Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/6175 E. 2015/1414 K. 11.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/6175
KARAR NO : 2015/1414
KARAR TARİHİ : 11.03.2015

Suç Örgütüne yardım etme ve yağma suçlarından sanık ..’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/7 maddesi delaletiyle 220/2, 220/3, 149/1-a-c-f-g ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis ve 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ADANA 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 19/10/2009 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı Kararının Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 27/10/2011 tarihli ve 2011/4812 Esas, 2011/6355 sayılı Kararı ile onanarak kesinleşmesine müteakip, sanık müdafiileri tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/11/2013 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair ADANA 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/12/2013 gün ve 2013/53 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı’nın 01.09.2014 gün ve 2014/16725/56671 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/09/2014 gün ve KYB/2014/307969 sayılı ihbar yazısı Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 13.11.2014 gün, esas 2014/13255, karar 2014/19924 sayılı görevsizlik kararı ile birlikte Dairemize gönderilmekle, okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hükümlü ..’in, Adana 8.Ağır Ceza Mahkemesinin 19.10.2009 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı kararıyla; 2006 yılı Temmuz ayı içinde mağdurlar Polat Küçük’e karşı işlediği yağma suçundan TCK’nun 149/1-a, c, f, g ve 62. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte yardım suçundan TCK’nun 220/7 maddesi yollamasıyla 220/2, 3 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bu karara karşı sanık müdafii tarafından ileri sürülen temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, kararın Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 27.10.2011 gün, esas 2011/4812, karar 2011/6355 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği;
Hükümlü müdafiinin 02.11.2012 tarihli dilekçe ile Adana 8.Ağır Ceza Mahkemesine müracaat ederek dosyanın yeniden ele alınarak yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunduğu Adana 8.Ağır Ceza Mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09.11.2012 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı ek kararla “mağdur Polat Küçük’ün duruşmada dinlenmemesi, mağdurun bir çok suçtan yargılanıyor olması, babası ile hükümlü arasında ihtilafların varlığı, önemli görülen tanığın ifadesinin alınmaması” gibi hükümlü müdafii tarafından ileri sürülen sebeplerin CMK’nun 311. maddesinde sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden biri olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, bu red kararına karşı hükümlü müdafiinin yasal süresinde itiraz ettiği, itiraz mercii olarak inceleme yapan Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2012 gün ve 2012/942 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği,
Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşen 19.10.2009 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı kararına karşı hükümlü ve müdafiilerinin, 16.03.2012, 13.08.2012, 31.08.2012 ve 08.01.2013 tarihli dilekçeleri ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek itiraz yoluna gidilmesini talep ettikleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15.05.2012 gün ve 2012/114090, 13.08.2012 gün ve 2012/197512, 03.10.2012 gün ve 2012/245141, 25.02.2013 gün ve 2013/36301 sayılı yazılar ile ileri sürülen itiraz sebeplerinin daha önce dile getirildiği, hükmün esasına etkili bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, karara itirazı gerektirir maddi ve hukuki sebep bulunmadığından itiraz yoluna gidilmediğinin hükümlü ve müdafiilerine bildirildiği,
Hükümlü müdafiinin, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığına müracaat ederek; Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30,11.2012 gün ve 2012/942 değişik iş sayılı kararının bozulması için kanun yararına bozma yoluna gidilmesi isteminde bulunduğu, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07.05.2013 gün ve 94660652-105-01-3810-2013/7437/29530 sayılı yazı ile ilk kararı veren mahkeme heyetinde bulunan hakimlerden birisinin yargılanmanın yenilenmesi talebini inceleyen heyette yer aldığı gerekçesiyle itirazın bu yönden kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2012 gün ve 2012/942 değişik iş sayılı kararına karşı kamın yararına bozma yoluna gidilmesini Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından istediği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyanın gönderildiği Yargıtay 6.Ceza Dairesi’nin 11.07.2013 gün, esas 2013/19078, karar 2013/16200 sayılı ilamı ile anılan kararın CMK’nun 309/4-a maddesi uyarınca bozulmasına karar verildiği.
Bozma sonrası Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.11.2013 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı kararıyla hükümlü müdafiinin yargılanmanın yenilenmesi istemine dayanak gösterdiği nedenlerin CMK’nun 311. maddesinde sayılı sebeplerden olmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu red kararına karşı hükümlü müdafiinin yasal süresinde itiraz ettiği, itiraz mercii olarak inceleme yapan Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2013 gün ve 2013/53 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği,
anlaşılmıştır.
