YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/2605
KARAR NO : 2010/532
KARAR TARİHİ : 02.02.2010
…’nu kangütme saikiyle öldürmeye teşebbüsten ve izinsiz silah taşımaktan sanık …’nun yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 08/07/2008 gün ve 31/145 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş ve hüküm kısmen re’sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle:sanık hakkında duruşmalı, müdahilin temyizi hakkında da kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-a)6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükmü, katılanlar vekilinin temyiz etme yetkisi bulunmadığından, bu suçtan temyiz isteminin CMUK.nun 317 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
b-)Katılnlar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, yetkisi olmadığından CMUK.nun 318 maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2-)Sanık … hakkında kangütme saikiyle çocuğu öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübtu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış ,savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede suç vasfına ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanmamasına, teşdiden ceza verilmesine vesaireye yönelen, katılanlar vekilinin üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, kısmen re’sen de temyize tabi hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak (ONANMASINA), 02.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
02/02/2010 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı …
…’ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii avukat …’nin yokluğunda 04/02/2010 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.