Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2013/6329 E. 2015/1210 K. 04.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/6329
KARAR NO : 2015/1210
KARAR TARİHİ : 04.03.2015

Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle ölüme neden olma

Maktul ..’ın kızı .. vekilinin 20.12.2012 tarihli duruşmada sanığın cezalandırılmasını isteyerek davaya katılma talebinde bulunduğu halde mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.10.2010 tarih ve 2010/149-205 sayılı kararında belirtildiği üzere, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi sırasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmiyorsa karara bağlanması mümkün olduğundan, 5271 sayılı CMK’nun 237/2. maddesi uyarınca, suçtan zarar gören ..’ın açılan kamu davasına katılmasına karar verilerek, sanıklar .. ve .. hakkında bilinçli taksirle ölüme neden olma, sanık .. hakkında taksirle ölüme neden olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, fiinin eksik incelemeye, suç niteliğine yönelen, sanıklar .. ve .. müdafiileri ile katılanlar .., .. ve .. vekilinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
1-) Sanık .. hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan kurulan hüküm yönünden;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Kanunun 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde zorunlu müdafii ücretlerinin tahsiline karar verilmesi ve sanığa verilen hürriyeti bağlayıcı ceza adli para cezasına çevrildikten sonra 5237 sayılı TCK’nun 52/2. maddesi uyarınca bir gün karşılığı adli para cezası miktarının hükümde gösterilmesi gerektiği gözetilmeksizin doğrudan sonuç para cezasına hükmolunması Yasaya aykırı ise de, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında soruşturma ve kovuşturma aşamalarında atanan zorunlu müdafii ücretlerinin yargılama giderlerinden çıkartılması ve hüküm fıkrasının mahsus bölümüne “bir gün karşılığı 20.TL.’den neticeten” ibaresinin eklenmesi suretiyle, CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak DÜZELTİLEN hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2-) Sanıklar .. ve .. hakkında bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan kurulan hükümler yönünden;
a-) Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıklar .. ve ..’ün olay tarihinden önce ..’ın işletmeciliğini yaptığı .. adlı şirkette çalışmakta oldukları, olay tarihi itibari ile sanıkların tekrar çalışabilmek ve beyanlarına göre önceki iş ilişkisinden kaynaklanan alacaklarını almak maksadıyla şirketin şantiyesinde bulundukları, maktul ..’ın da söz konusu şirket ile daha önceden iş ilişkisinin olduğu, olay tarihinde .. adlı şirkette bulunan malzemelerin sanıklar tarafından şirket sahibinden habersiz bir şekilde alınacağını zanneden maktulün tanık Osman’ı telefonla arayarak “Ankaralı kamyoncular şantiyenden mal götürüyorlar” demek suretiyle durumdan haberdar ettiği, telefon görüşmesinin duyan ..’un babası olan ..’e haber verdiği, sanıkların, telefon görüşmesini bitiren maktülün yanına gelerek işin aslını öğrenmeden şirket sahibine neden haber verdiğini sormaları üzerine tartışmaya başladıkları, tartışma sırasında .. ve ..’un basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde maktülü darp ettikleri, kronik kalp hastalığı bulunan maktulün maruz kaldığı darp olayının efor ve stresinin tetiklediği “ani kardiak” sonucu öldüğü olayda; olay günü beyanı alınan maktulün oğlu ..’ın ve 26.06.2012 tarihli oturumda beyanı alınan maktulün eşi ..’ın, maktulün kalp rahatsızlığının bulunmadığını belirtmeleri karşısında, yakın akrabalarının dahi bilmediği bu rahatsızlığın sanıklar tarafından bilinemeyeceği, kalp hastalığını bilmeyen tanık ..’ın kavga sırasında maktulün daha fazla darp edilmesini engellemek amacıyla “kalbi var yapmayın” şeklindeki beyanının sanıklar aleyhine yorumlanamayacağı, sanıkların dikkat ve özen yükümlülüğüne uymayarak iradi hareketleriyle kalp hastası olduğunu bilmedikleri maktule karşı basit yaralama eyleminde bulundukları, öngörülebilir olan ve gerçekleşen ölüm sonucunu öngöremedikleri anlaşıldığından, sanıkların eylemlerine uyan taksirle ölüme neden olma suçundan TCK’nun 85/1 ve 62/1 maddeleri gereğince hüküm kurulması yerine, yazılı biçimde bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi,
b-) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 90. maddesinin son fıkrası ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesine göre, sanıklar için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretlerinin alınmasına hükmedilemeyeceği gözetilmeden, zorunlu müdafii ücretlerinin tahsiline karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar .. ve .. müdafiileri ile katılanlar .., .. ve .. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 04/03/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.