Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/383 E. 2022/1364 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/383 – 2022/1364
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/383
KARAR NO : 2022/1364

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : OKTAY KAHYAOĞLU (38062)
ÜYE : YASİN KÖSE (122338)
ÜYE : YUSUF EREN (125999)
KATİP : FATMA TUĞBA ŞENTÜRK (117836)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI : 2020/5 – 2021/657 E.K.

DAVACILAR : 1*
DAVALI : *
VEKİLİ : *
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/09/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin eşi ve babası *’nın 29/07/2010 tarihinde sürücüsü olduğu * plaka sayılı araç ile yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müteveffanın ölümüne sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı müvekkillerinin maruz kaldıkları destekten yoksun kalma zararlarının tamamının tazmininden kaza yapan araca trafik sigortası yapan sigorta şirketinin kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası poliçesi şartları gereği desteğin trafik kazasındaki kusurlarını destekten yoksun kalan 3.kişilere yansıtmadan teminatlar dahilinde sorumlu olduğunu belirterek müteveffanın eşi ve çocuğu destekten yoksun kalan 3.kişi olan müvekkilleri için ayrı ayrı 4.000’er TL belirsiz alacak destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.

CEVAP :
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların talebinin zamanaşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müteveffanın dava konusu sigortalı aracın sürücüsü olmakla, yargıtay hukuk genel kurulu’nun aşağıdaki içtihadı ile değiştirmiş olduğu görüşü doğrultusunda kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararından işletenin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, müvekkil sigorta şirketi konu poliçe ile işletenin sorumluluğunu teminat altına almış olduğundan işletenin sorumlu olmadığı bir hususta sorumlu tutulamayacağından davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket söz konusu zarardan azami olarak kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, arabuluculuk başvurusu öncesi müvekkil şirkete yapılmış bir başvuru bulunmadığını, davacının kaza tarihinden itibaren faiz talepleri haksız olduğunu belirterek davanın reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “Müteveffanın kullanmış olduğu … plakalı aracı ile 29/07/2010 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu eşi ve çocuklarının desteğinden yoksun kaldığından tazminat talebinde bulunduğu, kaza tarihinde … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafınca sigortalandığı, sigorta şirketinin sorumluluğunun tespiti için aldırılan aktüerya bilirkişi raporunda davacı eşin 153.772,23 TL, davacı çocuk … …’ın 18.073,06 TL, davacı çocuk … … için 3.027,08 TL tazminat bedeline hak kazandığının belirtildiği, bu bedelin poliçe sigorta limiti sınırında kaldığı, bilirkişi raporunun denetime açık karar vermeye elverişli olduğu,hesaplama yöntemi de doğru olduğu” gerekçeleriyle davanın kabulü ile 18.073,06 TL’nin davacı … … için 3.027,08 TL’nin, davacı … … için 153.772,23 TL’nin, davacı … … için toplamda 174.872,36 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, dava öncesinde müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, arabuluculuğa başvurulmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın desteğinin kendi ölümüne sebebiyet verdiğini, kendi kusuru ile vefat eden sürücünün zararlarından işletenin sorumlu tutulamayacağını, müvekkili şirketin işleteninin sorumluluğunu teminat altına aldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İstinaf incelemesine konu bu davanın KTK’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğü giren değişiklik sonrasında ve 02/01/2020 tarihinde açıldığı, dava öncesinde ZMMS poliçelerini düzenleyen sigorta şirketlerine başvuru yapıldığına ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belgeye rastlanılmadığı görülmekle, bu hususun tamamlanabilir dava şartı niteliğinde olduğu da gözetilerek, yargılama sırasında davacı tarafça sigorta şirketine başvuru yapıldığının davacının 06/03/2020 tarihli dilekçesi ekindeki belgelerden anlaşıldığından bu yönüyle yapılan istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağı ifade edilmiştir. Bu itibarla olayda bir kişinin ölmesi dikkate alındığında uzamış ceza zamanaşımı olarak 15 yıllık zamanaşımı uygulanacağından davalı vekilinin zamanaşımının dolduğuna ilişkin itirazı yerinde görülmemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı çocukların destek sürelerinin hesaplanmasında oğlan için 22, kız için 25 yaşın dikkate alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira dava dilekçesi ekinde sunulan öğrenci belgeleri incelendiğinde her iki davacının dava tarihinde öğrenim hayatlarının devam ettiği görülmektedir. Yine sigorta girişi bulunan davacı … yönünden destek hesabında bu tarihe kadar hesabın yapılmasında da isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin muhtemel yaşam süresi PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmiş, gelirine progresif rant yöntemi uygulanmıştır. Yargıtay’ın içtihat değişikliği sonrasında trafik kazalarında esas alınması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 olduğu dikkate alındığında mahkemece PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesap yapılan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir (Yargıtay 4.HD 2021/23198 E, 2022/142 K). Bu durumda; desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması gerekmektedir. Açıklanan bu durum karşısında mahkemece eksik araştırma ve hatalı hukuki değerlendirmeler uyarınca karar verildiği anlaşıldığından davalının istinaf kanun yolu başvurusunun yukarıda açıklandığı şekliyle kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/12/2021 tarih ve 2020/5 Esas, 2021/657 Karar sayılı ilamının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında alınan istinaf karar harcının DAVALIYA İADESİNE,
4-İstinaf başvurusu sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla HÜKÜM ALTINA ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-İİK’nun 36/5 maddesi gereğince istinaf aşamasında davalı tarafından tehiri icra talebi uyarınca yatırılan teminatın kararın niteliği gereğince DAVALIYA İADESİNE.
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerin mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere 27/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Oktay KAHYAOĞLU Yasin KÖSE Yusuf EREN Fatma Tuğba ŞENTÜRK
Başkan-38062 Üye-122338 Üye-125999 Katip-117836
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı