Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/990 E. 2022/866 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/990 – 2022/866
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/990
KARAR NO : 2022/866

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2021
NUMARASI : 2017/583 – 2021/771 E.K.
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLLERİ :
2-
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi ve desteği ….nin 17.06.2005 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu 08 AL 168 plakalı aracın 55 DS 225 plakalı araç ile yaptığı trafik kazasında vefat ettiğini, olayın meydana gelmesinde murisin kusuru bulunmadığını, murisin vefatına sebebiyet veren 08 AL 168 plakalı aracın kaza tarihinde davalı ……. tarafından, 55 DS 225 plakalı aracın ise … tarafından sigortalandığını, davalı sigorta şirketlerinin eş ve esas itibariyle destekten yoksun kalan 3. kişi olan müvekkilin maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararlarının sigorta teminatları dahilinde tamamını tazmin etmek zorunda olduğunu, müvekkilin murisin ölümü ile hem maddi hem manevi olarak çok yıprandığını ve yardıma muhtaç kaldığını beyan ederek 4.000 TL (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden ve- veya davalı sigorta şirketlerinin kısmı ödeme yaparak zarardan ve zarar tazmin talebinden haberdar olarak temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zamanaşımına uğradığını, davacının dava öncesi müvekkil şirkete başvuruda bulunmadığını, müvekkilin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami poliçe teminat limiti ile sınırlı olup, söz konusu sorumluluğun aynı zamanda davacının yoksun kaldığı gerçek destek miktarı ile de sınırlı olduğunu, destek zararının ispat edilmesi gerektiğini, kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “1-Davacının davalı ….A.Ş. aleyhinde açtığı davasının reddine,
2- Davacının davalı … A.Ş. aleyhinde açtığı davasının bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak kabulü ile, 50.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …..A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine,” dair karar verildiği;
05/04/2022 tarihli karar ile hükmün 2 nolu bendinin “Davacının davalı ……. A.Ş. aleyhinde açtığı davasının bedel artırım dilekçesi de dikkate alınarak kabulü ile, 50.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüde düşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …….A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde tavzihine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı ….. Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, hesap raporunda murisin tüm mirasçılarının hesaplamaya dahil edilmediğini, rapor düzenleyen bilirkişinin aktüer siciline kayıtlı olması gerektiğini, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirtmiş, 13/04/2022 tarihli istinaf dilekçesi ile mahkemece verilen tavzih kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alacağa kaza tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi talebinin değerlendirilmediğini, tavzih kararı ile talebin değerlendirildiğini ancak bu kararda da faizin başlangıç tarihi yönünden hüküm kurulmadığını belirterek kararın ve faiz başlangıç tarihinin belirlenmemesi nedeniyle tavzih kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
17/06/2005 tarihinde saat 21:00 sıralarında Artvin Şavşat istikametine giden sürücü …..’in kullandığı 08 AL 168 plakalı araç ile Şavşat Artvin istikametinde giden …….’in kullandığı 55 DS 225 plakalı araçların çarpışmaları neticesinde 08 AL 168 plakalı araç içerisinde bulunan davacının eşi ve murisi olan ….’nin vefat ettiği, davalı … AŞ’nin 08 AL 168 plakalı aracın trafik sigortacısı olduğu, ölüm olayından mütevellit davacının destekten yoksun kalmaya ilişkin iş bu davayı açtığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davalı …. AŞ hakkındaki davanın reddine, davalı …… AŞ hakkındaki davanın ise poliçe limiti itibariyle kabulüne karar verilmiş, karardan sonra faizin başlangıcı ve türü yönünden davacı vekilinin tavzih talebinin kabulüne karar verilmiş olup davalı …. AŞ tarafından asıl ve tavzih kararı davacı tarafından ise tavzih kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Mahkemece verilen 05/04/2022 tarihli tavzih kararına yapılan istinaf taleplerinin incelenmesinde;
1-Davalı ….. AŞ tarafından tavzih kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de HMK’nun 305/A maddesinde hükümde yer alması gereken bir hususun unutulması veya eksik bırakılması halinde bunun tavzih yolu ile düzeltilebileceğinin belirtildiği, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmesine rağmen esas hükümde bunun unutulduğu, davacı vekilinin tavzihle bu eksikliğin düzeltilmesinin istenmesinin HMK 305/A maddesi kapsamında yasaya uygun olduğu, bu anlamda mahkemece verilen tavzih kararında yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş, bilahare alacağını belirli hale getirdiği 26/01/2021 tarihli dilekçesi ile kaza tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesi talep edilmiştir. Mahkemece esas kararda bu yönde hüküm kurulmaması üzerine talep üzerine 05/04/2022 tarihli tavzih kararı verilmiş ve bu kararda hükmedilen 50.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüde düşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkeme kararlarının infaz edilecek kısmı hüküm kısmıdır. Bu itibarla hüküm fıkrasının infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde inşa edilmesi gerekir. Mahkemece tavzih kararı ile faizin tam olarak başlangıç tarihinin gösterilmesi gerekirken sadece temerrüt tarihi ibaresinin kullanılması hükmün infazını imkansız hale getirecek nitelikte olup diğer yandan davacının ticari faiz talebinin de değerlendirilmemesi yerinde olmamıştır. Dolayısıyla davacı vekilinin tavzih kararına yapmış olduğu istinaf taleplerinin kabulü gerekmiştir.
