Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/4735 E. 2015/790 K. 18.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/4735
KARAR NO : 2015/790
KARAR TARİHİ : 18.02.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

1- Sanık T.. C.. hakkında, kardeşi mağdur..’ı öldürme suçuna teşebbüsten kurulan hükümde, suç vasfı tayininde bir isabetsizlik görülmediğinden, suçun töre saikiyle işlendiği gerekçesiyle bozma öneren tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
2-Oluşa ve dosya kapsamına göre; mağdur ile sanığın kardeş olduğu, mağdurun evli olup eşiyle bir süredir ayrı yaşadığı, dayısının evinde kalan mağdurun olay günü başka bir erkekle kaçacağının duyulması üzerine sanığın eve gelerek mağduru bıçakla, sol arka aksiler hattan, sırtın sol tarafından, vertebral hatın solundan, sol meme alt dış kenardan,sol meme üzerinden,iki meme arasından dalakta laserasyon ve hematoraks oluşacak ve hayati tehlikeye neden olacak şekilde yaraladığı, Düzce Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilimdalı’nın 31.01.2013 gün ve 2013/46 sayılı rapor içeriği muğlak olup yeniden rapor aldırılması ve neticesinde TCK’nın 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası öngören 35. maddesi ile yapılan uygulama sırasında,meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte değerlendirilerek ceza miktarının belirlenmesi gerekli ise de bu hususlar aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3-Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık T.. C..’in kardeşi mağdur..’ı öldürme suçuna teşebbüsünün sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin, takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, duruşmalı olarak incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin vasfa, haksız tahrikin varlığına, cezanın miktarına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (ONANMASINA), heyetimizden üye ….’in suç vasfının TCK’nın 82/1-d-k kapsamında kaldığına ilişkin muhalefeti ile, 18.02.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Sanığın savunması doğrultusunda olayı irdelediğimizde, eylemin öldürmeye teşebbüs olarak vasıflandırılmasında bir sorun bulunmamaktadır. Ancak, eylemin sanık tarafından hangi neden ve saik doğrultusunda işlendiği önem taşımaktadır.
Mağdur, yaklaşık 5 aylık evlidir. Resmi nikahlı eşi ile anlaşamadığı gerekçesi ile Artvin ilindeki ortak evini terk ederek, ailesinin bulunduğu …. ilçesine olaydan birkaç gün önce gelmiştir. Ailesinin ortak iradesi, herzaman olduğu gibi onu, resmi nikahlı eşi ile barıştırmak olup, boşanmaya engel olmaya yönelik olduğu mağdurun beyanından da anlaşılmaktadır. Bunun üzerine, eski erkek arkadaşı ile anlaşarak, onun yanına gitme çabası içerisine girmiştir. Yani, mağdurun ailesi, onun özel yaşamına ilişkin müdahalelere başlamışlardır. Hatta, kendi rızası ile erkek arkadaşının yanına gitmeye hazırlanan mağdurun bu hareketlerini anlamaları üzerine dayısı ve yengesi tarafından engel olunmaya çalışılmış, akabinde de dayı ..t tarafından sanık telefon üzerine Düzce’den olay yerine çağrılmıştır. Sanığın olay yerine taksi tutarak gelmesindeki amaç, mağdurun özel yaşamına müdahaleye yöneliktir. Ve bu hususta dayı tarafından sanığa “gel ne yaparsan yap” şeklinde bir beyan ile telefonla bildirilmiştir.
Sanık ise, telefon ile bilgilendirilmesi ve çağrılması neticesinde Düzce ilinden, Olay yeri olan… ilçesine gelmiştir. Hemen, mağdureye ait telefonu incelemiş, ve o kızgınlık ile üzerinde taşıdığı suç konusu bıçağı kullanmak suretiyle (ki, bu husus da düşündürücüdür) mağdureyi 3 kez bıçaklamıştır.
Mahkemenin kabulünde olduğu gibi, TCK 29 maddesinin uygulanmaması gerektiğine ilişen kararının dayanağıda yerindedir. Çoğunluk görüşü tarafından bu konuda tarafımda da hemfikirlik bulunmaktadır. Bu durumda, mağdurdan kaynaklanan ve doğrudan sanığa yönelen herhangi bir söz ya da davranış bulunmamaktadır. Mağdurenin öldürülmek istenmesinin tek nedeni olay tarihinde evli olmasına rağmen rızası ile bir başka erkeğin yanına gitmeye çalışması ve bu erkekle telefonla mesajlaşmasıdır. Sanık tarafından eylem, “namus” anlayışı doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Tek neden budur. Oysaki, olay tarihindeki yaşı itibarıyle mağdurenin, yaşam şekli ve davranışlarından kendisine ve çekirdek ailesine karşı sorumlu olduğu kabul edilebilir olmasına karşın, mağdurenin sanık abisine karşı olay esnasında hiçbir haksız eyleminin bulunmadığı, bu durumda mağdurenin kendi rızasıyla erkek arkadaşının yanına gitmeye kalkışmasına ilişkin hareketinin, ailenin namus ve şerefini eksilttiği düşüncesiyle ve mağdura karşı töre/namus saikiyle gerçekleştirdiği halde, mahkemenin suç vasfında yanılgıya düşerek yazılı şekilde karar vermesi karşısında, eylemin ayrıca TCK 82/l-k maddesi uyarınca da vasıflandırılması gerekeceği düşünce ve kanaati ile bozulması gerektiği düşüncesi ile Mahkeme kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 18/02/2015

18/02/2015 gününde verilen iş bu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı .. ..’un huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık T.. C.. müdafii Avukat.. ..’in yokluğunda 19/02/2015 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.