Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2009/177 E. 2012/3089 K. 24.04.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2009/177
KARAR NO : 2012/3089
KARAR TARİHİ : 24.04.2012

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme, kasten öldürmeye kalkışma
HÜKÜM : Maktulü kasten öldürmek, mağdur …’ı öldürmeye kalkışma suçlarından TCK’nun 27. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına dair

TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Katılan …’in, sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, vekilinin bu suça yönelik temyiz talebinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Sanıklar … ve … Sani müdafiinin mağdur-sanık …’e yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede; CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, mahallinde gereğinin yerine getirilmesi mümkün görülmüştür.
3- Sanık … hakkında kasten insan öldürme suçundan verilen hüküm yönünden yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, eylemin meşru savunma sınırının heyecan ve korkuyla aşıldığından bahisle 5237 sayılı TCK.nun 27. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), 24.04.2012 gününde, eylemin yasal savunmada sınırın kast
olmaksızın aşıldığından bahisle sanık hakkında 27/1, 85/1 hükümleri uyarınca cezalandırılması yönünde Başkan Vekili … ve üye … Yeşil’ in karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY
Oluşa dosya içeriğine göre; olaydan önce sanık Muhyetttin ile sanık … arasında husumet bulunduğu, olay günü sanık … ile kardeşleri maktul … ve mağdur sanık …’ın, mağdur sanık …’in
iş yerine gelerek tartıştıkları tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine, Muhyettin’i tahta sopalarla dövmeye başladıkları, saldırıdan kurtulamayan sanığın tabancasını çekerek ateş ettiği, yakın atış mesafesi dışında bulunan maktul …’nin boyun bölgesinde aldığı isabet sonucu “ sol karatis arteri ve medulla spanalus ” yaralanması sonucu gelişen kanama ve solunum dolaşım yetmezliğine bağlı öldüğü, yakın mesafede bulunan mağdur sanık …’ın batın bölgesinden isabet alarak mide pankeras, transfers kolun ve ince barsak yaralanması sonucu yaşamsal tehlike geçirdiği olayda;
Sanık …’in vücut bütünlüğüne yönelik saldırı karşısında, saldırıyı defetmek zorunluluğunun bulunduğu, saldıranların üç kişi olup ellerinde iki adet tahta sopa bulunması, saldırının ısrarla devam etmesi karşısında tabanca ile karşılık vermenin savunma aracında orantısızlık yaratmaz ise de; yaşamsal tehlike geçirmeksizin, basit tıbbı müdahale ile giderilmeyecek şekilde yaralanan mağdur sanığın yakın mesafeden “ Boyun “ ve “ Batın “ gibi yaşamsal bölgeyi hedef almaksızın, diğer bölgelere ateş ederek saldırıyı etkisiz kılma imkanı var iken savunmada aşırıya kaçarak ölüm ve yaşamsal tehlike oluşturacak şekilde yaralanmaya sebebiyet vererek meşru savunmada sınırı kast olmaksızın aştığı anlaşılmaktadır.
Nitekim öğretide; “sopa ile saldıran kişiye karşı, tüfekle havaya ateş etmek, veya kol ya da bacağına ateş edip yaralayarak etkisiz hale getirmek mümkün ve amaç için yeterli iken, doğrudan vücudu hedef alıp öldürülmesi halinde savunma orantısız olacak meşru savunmadan yaralanmayacaktır…” (Dönmezer / Erman, Nazari ve Tatbiki ceza hukuku C.II S. 118.)
Yargısal içtihatlarda; bıçakla saldırının kişiye karşı, hayati olmayan bölgeye ateş edebilecekken, göğsüne ve karın bölgesine ateş edilerek savunmada sınır aşılmıştır ” ( CGK 06.01.2001 1-224/236 sayılı kararı)
TCK 27/2. fıkrasında; meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilemeyeceği düzenlenmiştir.
Meşru savunmada sınırın aşıldığı yerel mahkeme ve Dairemiz çoğunluğu tarafından benimsenmiştir. Cezasızlık nedeni “mazur“ görülebilecek heyecan, korku ve telaştır. Olay şehir merkezinde, kavgaya müdahale edilebilecek insanların bulunduğu iş yeri önünde meydana gelmiştir. Karşı tarafta 60 ve 80 cm iki adet tahta sopa vardır. Mağdur sanık ciddi şekilde yaralanmamıştır. Zira baş bölgesindeki darbelerin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğu, burundaki kırığın yumruk ile oluştuğu, ciddi bir yaşamsal tehlike durumunun meydana gelmediği o anki hal ve koşullara göre sanığın mazur görülebilecek bir korkuya kapılmadığı, olayda meşru savunmada sınır kasten aşılmamış olduğundan hakkında TCK 27/1 maddesinin uygulanması gerekir iken, meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek korku veya telaştan ileri geldiği gerekçesiyle TCK 27/2 fıkrasının uygulanması yasaya aykırı görüldüğünden kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz.