Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2414 E. 2022/1870 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/2414 – 2022/1870
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2414
KARAR NO : 2022/1870

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2022
NUMARASI : 2022/769 –

İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
VEKİLİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
TALEP KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sırasında verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacının menfi tespit talepli dava açtığı, hakkında takip başlatılmamasına yönelik ihtiyati tedbir talep ettiği, mahkemece talebin reddine karar verildiği, davacının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dava, menfi tespit davasında ihtiyati tedbir ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafından ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemece yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlemiştir.
HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep eden taraf, talep dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İİK’nın 72. maddesinde menfi tespit davaları düzenlenmiş olup anılan maddenin 2. bendinde “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bahsi geçen hükümle borçlu olmadığını iddia eden ve bu konuda mahkemeye yaklaşık ispatı sağlar nitelikte deliller sunan borçlunun icra takibinin doğuracağı sonuçlardan korunması amaçlanmıştır.
Madde metninde geçen icra takibinin durdurulması ibaresinin icra takibinin önlenmesi şeklinde yorumlanması kanunun amacına daha uygun olacaktır. Aksinin kabulü yani henüz başlamamış, muhtemel bir icra takibi nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddi kanunun amacına aykırı düşecektir. Kaldı ki bu gerekçeyle tedbir talebinin reddi halinde ve dava sürecinde başlatılacak takip nedeniyle yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceğinden bu yöndeki yaklaşım usul ekonomisine de aykırı olacaktır.
Bu açıklamalar uyarınca somut olaya gelindiğinde; dosya kapsamındaki belgeler dikkate alındığında, davacılar murisinin dava konusu kredi sebebiyle hayat sigortası yaptırdığının sabit olması, sigortacı tarafından ödemenin yapılmamış olması, kural olarak hayat sigortasının ölüm halinde bakiye kredi borcuna katlanmasının gerekmesi, ölümün teminat dışında kaldığı hususunun yargılamayı gerektirdiği dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, mevcut durumda davacılar aleyhine yapılacak bir icar takibinin telafisi güç veya imkansız zararlara yol açabileceği anlaşılmakla İİK’nın 72/2 hükmü gereğince takibin durdurulması (önlenmesi) için gerekli şartların oluştuğu görülmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca mahkemece icra takibi başlatılmaması yönündeki talebin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle mahkemece verilen kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kaldırılarak yerine esasa ilişkin aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile; Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/769 Esas sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin olarak verilen 14/11/2022 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
2-KALDIRILAN ARA KARAR YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a)İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin talebinin kısmen KABULÜYLE, dava ve ihtiyati tedbir talebine konu borcun %15’i oranında teminatı mahkeme veznesine yatırılması karşılığında, dava konusu borçların davalı tarafından icra takibine konu edilmesinin TEDBİREN DURDURULMASINA,” şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf kanun yolu başvurusu sırasında yatırılan istinaf karar harcının İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sebebiyle yapılan 332,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Kararın tebliği, gider avansı ve harç iadesi işlemlerinin mahal mahkemesince YERİNE GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 16/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Üye
e-imzalı

Katip
e-imzalı