Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2009/2760 E. 2010/661 K. 08.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/2760
KARAR NO : 2010/661
KARAR TARİHİ : 08.02.2010

İşlemiş olduğu yağma suçunu gizlemek, delil ve emarelerini ortadan kaldırmak ve de kendisini cezadan kurtarmak maksadıyla …’ı öldürmekten ve yağmadan sanık …’ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (…) Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 07/04/2008 gün ve 158/115 sayılı hüküm resen temyize tabi olmakla beraber duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından da istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen 17.04.2007 gün ve 2007/1-32-97 sayılı kararı uyarınca, haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarda, her suç yönünden ayrı ayrı yapılan değerlendirme sonucu, her suçla ilgili lehe yasa ve buna göre her suçun sonuç cezası belirlendikten sonra, cezaların toplanmasına 765 sayılı TCK.nun 68 ila 77 maddelerindeki ilkelere göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Öldürme suçu ile ilgili olarak; 5237 sayılı TCK ile 765 sayılı TCK.nun olayla ilgili tüm hükümleri uygulanıp, sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması, sonuç cezaların eşit olması halinde, 5237 sayılı TCK.nun 53 maddesi, 765 sayılı TCK.nun 31 ve 33 maddelerine göre lehe olduğundan 5237 sayılı TCK. uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), hükmolunan ceza miktarı ve tutuklulukta geçen süre gözönüne alındığında sanık müdafiinin tahliye talebinin reddine, 08.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

08/02/2010 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …’ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii avukat …’ın yokluğunda 11/02/2010 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.