Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2009/9843 E. 2010/902 K. 17.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/9843
KARAR NO : 2010/902
KARAR TARİHİ : 17.02.2010

…’yı kasten öldürmeye teşebbüsten sanık …, …’yü yaralamaktan sanık …’nın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine ilişkin (…) İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.05.2006 gün ve 26/163 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

1- Sanık … hakkında … 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.05.1999 tarih ve 654-55 sayılı ilamı ile 765 sayılı TCK’nun 456/2, 457/1, 59; 6136 Sayılı Kanunun 13/1. maddeleri uyarınca verilen, 16.02.2000 tarihinde kesinleşip, 21.07.2003 tarihinde yerine getirilen 2 yıl 18 ay 23 gün hapis cezası tekerrüre esas olduğu halde, 765 Sayılı TCK’nun 81. maddesinin uygulanmaması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-a) Sanık …’ın mağdur …’a yönelik eylemi yönünden, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olduğu anlaşılmakla, hakkında hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı hususu gözetilerek yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı haksız tahrik ve takdiri indirim nedenlerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin sanık lehine olan hükümlerin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya kapsamına göre; sanığın, mağdur …’ı bıçakla göbek altından ve sol kalça bölgesinden yaraladığı, çevrede bulunanların engellemesi
nedeniyle eylemini sürdüremediği, göbek altına vurulan darbenin batına nafiz olup, ince barsak yaralanmasına ve hayati tehlikeye yol açtığı olayda; darbe yeri ve şiddeti, engel halin varlığı dikkate alınarak öldürme kastının eyleme bağlı olarak ortaya çıktığı anlaşıldığı halde, öldürmeye teşebbüs suçu yerine yaralama suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
b) Mağdur sanık …’ın “yaralama” suçu yönünden,
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi uyarınca değiştirilen 5271 sayılı CMK nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında; ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkartılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması ,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi BOZULMASINA, CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanık …’ın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının korunmasına, 17.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.