Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2009/2572 E. 2010/553 K. 02.02.2010 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/2572
KARAR NO : 2010/553
KARAR TARİHİ : 02.02.2010

… ile …’u kasten öldürmekten, …’i de öldürmeye teşebbüsten sanık …, işbu suçlara yardımdan sanık …’un yapılan yargılanmaları sonunda: …’un hükümlülüğüne, …’un beraatine ilişkin Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 06/03/2008 gün ve 18/143 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi C.Savcısı, sanık … müdafii ile müdahiller vekili taraflarından istenilmiş, sanık … müdafii duruşma da talep etmiş ve hüküm kısmen re’sen de temyize tabi bulunmuş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle:sanık hakkında duruşmalı,müdahiller ile C.Savcısının temyizleri veçhile incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Baba oğul olan sanıklardan Sabit’in, soruşturma aşamasında üzerlerine atılı adam öldürme suçlarını işlemediği, sanık …’in ise, müsnet suçları işlediği yönündeki savunmalarına karşın, kovuşturma aşamasında sanık …’in suçu kabullenerek sanık …’in maktullere ateş etmediğini beyan etmesi, diğer sanık …’in de suçları kendisinin işlemediğini, sanık …’in işlediğini beyan etmesi karşısında, sanıkların aralarında menfaat çatışması olduğu anlaşıldığı halde, her iki sanığın da aynı müdafii ile temsil ettirilerek kamu davasının yürütülüp sonuçlandırılması suretiyle CMK.nun 152 ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddelerine muhalefet edilmesi,
Usule aykırı olup, sanık … müdafinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesindeki temyiz itirazları ile Cumhuriyet Savcısının ve müdahiller vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, kısmen re’sen de incelemeye tabi hükümlerin sair cihetleri incelenmeksizin, öncelikle bu nedenle, tebliğnamedeki düşünceden farklı gerekçeyle CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 02.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
02/02/2010 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
… ‘ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii avukat … ‘ün yokluğunda 04/02/2010 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.