme tarihinin (Bihakkın tahliye tarihinin) 28.11.2008 olarak gösterildiği,
Hükümlü ..’nin 14.01.2009 tarihli dilekçesi ile memnu haklarının iadesi talebi üzerine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin dosya üzerinde yaptığı inceleme sonunda 12.02.2009 gün ve 2009/128 değişik iş sayılı karar ile “Hükümlü .. hakkında mahkememizin 07.12.1990 tarih, esas 1989/93 ve 1990/146 sayılı ilamı ve bu kararın uyarlanmasına yönelik mahkememizin 21.11.2006 gün, esas 1989/93 ve 1990/146 sayılı ek kararından dolayı yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine,
Karardan bir suretin hükümlüye tebliğine, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde Mahkememize verilecek bir dilekçe veya zabıt katibine yapılacak bir beyan üzerine tutanak tutulmak suretiyle yapılacak başvuru ile karara karşı itiraz edilebileceğine” karar verildiği, bu kararın hükümlüye 20.02.2009 tarihinde tebliğ edildiği,
Hükümlünün 02.02.2011 tarihli dilekçesi ile yeniden memnu haklarının iadesi talebi üzerine Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.02.2011 gün ve 2011/117 değişik iş sayılı kararı ile “Hükümlü ..’nin memnu haklarının iade edilmesi hususunda daha önce mahkememizin 12.02.2009 gün ve 2009/128 değişik iş sayılı kararı ile karar verilmiş olduğundan yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiği, hükümlünün bu karara karşı yapmış olduğu 17.02. 2011 tarihli itiraz üzerine itiraz mercii olarak inceleme yapan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.02.2011 gün ve 2011/117 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği,
Hükümlünün 08.03.2011 tarihli kanun yararına bozma talebi üzerine dosyanın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 04.07.2012 gün ve 40421 sayılı yazısı ile “Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.02.2009 tarihli kararda temyize tabi olmasına rağmen itiraz kanun yolu olarak yanlış gösterildiği, mercii ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin gösterilmediği gibi karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, süresi, sürenin ne zaman başlayacağı, mercii, başvuru şekli ve kanun yollarına başvurulmadığı takdirde hükmün kesinleşeceğinin açıkça gösterildiği meşruhatlı davetiyede gönderilmediği anlaşıldığından kesinleşmemiş bulunan karara karşı hükümlü tarafından verilen 08.03.2011 tarihli dilekçenin öğrenme üzerine verilmiş temyiz dilekçesi olarak merciince değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesiyle dosyanın mahkemesine iade edildiği,
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.02.2009 gün ve 2009/128 değişik iş sayılı kararında yasa yolu temyiz yerine itiraz olarak gösterildiğinden, hükümlünün 02.02.2011 tarihli dilekçesi temyiz dilekçesi kabul edilerek yapılan incelemede;
5560 sayılı Kanunla 5352 sayılı Adli Sicil Kanununa eklenen 13/A maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebileceği, bunun için, Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, mahküm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması gerektiği halde 5237 sayılı TCK’nun 53/2 maddesi uyarınca, bu maddeye göre hükmedilen hak yoksunluğunun hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğu,
Bu açıklamalara göre somut olaya bakıldığında; Hükümlünün 01.06.2005 tarihinden önce işlemiş olduğu görevli memuru görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs, yasadışı silahlı terör örgütü üyesi olmak ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçları ile ilgili olarak yapılan uyarlama yargılaması sonunda 5237 sayılı TCK’na hükümleri lehe kabul edilerek bu Kanun’a göre hüküm kurulduğu, mahkumiyetin doğal sonucu olarak 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde öngörülen güvenlik tedbirlerine hükmedildiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK.nun 250. madde ile yetkili ve görevli) tarafından düzenlenen 28.11.2008 gün ve 2001/18 sayılı yerine getirme fişine göre, hükmolunan cezalarının yerine getirme tarihinin 28.11.2008 sayılı TCK’nun 53. maddesi uyarınca hükmolunan (Bihakkın tahliye tarihinin) hak yoksunluğu, hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğundan, 28.11.2008 tarihinden itibaren hükümlünün hak yoksunluğunun bulunmadığı, mahkemece verilen kararın sonuç itibariyle doğru olduğu ancak hüküm fıkrasındaki “yasaklanmış haklarının bulunmadığının tespitine” ibaresinin “5237 sayılı TCK’nun 53/2 maddesi uyarınca, bu maddeye göre hükmedilen hak yoksunluğunun hapis cezasının infazının tamamlanmasıyla sınırlı olduğu ve hükümlü hakkındaki hapis cezası tamamen infaz edildiğinden, mahkum olduğu görevli memuru görevi nedeniyle öldürmeye teşebbüs, yasadışı silahlı terör örgütü üyesi olmak ve genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suçlar nedeniyle herhangi bir hak yoksunluğunun bulunmadığına, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi ile getirilen hak yoksunluğunun, hapis cezasının infaz edilmesiyle kendiliğinden ortadan kalktığına” şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak DÜZELTİLEN, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına ONANMASINA, 10/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.