Yargıtay Kararı 1. Ceza Dairesi 2008/4866 E. 2011/8718 K. 30.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2008/4866
KARAR NO : 2011/8718
KARAR TARİHİ : 30.12.2011

TEBLİĞNAME : 1-B/07/273021

…’u kasten öldürmeye teşebbüsten, …’u kasten yaralamaktan sanık …, …’ı kasten yaralamaktan ve alıkoyma eylemine teşebbüsten sanıklar … Uygun, … ve …, izinsiz silah taşımaktan adıgeçen sanıklar … ile …’ın yapılan yargılanmaları sonunda: Hükümlülüklerine, … hakkında sarkıntılıktan, … hakkında yaralama suçundan beraatlerine ilişkin (AMASYA) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 10.07.2007 gün ve 203/196 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii tarafından istenilmiş, sanık … müdafii duruşma da talep etmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA
1-a) Sanık … hakkında sarkıntılık, sanık … hakkında kasten yaralama suçundan verilen beraat kararlarını temyizde sanıkların hukuki menfaatleri bulunmadığından, müdafiilerinin bu suçlardan kurulan hükümlerin gerekçelerine yönelik olmayan temyiz istemlerinin CMUK.nun 317. maddesi gereğince,
b) Katılan …’in sanık … hakkında, katılanlar …, … ve …’in ise sanık … hakkında 6136 sayılı Yasaya Aykırılık suçundan kurulan hükümleri temyize yetkileri bulunmadığından, vekillerinin bu suçtan kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin CMUK.nun 317.maddesi gereğince,
c) Sanık … hakkında hükmolunan ceza miktarlarına göre, sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMUK.nun 318. maddesi gereğince,
Reddine karar verilmiştir.
2-a) Sanıklar … ve … hakkında mağdur …’i yaralama suçundan; 765 Sayılı TCK.nun 456/4, 457/1 maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı, mütalaada kasten yaralama suçundan 765 sayılı TCK.nun 456/1, 457/1 maddelerinin uygulanmasının istendiği, sanıklar müdafiinin de bu mütalaaya göre savunmasını yaptığı anlaşılması karşısında ek savunma hakkı verilmeyerek hüküm kurulduğundan,
b) Sanık …’in kullandığı cep telefonunun olay tarihinden önce 22.07.2004 tarihinden itibaren 546 776 52 68 nolu telefon numarası ile arandığının anlaşılması karşısında, söz konusu telefon abone kayıtlarının getirtilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından,
c) Dosya kapsamına ve getirtilen HTS raporlarına göre sanık …’in mağdur …’nin belirttiği telefonları arayarak kendisine rahatsızlık verdiğine ilişkin kanıt elde edilemediği anlaşıldığından, sarkıntılık suçu yönünden mahkemenin beraat uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden,
d) Sanık …’in mağdur …’ye karşı sarkıntılık eyleminin bulunmaması ve bu nedenle ilk haksız hareketinde sanıktan kaynaklanmaması karşısında, mağdurlar … ve …’e yönelik eylemleri nedeniyle yapılan haksız tahrik uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden,
Aksi görüşle bozma isteyen tebliğnamedeki ( 2 ), ( 6 ), ( 8 ) ve ( 9 ) nolu düşünceler benimsenmemiştir.
3- Suçun işlendiği yer ve zaman diliminin karar başlığında gösterilmemesi mahallinde tamamlanması mümkün eksiklik olarak değerlendirilmiştir.
4- Sanık …’ın adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkasının bulunduğunun anlaşılması karşısında sanık hakkında kasten yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümler yönünden, CMK 231. maddenin 6. fıkrasının (a) bendi gereğince, hakkında aynı yasanın 5728 sayılı Yasa ile değişik 5. fıkrasında düzenlenen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanması mümkün görülmediğinden, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
5- Sanık … hakkında mağdur …’i yaralama suçundan kurulan beraat hükmünün incelemesinde;
Sanık …’nin diğer sanıklar … ve … ile birlikte fikir ve eylem birlikteliği içerisinde mağdurun darp edilmesi amacıyla olay yerine gelmesini sağlaması karşısında, mağdur …’i yaralama suçundan 765 sayılı TCK’nun 64/1 maddesi yollaması ile 456/1, 457/1 maddeleriyle cezalandırılması yerine, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi yasaya aykırı ise de; sanığın üzerine atılı suçun niteliği ve kanunda öngörülen ceza miktarı da dikkate alındığında, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 08.09.2004 tarihinden temyiz incelemesinin yapıldığı tarihe kadar 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğu
anlaşılmakla hükmün (BOZULMASINA), ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8 maddesi uyarınca (DÜŞMESİNE),
6- Sanık … hakkında mağdur …’ye karşı sarkıntılık, mağdur …’i kasten yaralama, mağdur …’ı öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık … hakkında mağdur …’i alıkoymaya teşebbüs ve yaralama, sanık … hakkında, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, mağdur …’i alıkoymaya teşebbüs ve yaralama, sanık … hakkında mağdur …’i alıkoymaya teşebbüs suçlarından kurulan hükümlerin incelemesinde;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’in mağdur …’i kasten yaralama, mağdur …’ı öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık …’in mağdur …’i yaralama, sanık …’ın mağdur …’i yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde sanık …’in mağdur …’i kasten yaralama suçu dışında suçların niteliği tayin, takdire ve tahrike ilişen cezayı azaltıcı sebeplerinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçeler ile reddedilmiş, sanık … hakkında sarkıntılık suçundan elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan-sanık … müdafiinin suçların vasfına, yasal savunma şartlarının varlığına, …’e karşı işlenen suçlar nedeniyle teşdit uygulanması gerektiğine, haksız tahrik bulunmadığına yönelen, katılan-sanıklar …, … ve … müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
A) Sanık … hakkında sarkıntılık suçundan kurulan beraat hükmü ile sanık … hakkında mağdur …’i yaralama ve 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlerin kısmen tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA),
B) Sanık … hakkında mağdur …’i kasten yaralama, sanıklar …, … ve … hakkında alıkoymaya teşebbüs suçundan kurulan hükümler yönünden;

