YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2010/3288
KARAR NO : 2010/4502
KARAR TARİHİ : 15.06.2010
( K A N U N Y A R A R I N A B O Z M A İ S T E M İ )
Muhtelif suçlardan Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/1998 tarih ve 1998/158 müteferrik sayılı içtima kararı ile 16 yıl 10 ay 6 gün hapis cezasına hükümlü …’nin, cezasının infazı sırasında Muğla Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2001 tarihli ve 2001/573 değişik iş sayılı kararı ile 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İslenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca şartla tahliye edilmesini müteakip, hükümlünün bihakkın tahliye tarihi dolmadan 19/11/2009 tarihinde yeni bir suç işlemiş olması nedeniyle, 19/11/2009 ile 18/10/2011 tarihleri arasındaki bakiye cezanın aynen infazına karar verilmesi talebi üzerine, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca şartla salıverme kararının geri alınmasına yer olmadığına dair Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/02/2010 tarihli ve 1993/253 esas, 1994/22 müteferrik sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair, Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2010 tarihli ve 2010/297 müteferrik sayılı kararını içeren dosyanın yapılan incelenmesinde;
Mahkemece, 4616 sayılı Kanun’un her bir mahkumiyet yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/1998 tarihli ve 1998/158 müteferrik sayılı içtima kararına konu adam öldürmek ve ruhsatsız silah taşıma suçlarından dolayı verilen 15 yıl 2 ay 7 gün ağır hapis cezasına ilişkin aynı Mahkemenin, 02/02/1994 tarihli ve 1993/253 esas, 1994/22 sayılı kararının öncelikle infazının yapılması gerektiği ve bu cezasından dolayı hükümlünün 12/08/2009 tarihinde bihakkın tahliyeye hak kazanarak infazını tamamladığı, ikinci suç tarihinin 19/11/2009 olması sebebiyle şartla tahliyenin geri alınmasına yer olmadığına karar verilmiş ise de; 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un 1. maddesi uyarınca hükümlünün cezasının infazı gereken süreden toplam 10 yıllık indirimin uygulanacağı, içtimalı cezaların çözülerek her bir suç için ayrı ayrı kanunun uygulamasının mümkün olmadığı gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden sözedilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02/05/2010 tarihli ve B.03.0.CİG.0.00.00.04-105-34-2222 -2010/5027/28018 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.05.2010 tarihli ve 2010/121802 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası, Dairemize gönderilmekle; okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
1- OLAY:
Hükümlü … hakkındaki dosya içeriğinden;
1-Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/1998 tarihli ve 1998/158 müteferrik sayılı içtima kararı ile 16 yıl 10 ay 6 gün hapis cezasına hükümlü olduğu;
2-Muğla Ağır Ceza Mahkemesinin 28/09/2001 tarihli ve 2001/573 değişik iş sayılı kararı ile 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’un 1/2 maddesi uyarınca şartla tahliye edildiği;
3-Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi 18/02/2010 tarihli ve 1993/253 esas, 1994/22 müteferrik sayılı kararıyla; koşullu salıverilen hükümlünün 19/11/2009 tarihinde yeni bir suç işlemiş olması nedeniyle, 19/11/2009 ile 18/10/2011 tarihleri arasında bakiye cezanın aynen infazına ilişkin talebin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca şartla salıverilme kararının geri alınmasına yer olmadığına karar verdiği;
4-Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesi 23/02/2010 tarihli ve 2010/297 müteferrik sayılı kararı ile anılan kararın yerinde olmadığına yönelik itirazın reddine karar verildiği;
Anlaşılmaktadır.
2- KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN ÖZÜ:
Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2010 tarihli ve 2010/297 müteferrik sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkindir.
