Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2008/5873 E. 2011/8503 K. 27.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2008/5873
KARAR NO : 2011/8503
KARAR TARİHİ : 27.12.2011

TEBLİĞNAME : 5-B/08/102632

Fuhuş amacıyla kadın ticareti yapmaktan sanıklar …, …, …, …, … ile …’ın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine, cürüm delillerini yoketmekten sanık …, yeni doğmuş bebeği öldürmekten adıgeçen sanıklar … ile …, işbu öldürme suçuna iştirakten adıgeçen sanık …’un beraatlerine ilişkin (BAKIRKÖY) Sekizinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.06.2007 gün ve 34/209 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafiileri ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş, sanıklar … ve … müdafiileri duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1- Sanıklar … ve … hakkında hükmolunan cezaların sürelerine göre, sanıklar müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
2- Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 149/205 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK.nun 237/2. maddesi hükmü dikkate alınarak, ilk derece mahkemesinde ileri sürülüp karara bağlanmayan katılma isteklerinin, temyiz incelemesi aşamasında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan karar verilmesinin olanaklı bulunduğu hallerde öncelikle dairesince karar verilerek makul sürede yargılanma ilkesinin hayata geçirilmesi, araştırma zorunluluğunun doğduğu hallerde ise bu hususun bozma nedeni yapılarak sorunun çözümlenmesi gerektiğinden, somut olayda vekili aracılığıyla temyiz isteminde bulunan şikayetçi …’nın 14.06.2005 tarihli celsede sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirttiği halde, katılma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmış ise de, herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek görülmediğinden şikayetçi …’nın davaya katılma isteminin kabulüne karar verilmiştir.
3-A) Yeni Doğmuş Bebeği Öldürme ve Bu Suça İştirakten sanıklar …, … ve …’in; Suç Delillerini Yok Etme suçundan ise sanık …’nin beraatlerine ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
Sanıklar hakkında elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekillerinin sübutun varlığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),
B) Fuhuş Amacıyla İnsan Ticareti Yapma suçundan sanıklar …, …, …, …, … ve …’nın cezalandırılmalarına ilişkin hükümlerin incelenmesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul edilmiş, cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar … ve … müdafiinin bir nedene dayanmayan, sanık … müdafiinin eksik soruşturmaya, sübuta, teşdiden ceza tayininin yersizliğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile katılan vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a) Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanıkların yabancı ülkeden pasaport ve uçak bileti temin ederek değişik vaatlerle getirdikleri mağdureleri belirledikleri evde tutarak fuhşa yönelttiklerinin anlaşılması karşısında; olayda 765 sayılı TCK.nun 201/b madde ve fıkrasındaki “zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak … ” şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, “fuhuş yaptırmak” maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik 5237 sayılı TCKnun 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmadığı, sanıkların eylemlerinin mağdur sayısınca 765 sayılı TCK.nun 436. ve 179. maddeleri ile 5237 sayılı TCK.nun 227 ve 109/2. madde ve fıkraları kapsamındaki suçları oluşturup oluşturmayacağının tartışılması ve sonucuna göre 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK.nun olaya ilişkin tüm hükümlerinin somut olaya uygulanarak lehe yasanın tespiti, sonuçlarının karşılaştırılması ve buna göre uygulamanın yapılması gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgı ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Her bir sanık yönünden yargılama giderleri ayrı ayrı gösterilmeyerek CMK.nun 326/2. maddesine aykırı davranılması,
c) Kabule göre de; Fuhuş Amacıyla İnsan Ticareti Yapma suçunun mağdur sayısınca suç oluşturduğunun düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar … ve … müdafiinin, sanık … müdafiinin ve katılan vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak (BOZULMASINA), 27.12.2011 oybirliği ile karar verildi.