Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2011/2693 E. 2011/7302 K. 29.11.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2011/2693
KARAR NO : 2011/7302
KARAR TARİHİ : 29.11.2011

TEBLİĞNAME : 1-B/2011/84357

Kamu görevi nedeniyle …’i öldürmekten, kamu görevlisi …’yi öldürmeye teşebbüsten, …’ı kasten öldürmeye teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık …’ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (KÜTAHYA) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.10.2010 gün ve 129/253 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı, sanık müdafii ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş, sanık müdafii duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen resen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: sanık hakkında duruşmalı, C.Savcısı ile müdahil vekilinin temyizleri üzerine incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, mağdurlar … ve … …’i öldürmeye teşebbüs, 6136 Sayılı Kanuna Aykırılık suçlarında oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliklerini tayin, mağdur …’i öldürmeye teşebbüs suçunda tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebebin derecesi, diğer suçlar bakımından cezayı azaltıcı sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet Savcısının, maktul …’i öldürme suçunda TCK’nun 81. Maddesinin uygulanması, mağdur …’i öldürmeye teşebbüs suçunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik soruşturmaya, mağdurlara yönelen eylemlerde suçların niteliğine, haksız tahrik hükümlerinin derecesine yönelen temyiz itirazlarının reddiyle,
A) Sanığın, mağdurlar … ve … …’i öldürmeye teşebbüs ve 6136 Sayılı Kanuna Aykırılık suçlarından kurulan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA;
B) Sanık hakkında maktul …’i öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın torunu olan Bülent’in, mağdur … ve Ramazan isimli kişiyle kavga edip, yaralanması üzerine başlatılan soruşturma sonucu, görevli polis memuru olan maktul ve mağdur …’ın, sivil giysili ancak ellerinde telsiz olduğu halde mağdur … ve kavgaya karışan Ramazan ve Bülent’i adli muayene ve raporlarının alınması için hastaneye götürdükleri, bu sırada kavga olayından haberdar olan sanık ve yakınlarının da hastaneye geldikleri, sanığın, bir süre dışarıda beklediği, sonrasında içeriye girip, işlemler için gerekli belgelerin kayıt işleriyle ilgilenen mağdur … ve maktul ile maktulün yanında bulunan mağdur …’i izlediği, bu sırada sanığın yakınları ile mağdur … ve Ramazan arasında sözlü tartışma başlaması üzerine maktulün, tartışmanın kavgaya dönüşmemesi için mağdur …’i kolundan tutup, uzaklaştırmak üzere hastane dışına yönelip, hastanenin dış kapısının önüne birlikte çıktıkları, bu durumu gören ve maktulle, torununu dövdüğünü düşündüğü mağdur …’i takip eden sanığın, yanında bulundurduğu tabancasıyla, mağdur …’la, onu kolundan tutan ve yanında bulunan maktulün bulunduğu yöne ancak mağdur …’i öldürme kastıyla yakın mesafeden birden fazla ateş edip, maktulü göğüs sağ yan ve sol kol üst kısmından, mağduru sağ sırt aksiler bölgeden vurarak maktulü öldürdüğü, aldığı isabete karşın yere düşmeyen ve kaçmaya başlayan mağdurun arkasından koşarak, gerçekleşmesini istediği, ancak sonucunu elde edemediği öldürme eylemini tamamlayabilmek için mağdura ateş etmeye devam ettiği, bu sırada olayı gören mağdur …’ın, arkasından koşarak, dur uyarısında bulunmasına ve polis olduğunu bildirmesine karşın dönerek kendisine de ateş edip isabet ettiremeyen sanığı, sol ayağından vurarak etkisiz duruma getirdiği olayda;
Sanığın, mağdur …’i öldürmek için tabancasıyla ateş ettiği sırada, mağdurun yanında bulunan maktulün, isabet alıp yaralanabileceği veya ölebileceği sonucunun mutlak olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, sanığın, öldürmeyi amaçladığı mağdura ateş ettiği sırada, mağdurun yanında bulunan ve kamu görevini yerine getiren polis memuru maktulün de isabet alıp, ölebileceğini öngördüğü ancak buna karşın eylemine devam ettiği anlaşılmakla;
Sanığın, polis memuru olduğunu bildiği maktulü yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle olası kastla öldürme suçundan TCK’nun 82/1-g, 21/2. maddeleri uyarınca cezalandırılması yerine, yazılı şekilde TCK’nun 82/1-g maddesi uyarınca sanık hakkında fazla ceza tayini;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede ileri sürdüğü temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden resen de temyiz incelemesine tabi bulunan hükmün tebliğnamadeki düşünce gibi BOZULMASINA; 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
29.11.2011 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …’nun huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat …’ın yokluğunda 01.12.2011 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.