Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/3887 E. 2015/259 K. 27.01.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3887
KARAR NO : 2015/259
KARAR TARİHİ : 27.01.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Yasaya muhalefet

1-a) Mağdur İ.. P..’ın, sanıklar M. ve R. hakkında B.’ı kasten öldürme, sanık S. hakkında B.’ı kasten öldürme ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından açılan davaya katılma ve bu suçlardan kurulan hükümleri temyize yetkisi bulunmadığından, mağdurun bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
b) Dosya içeriğine göre, mahkemenin haksız tahrik uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamadeki bozma düşüncesi benimsenmemiştir.
c) Sanık M.’nın maktül B.’ı kasten öldürmesine ilişkin hüküm yönünden yapılan incelemede:
Sabıka kaydındaki Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.08.2007 tarih ve 2007/635 Esas- 2007/688 Karar sayılı ilamının getirtilerek tekerrüre esas olup olmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Temyizin kapsamına göre, sanık M. hakkında B.’ı kasten öldürme ve mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs, sanık R. hakkında mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs, sanık S. hakkında mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılan incelemede,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık M.’nın, B.’ı kasten öldürme ve mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs, sanık S.’in, 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar R. ve S. hakkında mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık M. ve müdafiinin eksik incelemeye, meşru savunmaya, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, sanık S. müdafiinin eksik incelemeye, sübuta yönelen, katılan İbrahim’in bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A- Sanık M. hakkında B.’ı kasten öldürme, sanık S. hakkında mağdur İbrahim’i kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık R. hakkında mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan kısmen re’sen de temyize tabi bulunan hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B- Sanık M. hakkında mağdur İ.’i kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
a) Sanığın, av tüfeği ile ateş ederek mağduru ileoçekel valvin 20 cm proksimalinde, splenik fleksiyonun 5 cm proksimalinde, rektumun 10 ve 5 cm.lerinde perforasyon alanlarına, kolon ve ince bağırsakta multipl yaralanmaya, sağda pnömotoraksa ve hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek şekilde yaraladığı olayda, 5237 sayılı TCK.nun 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası öngören 35. maddesi ile uygulama yapılırken, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı birlikte dikkate alınarak üst sınıra yakın bir ceza tayini yerine, 10 yıl hapis cezası verilerek eksik ceza tayini,
b) Sanığın sabıka kaydındaki Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.08.2007 tarih ve 2007/635 Esas- 2007/688 Karar sayılı ilamının getirtilerek tekerrüre esas olup olmadığının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. Maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık M. ve müdafii ile katılan İ.’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçelerle BOZULMASINA,27/01/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.