Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/932 E. 2022/812 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/932 – 2022/812
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/932
KARAR NO : 2022/812

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/03/2022
NUMARASI : 2021/274-2022/230 E.K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit-İstirdat
KARAR TARİHİ : 18/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalı …in yetkilisi, diğer davalı …..in tek hissedarı olduğu ……Tic. A.Ş. hisselerinin müvekkiline devrine ilişkin 13.10.2020 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalandığını, devir bedelinin 20.000.000,00-TL olarak belirlendiğini, sözleşme uyarınca davalılardan Telat’a 2.000.000,00-TL ödendiğini, devir bedeline karşılık çekler verildiğini, davalıların sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin şekli şartlara haiz olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, devir bedelinin olması gereken miktarın çok üzerinde belirlendiğini ileri sürerek sözleşme kapsamında davalı ……’e verilen T. Halkbankası A.Ş.’ye ait 15.06.2021 keşide tarihli 1.121.000,00-TL, 20.06.2021 keşide tarihli, 1.879.000,00-TL, 30.06.2021 keşide tarihli 2.400.000,00-TL, 20.07.2021 keşide tarihli 2.400.000,00-TL, 30.07.2021 keşide tarihli 2.400.000,00-TL, 20.08.2021 keşide tarihli 2.400.000,00-TL, 30.08.2021 keşide tarihli 2.400.000,00-TL bedelli çekler yönünden ve Trabzon İcra Müdürlüğünün 2021/3026 Esas sayılı dosyasına konu borç yönünden borçlu olunmadığının tespitine, davalı …..e ödenen 2.000.000,00-TL’den fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,000,00-TL’nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, ayrıca dava şartı olan arabuluculuk şartının yerine getirilmeden davanın açıldığını, davacının iddialarının haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının 30/11/2021 tarihli duruşmasına davacının duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde yapılan yoklamada hazır olmadığı anlaşıldığından dosyanın süresinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, ancak davanın yasal süresinde yenilenmediği anlaşılmakla dosya resen ele alındı” şeklindeki gerekçelerle;
1.Davanın müracaata bırakıldığı ve işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından HMK 150. maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava uyarınca ödenmesi gerekli harcın hesaplanabilmesi mümkün değilken mahkemece peşin harç yatırılması gerektiğine ilişkin ara karar kurulup harcın yatırılmadığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasının ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin hak arama hürriyetinin kısıtlandığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ara karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davanın yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak verilen kararın istinaf edilmesi neticesinde Dairemizce verilen 04.10.2021 tarih 2021/1611-1307 Esas-Karar sayılı ilamda “Somut olayda davacı vekilince davanın kısmi dava olarak açıldığından bahisle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL menfi tespit ve 100.000,00-TL istirdat isteminde bulunulduğu belirtilerek, bu miktar üzerinden harç yatırılmış, ancak dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde dava konusu tüm çek bedelleri kadar borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi istenmiştir. Bununla birlikte ihtiyati tedbir talebinin menfi tespit davasına konu edilen tüm çek bedellerini kapsadığı görülmüştür.
Davacı vekilince dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde açıkça dava konusu edilen tüm çek bedelleri yönünden borçlu olunmadığının tespitinin istenmesi ve ihtiyati tedbir talebinin de dava konusu yapılan tüm çekleri kapsaması karşısında dava değerinin, takibe konu edilmemiş çek bedelleri ile icra takibine konu toplam alacak miktarı toplamı olduğunun kabulü gereklidir.
5235 sayılı Kanunun 5. maddesinde “Hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafî durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.
Sulh hukuk ve asliye hukuk mahkemeleri tek hâkimlidir.
Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemelerde bir başkan ile yeteri kadar üye bulunur. Konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk lirasının üzerinde olan dava ve işler ile dava değerine bakılmaksızın;
1.İflas, (…)(1) iflasın kaldırılması, iflasın kapatılması, konkordato ve yeniden yapılandırmadan kaynaklanan iş ve davalara,(1)
2.13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı işler ile davalara,
3.Şirketler ve kooperatifler hukukundan kaynaklanan genel kurul kararlarının iptali ve butlanına ilişkin davalara, yönetim organları ve denetim organları aleyhine açılacak sorumluluk davalarına, organların azline ve geçici organ atanmasına ilişkin davalara, fesih, infisah ve tasfiyeye yönelik davalara,
4.12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa ve 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa göre yapılan tahkim yargılamasında; tahkim şartına ilişkin itirazlara, (…)(2) hakemlerin seçimi ve reddine yönelik davalar ile yabancı hakem kararlarının tanıma ve tenfizine yönelik davalara,(2) ilişkin tüm yargılama safhaları, bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu iş ve davalarda mahkeme başkanı, belirli bazı tahkikat işlemlerini yapmak üzere üyelerden birini naip hâkim olarak görevlendirebilir. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./54. md) Heyet hâlinde bakılacak davalarla ilgili olmak üzere, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirler de heyet tarafından incelenir ve karara bağlanır. Bu fıkrada belirtilen dava ve işler dışında kalan uyuşmazlıklar mahkeme hâkimlerinden biri tarafından görülür ve karara bağlanır. Başkan ve üye hâkimler arasında dağılıma ilişkin esaslar, işlerde denge sağlanacak biçimde mahkeme başkanı tarafından önceden tespit edilir.
Özel kanunlarla kurulan diğer hukuk mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin hükümler saklıdır.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.
Hukuk mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davacının menfi tespit istemi yönünden dava değeri gözetildiğinde davanın ve ihtiyati tedbir taleplerinin heyet halinde görülüp karara bağlanması zorunludur.
Bu durum karşısında; davacının menfi tespit istemi yönünden davanın ve ihtiyati tedbir talebinin heyet halinde görülmesi gerektiğinin kabulü ile dava dosyasının heyete devrine karar verilmesi, Harçlar Kanunu’nun 30-32. maddeleri uyarınca menfi tespit istemine ilişkin dava yönünden eksik harcın tamamlattırılması, ihtiyati tedbir talebinin de bu aşama sonrasında ve heyet halinde değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik harç ikmal edilmeden ve tek hakimle ihtiyati tedbir talebinin esasına yönelik yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle mahkemece verilen 30.07.2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Menfi tespit davası kısmi dava şeklinde açılamaz. Öte yandan yukarıda belirtilen Dairemiz kararında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere dava değeri gözetildiğinde davaya heyet halinde bakılması zorunludur. Bu doğrultuda mahkemece öncelikle yapılması gereken iş Dairemiz kararında belirtildiği gibi dava değeri gözetilerek dosyanın heyete devredilmesinden ibarettir. Bu aşama sonrasında harcın ikmali için davacıya süre verilmesi, davacının 23.11.2021 tarihli dilekçesinde beyan ettiği adli yardım talebinin değerlendirilmesi ve dosyanın esasına ilişkin işlem yapılıp nihai kararın verilmesi heyet tarafından yerine getirilmesi gereken hususlardır.
Açıklanan bu durum karşısında dosyanın heyete devri sağlanmadan tek hakimle yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkemece verilen kararın HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-4. maddeleri uyarınca re’sen kaldırılmasına, kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2022 tarih ve 2021/274 Esas, 2022/230 Karar sayılı kararının HMK’nun 355 ve 353/(1)-a-4. maddeleri uyarınca re’sen KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Kaldırma kararının sebep ve şekli gözetilerek davacı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunun kabulü nedeniyle başvuru sırasında alınan peşin harcın DAVACIYA İADESİNE,
5-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
6-İstinaf kanun yolu başvurusunun incelenmesi sırasında duruşma yapılmadan karar verildiğinden bu aşama için davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider/delil avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Üye
e-imzalıdır.

Katip
e-imzalıdır.