Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/5394 E. 2015/3383 K. 27.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5394
KARAR NO : 2015/3383
KARAR TARİHİ : 27.05.2015

Tebliğname No : 1 – 2013/300698
MAHKEMESİ : Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 19/06/2013, 2013/76 (E) ve 2013/135 (K)
SUÇ : Eşini öldürmeye teşebbüs, cinsel saldırı, silahla tehdit.

1- Sanıklar … ve …ilal müdafiilerinin 1 haftalık yasal süre içinde verdikleri süre tutum dilekçelerinde, hükümleri sadece bu sıfatla temyiz ettikleri anlaşılmakla, yasal süreden sonra katılan sıfatıyla yaptıkları temyiz istemlerinin, CMUK.nun 317.maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Sanık … hakkında; silahla tehdit suçundan verilen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, temyizi kabil olmayıp itiraz yasa yoluna tabi bulunduğundan inceleme dışı bırakılmıştır.
3- Sanık … hakkında cinsel saldırı suçundan kurulan hükümde; mağdurenin beden veya ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda rapor aldırılmaması ve 5237 sayılı TCK.nun 102/5.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
4- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’in cinsel saldırı suçu ile sanık … eyleminin sübutu kabul, sanık … cinsel saldırı suçu yönünden
oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık … müdafiinin sübuta vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A- Sanık … hakkında cinsel saldırı suçundan kurulan hüküm yönünden;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, yazılı biçimde tahsiline karar verilmesi yasaya aykırı ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasında zorunlu müdafii ücretlerinin tahsiline ilişkin 5/b nolu bendin hükümden çıkartılmasına karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),
B- Sanık .. hakkında eşini kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın eşi olan mağdurla olaydan 10 gün kadar önce evlendiği, .., eşi olan .. hasta olmasına rağmen cinsel ilişkiye zorladığı ve acı verdiği, daha sonraki günlerde anal yoldan cinsel saldırıda bulunduğu, olay günü de ters ilişki teklifinin kabul edilmemesi üzerine “burayı genişletmemiz gerekir” diyerek fiziki kuvvet uygulayarak eşinin anal bölgesine rakı şişesini 5 dakika boyunca soktuğu, daha sonra elindeki gömleği bıçakla keserek “sözümü dinlemezsen seni de böyle dilim dilim doğrarım” diyerek tehdit ettiği, uyuduğu sırada evden kaçmak isteyen .. kapıyı açarken çıkarttığı ses üzerine uyanan .., evden çıkmasına engel olmak için tekrar saldırması üzerine, …, bıçakla 2 tanesi öldürücü olmak üzere 4 kez vurmak sureti ile karaciğer yaralanmasına ve batın içi kanamaya, yaşamsal tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı, …, … boynuna basarak aldığı bıçak ile evden kaçarak yardım isteyerek kurtulduğu anlaşılan olayda;
a- Açıklanan olaylar zinciri içinde ırzına ve vücut bütünlüğüne yönelik ısrarlı saldırılardan eşinin vazgeçmeyeceği ve o an yaşanan fiili saldırının yanında cinsel saldırıların da tekrarının muhakkak olduğu inancına kapılarak, meşru savunma koşulları içinde, ancak mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaş ile sınırı aşarak
eşini öldürmeye teşebbüs eden sanık … hakkında TCK.nun 27/2 ve CMK.nun 223/2-c maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek mahkumiyet hükmü kurulması,
b- Kabul ve uygulamaya göre;
aa- Meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alındığında, TCK’nun 13 ila 20 yıl arasında hapis cezası öngören 35. maddesinin uygulanması sırasında makul bir ceza tayini yerine, 15 yıl hapis cezası belirlenmesi,
bb- Sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası yerine 2 yıl 13 ay 15 gün şeklinde eksik tayini,
cc- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesinin son fıkrası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi, 5271 sayılı CMK’nun 150. 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin yargılama giderine dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), sanık hakkındaki hüküm aleyhine temyiz bulunmadığından CMUK’nun 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkının korunmasına, 27/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.