YARGITAY KARARI
DAİRE : 1. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2008/4023
KARAR NO : 2010/482
KARAR TARİHİ : 01.02.2010
…’yu kasten öldürmeye teşebbüsten sanık …’ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 02/10/2007 gün ve 142/280 sayılı hükmün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: kararda açıklanan nedenle duruşmasız olarak incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
1a-Ceza miktarına göre sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin reddine karar verilmiştir.
b-Sanığın, mağduru sol koltuk altı ve sol skapula bölgesinden ikisi toraksa nafiz olacak şekilde toplam dört bıçak darbesiyle sol hemopnömotoraksa, cilt altı amfizeme ve yaşamsal tehlike geçirmesine neden olacak şekilde yaraladığı olayda, 9-15 yıl aralığında ceza öngören 5237 sayılı TCK nun 35. maddesi ile uygulama yapılırken, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak üst sınıra yakın bir ceza yerine 12 yıl hapis cezasına hükmedilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
2-Toplanan deliller karar yerinde incelenip,sanık …’ın kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı tahrik ve takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri ve bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin sanığın öldürme kastı bulunmadığına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
a-Mağdurun 20.05.1989 doğumlu olup, suç tarihinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle, sanığın eyleminin 5237 sayılı Yasanın 82/1-e maddesine girer nitelikte olduğu, bu nedenle 5237 sayılı TCK nun 82/1-e, 35, 29, 62. maddeleri ile uygulama yapılması gerektiği düşünülmeksizin, 5237 sayılı TCK nun 81/1. maddesi esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-5237 Sayılı TCK nun 58. maddesi uygulamasında esas alınan mahkumiyet hükmünün hüküm fıkrasında gösterilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının korunmasına 01.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.