Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/2911 E. 2015/2499 K. 21.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2911
KARAR NO : 2015/2499
KARAR TARİHİ : 21.04.2015

Tebliğname No : 4 – 2013/49351
MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 27/12/2012, 2012/339 (E) ve 2012/436 (K)
SUÇ : Tehdit, hakaret

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık H.. K..’ın, mağdur … karşı eylemi ile kamu görevlisinden dolayı hakaret suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde hakaret suçu yönünden suç vasfı tayin, takdiri indirim sebebi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle değerlendirilerek reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1-Sanık H.. K.. hakkında mağdur … karşı hakaret suçundan kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA)
2- Sanık H.. K.. hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanığın yakının adli bir olayı nedeniyle polis merkezine gelerek içeriye girmeye çalıştığı, çevre koruma nöbetinde bulunan polis memuru mağdurun ise sanığa bu şekilde giremeyeceğini ifade edip “buyrun yardımcı olmaya çalışalım” demesi üzerine sanığın görevli polis memuruna hakaret ettiği, mağdurun sanığı sakinleştirmeye çalıştığı sanığın bu sırada “seni öldüreceğim” diyerek mağduru tehdit ettiği, daha sonra üzerindeki meyve bıçağını mağdura doğru salladığı ancak mağdurun isabet almadığı olayda,
A-Sanığın eyleminin bir bütün halinde, kamu görevlisine cebir ve tehdit kullanmak suretiyle silahla görevini yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilerek, TCK’nun 265/l-4 maddesi uyarınca hüküm kurulması yerine, suç vasfında hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde silahla tehdit suçundan karar verilmesi,
B- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık ve mağdur için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretinin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak CMUK’nun 326/son maddesi gözetilmek suretiyle BOZULMASINA, 21/04/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.