Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2010/6100 E. 2011/205 K. 27.01.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/6100
KARAR NO : 2011/205
KARAR TARİHİ : 27.01.2011

…’ı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık …’ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne, tehdit suçundan beraatine ilişkin (…) Beşinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 15.04.2009 gün ve 370/138 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ve müdahil vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA

1- Katılanın, sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna Muhalefet suçundan kurulan hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, vekilinin bu suçtan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK.nun 317 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, tehdit suçunda elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde kasten öldürmeye teşebbüs suçuna ilişkin bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğuna, katılan vekilinin takdiri indirim hükümlerinin uygulanmaması, tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
A) Tehdit suçundan kurulan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B) Kasten öldürmeye teşebbüs suçunda;
a) Sanığın mağdura bıçakla birden fazla vurması sonucu, batın bölgesi sağ tarafta ve epigastriumda batına nafiz, batın sol tarafta her iki uylukta kesi oluşturacak, karaciğerde üç ayrı yerde, sağ kolon mezosunda ise bir yerde, ayrı ayrı yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alındığında, 5237 sayılı
TCK.nun 9-15 yıl arasında ceza öngören 35 maddesinin uygulanması sırasında cezanın üst sınıra yakın tayini yerine 10 yıl olarak belirlenerek eksik ceza tayini;
b) Eş olan sanıkla mağdur-katılanın olay öncesinde boşandıkları, boşanmadan birkaç ay önce sanık hakkında mağdur-katılanı bıçakla yaralama suçundan soruşturma yapıldığı, buna karşın sanığın müştekiyi arayıp tekrar bir araya gelmeyi birkaç kere teklif ettiği, bu tekliflerin mağdur-katılan tarafından kabul edilmediği, olay günü sabah saat 06:30 sularında işe gitmek için yolda yürümekte olan mağdur-katılanın yanına gelen sanığın, konuşma isteğini tekrarladığı, mağdur-katılanın işe geç kalmamak için “hem yürüyüp, hem de konuşalım” demesi üzerine sanığın “ara sokaklara girelim, konuşalım” diyerek mağduru tenha bir alana götürmeye çalıştığı, mağdurun kabul etmemesi üzerine yanında bulundurduğu elde edilemeyen bıçakla mağdura birden fazla vurduğu ve olay yerinden kaçıp dört yıla yakın zaman sonra yakalandığı olayda;
Mağdurdan sanığa yönelen ve haksız fiil oluşturan herhangi bir söz ve davranış olmadığı halde, oluşa ve dosya kapsamına uymayan, olay tarihinden dört yıla yakın zaman sonra daha az ceza almaya yönelik olduğu açıkça anlaşılan sanık savunmasına itibar edilerek sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 27.01.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.