Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2014/2647 E. 2015/1750 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/2647
KARAR NO : 2015/1750
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürmek

TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Sanık .. hakkında öz kızı maktule .. kasten öldürme suçu bakımından, elde edilen delillerin hükümlülüğüne yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, diğer sanıkların eylemine fail şeklinde katıldığı, azmettirdiği veya eylemlerin işlenmesini kolaylaştırdığı hususunda oluşan şüphenin lehine yorumlanması gerektiği nazara alındığında, incelenen dosyaya göre verilen hükümde isabetsizlik görülmediğinden, Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2- Sanıklar .., .. ve .. haklarında öz kardeşleri olan maktüle .. kasten öldürme, baba .. hakkında ise bu suça azmettirmeden kurulan beraat hükümlerinin incelenmesinde;
Tüm dosya kapsamına göre; sanıklar .., .. ve .. maktüle .. öz kardeşleri, sanık .. ise babası olduğu, 1999-2000 yılları içerisinde maktülenin ailesi ile birlikte Boyabat İlçesinde yaşadığı, okuduğu Kız Meslek Lisesinin karşısında yer alan … Lisenin Müdürü tanık .. ile duygusal ve cinsel bir ilişki yaşadığı yönünde söylentiler çıktığı, bu ilişkinin aile fertleri tarafından duyulması ve İlçede yayılması üzerine İstanbul’da yaşayan sanıklar .. ve .. de çağırarak aile bireylerini toplayan .., bu durum nedeniyle artık İlçe’de yaşayamayacağını İstanbul’a taşınmak istediğini beyan ettiği, bir kaç ay sonra da ailece İstanbul’a taşındıkları, maktülenin kendi isteğiyle babasının bulduğu bir anaokulunda öğretmen olarak çalışmaya başladığı, ancak aradan bir kaç ay geçtikten sonra maktülenin bir kaç gün eve gelmediği, yine .. ilişki kurduğu yönünde duyumlar alındığı, ailesinin araştırma ve takibi sonucu bulunan .. bir süre amcasının yanında kaldıktan sonra tekrar evine geldiği, bu hususlara bağlı olarak .. görmek istemeyen .. oğulları olan sanıklara kız kardeşlerini öldürmelerini, cesedini de memleketi olan Alaplı İlçesi Çay Köyünde yaptıracağı evin temeline gömeceğini söyleyerek İstanbul’dan ayrıldığı, ..’ın azmettirmesi üzerine .. sırf bu iş için kullanmak amacıyla araç temin ettiği ve babalarının gitmesinden bir süre sonra atölyede toplanarak alkol aldıkları, .. nasıl öldüreceklerini planladıkları ve kabloyla boğmaya karar verdikleri, yanlarına aldıkları kazma-küreği arabanın bagajına koyarak hep birlikte .. bulunan eve geldikleri, anneleri ..’nin kapıyı açmasının ardından .. ve maktüle ile aynı odada yatmakta olan kız kardeşleri .. oradan uzaklaştırdıkları, çekyat üzerinde uyumakta olan .. yaklaştıkları, .. omuzuna bastırdığı, .. ellerini tuttuğu, .. ise yanlarında getirdikleri kabloyu boğazına dolamak suretiyle onu öldürdükleri, bir iki saat bekledikten sonra battaniyeye sararak arabanın bagajına koydukları cesetle yola çıktıkları, havanın yağışlı ve sisli, kendilerinin de alkollü olmaları nedeniyle daha sonra hatırlayamadıkları meskun mahalden uzak, boş bir araziye kazdıkları çukurun içerisine gömerek üzerini kapattıkları ve oradan uzaklaştıkları, bir kaç gün sonra .. arayan .. “işi hallettiklerini ” bildirmesi üzerine hep birlikte köye gittikleri ve sonrasında .. yokluğunu fark eden akrabalarına okul müdürü ile kaçtığını, artık böyle bir kızları olmadığını ve onu aramayacaklarını söyledikleri,
Maktülenin cesedinin gömüldüğü yerin aradan yıllar geçmesi ve olay sırasında aldıkları alkolün, gece vakti havanın sisli ve yağışlı olmasının da etkisiyle sanıklar tarafından net olarak hatırlanamadığı, bu nedenle tam olarak nereye gömüldüğü tesbit edilemeyen maktülenin cesedine ulaşılamadığı,
Sanıkların yargılama aşamasında yaptıkları savunmalarında ilk ifadelerinden dönerek suçlamayı kabul etmedikleri, ancak soruşturma aşamasında verdikleri ve sorgu hakimine tekrarladıkları anlatımlarının birbirleriyle uyumlu olduğu ve eylemin gerçekleştirilme şekline dair tüm ayrıntıları içerdiği, olay sonrasında maktülenin yaşadığına dair hiçbir emare bulunmadığı, sanık .. ikrarı üzerine olay nedeniyle vicdan azabı duyan .. ve .. de benzer anlatımlarda bulunduğu, Mahkemece psikolojik rahatsızlığı nedeniyle beyanlarına itibar edilemediği belirtilen ..’ın, bu kabulün aksine beyanlarına itibar edilmemesini gerektirir tıbbi bir sebep bulunmadığı husususun Adli Tıp Kurumu Raporundan anlaşıldığı, kaldı ki .. anlatımı ve tedavi evraklarının içeriğinden, bu olaylardan sonra psikolojik tedavi görmeye başladığının da saptandığı nazara alındığında;
Küçükçekmece 3. Sulh Ceza Mahkemesi önünde verilen 15.11.2009 tarihli ifadelerin içeriği, ..’ın 11.03.2013 tarihli oturumdaki beyanları, 2000 yılından bu yana maktüleyi gören olmaması, cesedin bulunması ve Adli Tıp uzmanlan tarafından otopsi yapılmasının mutlak şekilde zorunlu olmaması, maktüleyle ilgili ailesinin uzun yıllar içinde resmi makamlara hiç başvurusunun bulunmaması, anne ..’in 18.06.2010 tarihli oturumda mahkeme huzurunda kolluk ifadesini kabul etmesi, ..’ün 12.11.2009 tarihli anlatımı, olayın oluş biçimi karşısında sanıkların suçlarının sübuta erdiği ve 5237 sayılı TCK’nun 7/2 maddesi delaletiyle sanık .. hakkında 765 sayılı TCK’nun 64/2, 450/1-4, 31, 33, 5237 sayılı TCK’nun 38/1, 82/l-a,d,e,k, 53 maddelerinin, sanıklar .., .. ve .. haklarında ise 765 sayılı TCK’nun 64/1, 450/4, 31, 33, 5237 sayılı TCK’nun 37/1, 82/l-a,d,e,k, 53 maddeleri karşılaştırılarak lehe Yasanın belirlenmesi ve sanık .. hakkında 5237 sayılı TCK’nun 38/3 maddesinin tartışılması suretiyle ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet Başsavcı Vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görüldüğünden, hükümlerin CMUK.nun 321 maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 24/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.