Mağdur-sanık …’in kuyumculuk yaptığı, sanık …’nin ise …’e ait işyerinden birkaç kez alışveriş yapması nedeniyle tanıştıkları, sanık …’nin alışverişler sırasında …’e ait işyeri kartını aldığı, HTS raporlarına göre …’nin olay tarihinden önce 20.07.2004 tarihinden itibaren …’in kullandığı cep telefonunu değişik numaralar ile aramaya başladığı, bu durumun …’nin eşi sanık … tarafından fark edilmesi üzerine …’nin, …’in kendisini telefon ile rahatsız ettiğini söylediği, bunun üzerine sanık …’ın …’i darp etmek amacıyla …’den, …’i aramasını ve belirttiği yerde buluşma teklif etmesini istediği, …’nin istememesine karşın eşinin ısrarı ile …’i aradığı ve buluşmak istediğini belirttiği, son olarak olay tarihinde …’nin …’i cep telefonundan arayarak saat 18:00 sıralarında olayın geçtiği yerde buluşmak üzere sözleştikleri, sanıklar …, kardeşi mağdur-sanık … ile sanık …’nin olay yerinde beklemeye başladıkları, sanıklar … ve …’in gizlendiği, olay yerine aracı ile gelen …’in, …’nin bulunduğu yerde durması üzerine, sanık …’nin aracın arka sürgülü kapısını açtığı ve sanık …’in araca binmesini sağlayarak geri çekildiği, sanık …’in …’in boğazına sarıldığı, bu sırada sanık …’ın da aracın ön sol kapısını açarak üzerinde bulunan ruhsatsız tabanca ile …’in ayaklarına doğru ateş etmeye başladığı, …’in de aracın da bulunan bulundurma ruhsatlı silahını çıkararak aracın arka kısmına doğru ateş etmeye başlaması üzerine, sanık …’ın birkaç el daha sanığın bacaklarına doğru ateş ederek olay yerinden hep birlikte kaçmaya başladıkları, araçtan inen …’in kaçmakta olan … ve …’e doğru arkadan ateşi sonucu …’in sağ hemitoraks arkada ateşli silah mermi girişine bağlı olarak T9 vertebra kırığı, medulla sipinalis lezyonu ile kalp ve sol akciğer yaralanması nedeniyle hayati tehlike geçirip iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanacak şekilde yaralanarak yere düştüğü, …’in düşen …’in yanından geçerek kaçmakta olan …’ın arkasından ateşe devam ettiği, …’in kendi aracının 165 metre uzağında …’a doğru ateş etmeye devam ettiği sırada tanık … tarafından elindeki tabancanın alındığı, … ve …’nin kaçtığı olayda;
a) Sanıklar …, … ve …’nin aşamalardaki savunmaları, olay yerinde bulunan iki erkek şahsın araca bindikten kısa süre sonra silah seslerinin geldiğini beyan eden tanık …’in beyanları dikkate alındığında; sanıkların olay yerine …’i yaralama amacı ile çağırdıkları, eylemlerinin …’i yaralamaya yönelik olduğu, alıkoyma amaç ve kastlarının bulunmadığı gibi alıkoymaya yönelik her hangi bir eylemlerinin de bulunmadığı anlaşıldığından, müsnet suçtan beraatleri yerine yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
b) Sanık …’in kaçmakta olan mağdur …’i takip ederek, arkadan tabancayla hayati bölgesini hedef alarak ateş etmek suretiyle mağduru yaralaması, yaranın niteliği ve sanığın sonuç aldığını düşünerek yere düşen mağdura karşı eylemini devam ettirmemesi dikkate alındığında sanığın eyleme bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu ve öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde yaralama suçundan hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,
C) Sanık … hakkında mağdur …’ı öldürmeye teşebbüs, 6136 sayılı Yasaya aykırılık, sanık … hakkında mağdur …’i yaralama suçlarından kurulan hükümler yönünden;
Hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesi uyarınca değiştirilen 5271 sayılı CMK nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında; ceza miktarının üst sınırının 2 yıla çıkartılması, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlarla ilgili sınırlandırmanın da kaldırılması nedeniyle yerel mahkemece yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, … müdafiileri ile katılan-sanık … vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi (BOZULMASINA), 30.12.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.