Davalı ……AŞ’nin asıl karara karşı yapmış olduğu istinaf taleplerinin incelenmesinde;
1-Davaya konu olayda iki araç çarpışmış ve davacının murisi vefat etmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK’nun 109/2 maddesi ile 5237 sayılı TCK’nun 85 ve 66. maddeleri gereğince zamanaşımı süresi 15 yıl olup dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya kapsamından davacının murisi ölenin olayda müterafik kusuru olduğuna dair bir delil bulunmadığı gibi hatır taşımasına ilişkin iddianın cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerekirken bu konuda bir iddiada bulunulmadığı belirlendiğinden davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının da reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkemece kusur raporu alınmış, akabinde aktüerya bilirkişisi ……ın düzenlemiş olduğu 19/01/2021 tarihli rapora itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Aktüerya bilirkişisi raporunda 1931 PMF hayat tablosunu esas almış ve davacının destek payının 1/2 olduğunu farz ederek hesap yapmıştır. Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinde ölenin eşi olan davacı dışında çocuklarının bulunduğu ve bunların halen hayatta olduğu görülmektedir. Destekten yoksun kalma tazminatı hesap edilirken tüm hak sahiplerinin rapora esas alınması zorunludur. Bilirkişi tarafından belirlenecek tazminat miktarı poliçe limitini aştığı taktirde KTK’nın 96/1 maddesi uyarınca garame hesabı ile davacının hak kazanabileceği destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi gerekir. Dolayısıyla mahkemece usule uygun olmayan rapora göre hüküm kurulması yerinde olmamış, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin kabulü gerekmiştir.
Şu halde mahkemece yapılması gereken iş; dosyanın başka bir bilirkişiye tevdi edilerek ölenin anne babasını da gösterecek şekilde tam aile nüfus kayıt tablosunun getirtilip hak sahipleri belirlenip TRH 2010 Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve %1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması, bilinen ve bilinmeyen dönem hesabının hangi tarihlerden başlayıp bittiği açık ve denetime elverişli bir şekilde belirtilerek; tazminat hesaplamasının rapor tarihindeki veriler (işlemiş/ işleyecek devre belirlemesi için) baz alınarak yapılması, tüm hak sahipleri için belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının poliçe limitini aştığı belirlendiği taktirde garame hesabı yapılarak davacının hak kazanabileceği tazminat miktarının belirlenmesi;
Davacı vekilinin ticari faize hükmedilmesi talebi bulunduğundan 08 AL 168 plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ruhsat kayıtlarının getirtilip aracın ticari nitelikte olduğu görüldüğü taktirde hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesi;
Tüm bunlar yapılırken esas kararı davalı ……… AŞ’nin istinaf ettiği gözetilerek kazanılmış haklara riayet edilmesinden ibarettir.
Tüm bu açıklamalar ışığında taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü gerekmiş ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın ve 05/04/2022 tarihli tavzih kararının kaldırılarak, kaldırma kararı doğrultusunda inceleme yapmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/11/2021 tarih ve 2017/583 Esas, 2021/771 Karar sayılı ilamı ile 05/04/2022 tarih ve 2017/583 Esas, 2021/771 Karar sayılı tavzih kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının yatıran tarafa İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuranlar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 26/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı