Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2012/3612 E. 2012/5563 K. 06.07.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/3612
KARAR NO : 2012/5563
KARAR TARİHİ : 06.07.2012

(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.04.2012 tarih 2012/7358/25428 sayılı yazına istinaden; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.05.2012 tarih 2012/124608 sayılı kanun yararına bozma talebi ile; ölümle biten kavgada maktule el uzatmak suçundan hükümlü …’ın 765 sayılı TCK.nun 464/1, 51/1, 59/2 maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.1999 tarih 199/172 esas, 1999/175 kararın infazına müteakip, arşiv kaydının silinmesine dair aynı mahkemenin 31.03.2009 tarih 2009/90 değişik iş sayılı kararıyla 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu 8/1-c maddesi gereğince adli sicildeki arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, bu durumun 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun geçici 2. maddesinin 2. fıkrasına aykırılık teşkil ettiği, Anayasanın 76. maddesiyle özel kanunlarda suç sayılan hükümlerin arşiv kaydından çıkarılmasının mümkün olmaması nedeniyle bahse konu kararın kanun yararına bozulması ihbar ve talep edilmiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- OLAY:
Hükümlü …’ın Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 05.11.1999 tarih 1999/172-175 sayılı kararıyla kavgada ölene el uzatmak suçundan 765 sayılı TCK.nun 464/1, 51/1, 59/2 maddeleri gereğince 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karar 07.04.2000 tarihinde kesinleşmiştir. 16.05.2000 tarihinde ceza fişi düzenlenip infaz için Cumhuriyet Savcılığına tevdii edilmiş ise de, 20.12.2000 tarihinde yürürlüğe giren 4616 sayılı yasanın 1/4 maddesi gereğince Iğdır Ağır Ceza Mahkemesince 10.01.2001 tarihinde şartla tahliye edilmiştir.
01 Haziran 2005 tarihinde 5237 sayılı TCK.nun yürürlüğe girmesi nedeniyle Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine uyarlama yargılanması için dosya yeniden esasa alınarak Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 14.06.2005 tarih, 1999/72-175 sayılı ek kararıyla hükümlünün eylemi yaralama olarak kabul edilip 5237 sayılı TCK.nun 86/2, 29 ve 62 maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı temyiz yoluna başvurması üzerine duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuş olup, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda aynı mahkemenin 22.03.2006 tarih 2006/33-62 sayılı kararla bu kez sanığın eyleminin 4616 sayılı Yasa kapsamında kaldığı gerekçesiyle 4758 sayılı Yasa ile değişik 4616 sayılı Yasanın 1/4 maddesi gereğince ve CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Bu karar 30.03.2006 tarihinde kesinleşmesi üzerine tali karar fişi düzenlenmiştir.
Hükümlü tarafından Adli sicil kaydının silinmesi talebi üzerine Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 31.03.2009 tarih 2009/90 değişik iş sayılı kararla; mahkumiyet hükmünün 3682 sayılı Adli Sicil Yasasının 8/1-c maddesi gereğince silinmesine karar verilmiş olup, itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Yukarıda açıklandığı şekilde Adalet Bakanlığınca yasaya aykırı görülen Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin kararının kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
2-KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Hükümlü hakkında 765 sayılı TCK.nun 464/1, 51/1 ve 59/2 maddeleri gereğince verilen 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasının tamamen infaz edildikten sonra 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 8/1-c maddesindeki süreler geçmekle arşiv kaydından silinmesinin olanaklı olup olmadığına ilişkindir.
3- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
5352 sayılı Adli Sicil Yasasının 4. maddesinde adli sicile kaydedilecek bilgiler gösterilmiş, 9. maddesinde ise adli sicil bilgilerin silinmesi ve bunların arşiv kaydına alınması düzenlenmiştir. Buna göre adli sicil bilgileri; cezanın veya güvenlik tedbirlerinin infazının tamamlanması, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık, ceza zamanaşımının gerçekleşmesi ya da genel af halinde Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınacaktır. Görüldüğü üzere adli sicil kaydının silinip bilgilerin arşive alınması için infazın tamamlanması yeterli kabul edilmiştir.