II- )Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığının kapsamı;
Hükümlü .. müdafiileri dilekçelerinde; hükümlünün mahkumiyetine esas alınan tek delilin mağdur ..’ün 26.09.2006 tarihinde soruşturma aşamasında alınan ifadesi olup, bu ifadenin de hatalı olduğunun mağdur tarafından, müvekkilleri hükümlüye yazılan bir mektupla ortaya çıktığını, mağdurun mektup da ifadesinde ismi geçen .. isimli kişinin müvekkilleri olmadığını beyan ettiğini, mağdurun beyanının tam aksine beyanda bulunan ve müvekkilleri ile birlikte yargılanan bir kısım sanıkların beyanları ile mağdurun beyanları arasındaki farklılıkların nedeni araştırılmadan, mağdur ve sanıklar yüzleştirilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığını, karşılıksız çıkan çek asıllarının hala müvekkillerinde olduğunu, bu çeklerin hiçbir şekilde diğer sanıklara verilmediğini, mağdur tarafından yazılan mektubun müvekkillerinin savunmasını doğruladığını, olayda ismi geçen kişinin müvekkilleri olmadığını açığa çıkarttığını, bu mektubun yargılamanın seyrini değiştirecek ve CMK ’nun 311. maddesinde belirtilen nitelikte bir belge olduğu gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesini talep etmişlerdir.
III- ) Hukuksal değerlendirme:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’unun 311. maddesinin 1. fıkrasının e bendinde “…yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte…” olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olduğu öngörülmüştür.
Yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları “yeni delil veya yeni olaylar’ türünden saymak olanaksızdır. Bu olgunun, davanın süjelerince ve yargılamayı yapan mahkemece bilinmemesi, tespit edilememesi zorunludur, “yeni olaylar veya yeni deliller” söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecektir.
Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı “kanun yararına bozma” isteminde bulunulabileceği öngörülmüştür. (CMK.309/1)
İleri sürülen nedenler yerinde görülür ise kesinleşen karar veya hüküm kanun yararına bozulur. (CMK.309/3)
Bozma nedenleri: CMK.nun 223. maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra yeniden karar verilir. (CMK.309/4-a)
Bozma nedenleri; mahkümiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. (CMK.309/4-b)
Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay’ın ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilir. (CMK.309/4-d)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; hükümlü .. hakkında nitelikli yağma ve suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte yardım etme suçlarından açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, dosya içeriğine ve mevcut delillere göre suçlarının sübut bulduğu kabul edilerek cezalandırılmasına karar verildiği, hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz yasa yolu ile Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından; hükümlü müdafiilerinin gerek yargılama evresinde gerekse hüküm kesinleştikten sonra ileri sürdüğü hususlar yargılama aşamasında değerlendirilmiştir. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi, hükümlünün savunmalannı, mağdurun beyanlarını ve tanık ifadelerini, tüm takdiri ve maddi delilleri birlikte değerlendirip hüküm kurmuştur.
Mahkeme hükme varmak için topladığı delilleri yeterli görüp, takdir ederek kararını vermiştir. Hükümlünün ve müdafiilerinin yargılama aşamasında ileri sürdüğü, suçun sübutuna yönelik itirazlar yerinde görülmeyerek haklı gerekçelerle reddedilmiştir.
Mağdur .. tarafından, hükümlü ..’e gönderildiği iddia olunan ve hükümlü müdafiileri tarafından yeni delil olarak ileri sürülen mektubun kim tarafından, nerede, ne zaman yazıldığı belli olmadığı gibi mektup altındaki imzanın mağdura ait olduğu kabul edilse dahi, dosya içeriğine, mevcut delillere göre kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte ve ciddiyette yeni delil olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Bütün bu saptamaların ışığında; hükümlünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 31 1/1-e madde fıkrasında belirtilen “yeni olaylar veya yeni kanıtlar” ortaya koyamadığı anlaşıldığından, “Kanun Yararına Bozma” (CMK.309/1) cihetine gidilmemiştir.
1V-) Sonuç ve Karar:
Açıklanan nedenlerle; Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine dair Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.11.2013 gün, esas 2006/32, karar 2009/147 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.12.2013 gün ve 2013/53 değişik iş sayılı kararında isabetsizlik görülmediğinden, haklı nedenlere dayanmayan “Kanun Yararına Bozma” isteminin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 11/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.