Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/3572 E. 2015/4598 K. 17.09.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/3572
KARAR NO : 2015/4598
KARAR TARİHİ : 17.09.2015

MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmeye teşebbüs

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..’ın mağdur ..’e yönelik eyleminin sübutu kabul, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak,
1) Sanığın, ablasının eşi olan mağdur ..’in evine giderek doğrudan göğüs bölgesini hedefleyip sağ pnömotoraks nedeniyle hayati tehlike geçirmesine neden olacak biçimde 6 kez bıçakla yaraladığı olayda,
Suçta kullanılan silahın elverişliliği, hedef alınan vücut bölgesi ve meydana gelen zararın ağırlığı nazara alındığında, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu anlaşılmasına rağmen kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması yerine, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu kasten yaralama suçundan hüküm kurulması,
2) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin tahsiline karar verilmesi,
3) Hak yoksunluğuna ilişkin TCK’nun 53. maddesinin uygulanması sırasında kendi alt soyu haricindeki kişiler üzerinde velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından bir kısıtlamaya yer verilmemesi,
4) Her ne kadar yargılama sırasında …’nden alınan 10.10.2012 tarih ve 3966 sayılı sağlık kurulu raporunda sanığın ayakta yapılan muayenesinde cezai ehliyetinin tam olduğu belirtilmiş ise de; sanık müdafii tarafından temyiz dilekçesi ekinde sunulan aynı hastaneye ait 27.12.2012 tarihli yazıda sanığın 19.11.2012 tarihinde tedavi altına alındığı ve halen yatarak tedavisine devam edildiği belirtilmekle; sanığın dava dosyası ile birlikte …na sevkinin yapılması, suçu işlediği sırada 5237 sayılı TCK’nun 32/1-2. maddesi kapsamında işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini önemli derecede azaltacak şekilde bir akıl hastalığı bulunup bulunmadığı konusunda Gözlem İhtisas Dairesinde müşahadeye tabi tutulduktan sonra 4. İhtisas Kuruluna gönderilerek rapor aldırılması, alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde ise Adli Tıp Genel Kurulunda muayene de edilmek suretiyle rapor temin edilerek, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükmün bu nedenlerle tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA,17/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.