Yasanın 12.maddesinde ise arşiv bilgileri ancak ilgilinin ölümü veya kaydın girildiği tarihten itibaren 80 yılın geçmesi yahut fiilin yasayla suç olmaktan çıkartılması ya da yasaya yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararların kesinleşmesi üzerine silinebilecektir.
01 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlara dair mahkumiyet bilgilerinin adli sicilden silinmesi ve arşivden çıkartılması hususunda ayrı bir düzenleme yapılmıştır. 5352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde; “ bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın suç tarihi itibariyle bu kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulları oluşanlar silinir, diğer kayıtlar için bu kanun hükümlerine göre işlem yapılır. Anayasanın 76 maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” 2. fıkrada ise, “ birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasın vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76. maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcısının veya Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer Asliye Ceza Mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir.” denilmektedir.
5352 sayılı Adli Sicil Yasasının geçici 2/2 maddesindeki düzenlemeye göre 01 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlardan dolayı adli sicildeki kayıtların silinme yetkisi münhasıran mahkemeye ait olup silinme koşulları da 3682 sayılı Yasanın 8. maddesindeki düzenlemeye göre gerçekleşecektir. Ancak istisna olarak TC Anayasasının 76 maddesi ve özel kanun hükümleri saklı tutulmuştur. TC Anayasasının 76 maddesinin 2. fıkrasında “ taksirli suçlar hariç toplam 1 yıl ve daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giymiş olanlar; zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma bu gibi eylemleri tahrik teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanların”, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemeyecekleri hükme bağlanmıştır. Bunun gibi özel yasalar örneğin 657 sayılı Yasanın 48, 2802 sayılı Yasanın 8/h, 1136 sayılı Yasanın 5/a, 1512 sayılı Yasanın 7, 7397 sayılı Yasanın 2/b, 3568 sayılı Yasanın 4/d, 5188 sayılı Yasanın 10/d, 6136 sayılı Yasanın 7. maddelerinde; affa uğramış olsa bile belirli suçlardan mahkumiyet bazı görevlere getirilmeye ve bir kısım hakları kullanmaya engel olarak kabul edilmiştir.
Somut olayda; mahkumiyetin süresi itibariyle 1 yıldan fazla olup, arşivden çıkartılmasının TC Anayasasının 76/2 fıkradaki düzenlemeye aykırı olduğu dolayısıyla infaz tarihinden itibaren 3682 sayılı Yasanın 8. maddesindeki sürenin geçmiş olmasına rağmen silinmeye yasal imkan bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak 01 Haziran 2005 tarihinde 5237 sayılı TCK yürürlüğe girmiştir. Lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasının zorunluluğu karşısında uyarlama yargılaması yapılmış olup, sanığın eylemi basit tıbbi müdahale giderilebilecek yaralama olarak kabul edilmiş, 5237 sayılı TCK.nun 86/2, 29/1, 62/1 maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Bu hükmün usule aykırılık nedeniyle bozulması üzerine bu kez 4758 sayılı Yasa ile değişik 4616 sayılı Yasanın 1/4 maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verilmiştir. 4616 sayılı Yasa ile ancak soruşturma aşamasında olan veya yargılama sürecinde bulunan hüküm kesinleşmemiş olan davaların ertelenmesi, zaman aşımı süresince kasıtlı bir suç işlenmemesi halinde düşürülme sözkonusu olacaktır. Halbuki, 1 yıl 10 ay 15 günlük hapis cezası kesinleşmiş olup 4616 sayılı Yasa gereğince şartla tahliye kararı verilmiştir. Bu hüküm hakkında düşme kararı verilmesi yasaya aykırı ise de, yasal yollara müracaat edilmediğinden kesinleşmiştir. Uyarlama yargılaması infaza ilişkin olup hükümlü lehine kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna gidilip oluşacak sonuca göre uyarlama yargılaması yapılıp hükümlü hakkındaki cezanın adli sicilden çıkarılıp çıkarılamayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
4- SONUÇ VE KARAR;
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi hakkında bu aşamada karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2- Doğubayazıt Ağır Ceza Mahkemesinin 22.03.2006 tarih 2006/33-62 sayılı kararına karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulması hususunda gereğinin takdir ve ifası için Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne TEVDİİNE, 06/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.