Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2009/2594 E. 2010/598 K. 03.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/2594
KARAR NO : 2010/598
KARAR TARİHİ : 03.02.2010

…’i kasten öldürmeye teşebbüsten, genel güvenliği tehlikeye sokmaktan ve izinsiz silah taşımaktan sanık …’ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin (DÜZCE) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12/08/2008 gün ve 216/136 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: duruşmalı olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1-) Sanığın adli sicil bülteninde yer alan Düzce Ağır Ceza Mahkemesinin 23.06.1994 tarih ve 89/89 sayılı kararı ile Adam Öldürme suçundan verilen cezaya ilişkin ilamın onaylı örneği getirtilip incelenerek tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması yasaya aykırı ise de, aleyhe temyiz bulunmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
2-)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde kasten insan öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının niteliği tayin, takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri, düzeltme ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, öldürmeye teşebbüs suçu yönünden suç vasfına ve haksız tahrik hükmünün uygulanması gerektiğine vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
a-)Kasten insan öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçları yönünden; hüküm fıkrasının ilgili bölümlerindeki 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin uygulandığı bendlerin, “Sanığın, 5237 sayılı TCY’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklarından, mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyu üzerindeki, velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise 1- c bendindeki haklardan koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına” olarak değiştirilmesine karar verilmek suretiyle CMUK.nun 322. maddesinin tanıdığı yetkiye dayanılarak DÜZELTİLEN hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),
b-)Genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın, haricen yapılan taksim sonucu yarı
hissesinin annesine düştüğünü iddia ettiği ve mağdur …’in kiracı olarak kaldığı daireyi büro olarak kullanacağını belirterek, olay günü gece 02.00 sıraları mağdur … ile taşınmazın boşaltılması konusunu konuştuktan sonra üst kata çıkarak dayısı mağdur …’ın daire kapı zilini çaldığı ve dışarı çıkan dayısının eşine, dayısını çağırmasını istediği, dayısının dışarı çıkmamasına sinirlenen sanığın, iki el mağdur …’ın daire kapısına ve aşağıya inip iki el de mağdur …’in kaldığı daire kapısına ateş ettiği, sonra aracına binerek dayısı Hikmet’in evine gittiği ve onu da dışarı çağırtarak yakın mesafeden sırt bölgesine 2 el ateş ederek öldürmeye teşebbüs ettiği olayda;
Sanığın eylemlerinin mağdurlar … ve …’e yönelik genel güvenliği tehlikeye sokma ve silahla tehdit suçlarını oluşturduğu, 5237 sayılı TCK.nun 44. maddesi uyarınca, her bir mağdur yönünden iki ayrı suç oluşturan iki ayrı eylem nedeniyle en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 5237 sayılı TCK.nun olayda uygulama yeri olmayan 43. maddesine dayanılarak genel güvenliği tehlikeye sokma suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünce hilafına (BOZULMASINA), CMUK.nun 326. maddesi uyarınca ceza miktarı itibariyle sanığın kazınılmış hakkının korunmasına, sanık hakkında hükmolunan ceza miktarına ve tutuklulukta geçirdiği süreye göre müdafiinin tahliye isteminin reddine, 03.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.

03/02/2010 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı … ‘ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii avukat … Kırıkcı’nın yokluğunda 04/02/2010 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.