YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/566
KARAR NO : 2015/1681
KARAR TARİHİ : 23.03.2015
Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten yaralama
1) Sanık .. hakkında mağdur .., sanık .. hakkında ise mağdur .. yönelik kasten yaralama suçlarından 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar, aynı kanunun 231/12. maddesi uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olup temyiz kabiliyetleri bulunmadığından, bu hususta mahallince değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür.
2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık .. mağdur .. yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ve tahrike ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazının reddine,
Ancak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre, mağdur .. ve yanında bulunan kardeşi .. ile arkadaşı .. tarafından kardeşi .. darp edildiğini ve mobilya mağazasına zarar verildiğini gören sanık .. olaya müdahale etmek istediği sırada mağdur ve kardeşi tarafından kendisinin de basit şekilde darp edildiği, bunun üzerine dükkanında bulunan bıçağı aldığı ve mağdur .. sol bel bölgesinden dalak, diyafram ve mide yaralanmasına, organlarından birinin işlevinin sürekli olarak yitirilmesi niteliğinde olan dalağın alınmasına ve hayati tehlike geçirmesine neden olacak şekilde tek darbe ile yaraladığı olayda; hedef alınan vücut bölgesi, kullanılan aletin niteliği, darbenin şiddeti ve meydana gelen yaralanmaya göre sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve bu nedenle kasten öldürme suçuna teşebbüsten cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
Kabule ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna karar verilirken, 53/1-c maddesi uyarınca, “velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan” yoksunluğun, sanığın sadece kendi alt soyu bakımından koşullu salıverme tarihine kadar süreceğine, alt soyu olmayanlar yönünden ise cezanın infazına kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde, alt soy ayırımı yapmadan belirtilen hakları kullanmaktan koşullu salıverme tarihine kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK’nun 326/son maddesi gözetilmek kaydıyla tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 23/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.