3- HUKUKSAL DEĞERLENDİRME;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak da isimlendirilen yasa yararına bozma yasa yolunun koşulları ve sonuçları 5275 sayılı CMK.nun 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Yasanın 309. maddesinde Adalet Bakanlığı’na, 310. maddesinde ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına tanınan bu yetki, hakim veya mahkemelerce verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılığı gidermeyi amaçlayan olağan üstü bir yasa yoludur.
Bu biçimde kesinleşmiş bir karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir.
Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay Ceza Dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse talep reddedilecektir.
4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasayla değişik 1. maddesinin 2. bendi uyarınca, tabi oldukları infaz hükümlerine göre çekmeleri gereken toplam cezalarından on yıllık indirim yapıldıktan sonra ceza süresi dolmuş olanların, iyi halli olup olmadıklarına bakılmaksızın, toplam cezaları (içtimalı) on yıldan çok olanlar kalan cezalarını çektikten sonra koşullu salıverilirler hükmüne yer vermiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 05/02/2002 tarihli ve 2002/6-42-156 sayılı kararında da açıklandığı gibi, koşullu salıverilmeye esas alınan ilk suçun ve gerekse koşullu salıverilmenin geri alınmasına neden olan ikinci suçun, süre ve diğer koşulları yönünden 4616 sayılı Yasanın kapsamında bulunması halinde:
a)Koşullu salıverilme kararının geri alınması ile aynen infazına karar verilen ilk suçun cezasının tümüyle;
b)Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına neden olan ikinci suç için 647 sayılı Yasanın 19 ve ek 2. maddeleri uygulanarak belirlenecek infazı gereken sürenin;
Toplamı üzerinden 4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasa ile değişik hükümleri uyarınca yapılan on yıllık sürenin indirilmesinden sonra kalan sürenin çektirilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamanın ışığında dosya kapsamına göre; hükümlünün durumu değerlendirildiğinden;
Yukarıda olay bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; hükümlünün koşullu salıverilmesinin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107. maddesi uyarınca koşullu salıverilmesinin geri alınmasına neden olan; ikinci suçun 19/11/2009 tarihinde işlenmiş olduğundan ve suç tarihi itibariyle 4616 sayılı Yasa kapsamı dışında kaldığından, anılan hükümlünün cezasından toplam 10 yıllık indirim yapılmasına da imkan bulunmamaktadır.
Dolayısıyla; Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/06/1998 tarihli ve 1998/158 müteferrik sayılı içtima kararına konu adam öldürmek ve ruhsatsız silah taşıma suçlarından ötürü verilen 15 yıl 2 ay 7 gün hapis cezasının, 02/02/1994 tarihli ve 1993/253 esas, 1994/22 sayılı kararının öncelikle infazının yapılması gerektiği ve bu cezasından dolayı hükümlünün 12/08/2009 tarihinde bihakkın tahliyeye hak kazanarak infazını tamamladığı, ikinci suç tarihinin 19/11/2009 olması düşüncesinden esinlenerek koşullu salıverilme kararını geri almaması yönündeki saptama yukarıda vurgulanan Ceza Genel Kurulu’nun içtihadına aykırıdır. 4616 sayılı Yasanın 4758 sayılı Yasa ile değişik 1/2. maddesiyle getirilen toplam cezalarından 10 yıllık indirim düzenlemesinin de gözardı edildiği açıktır. Hükümlünün 4616 sayılı Yasa kapsamında kalan içtimalı (toplam) cezalarından ötürü bihakkın tahliye tarihi olan 18/10/2011 tarihi dolmadan, deneme süresi içinde 19/11/2009 tarihinde ikinci suçunu işlediğinden, bakiye cezanın aynen infazına karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; Beyoğlu 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2010 tarihli ve 2010/297 müteferrik sayılı itirazın reddine dair kararların usule ve yasaya aykırı görüldüğünden, bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
4- SONUÇ VE KARAR;
Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Beyoğlu 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/02/2010 tarihli 2010/297 müteferrik sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi uyarınca (BOZULMASINA), diğer işlemlerinin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 16/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.