Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/239 E. 2022/1444 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/239 – 2022/1444
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/239
KARAR NO : 2022/1444

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : OKTAY KAHYAOĞLU (38062)
ÜYE : ALİ RIZA BAYIR (42581)
ÜYE : YASİN KÖSE (122338)
KATİP : NURDAN KARABAK (133535)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2021
NUMARASI : 2021/307 – 2021/511 E.K.

DAVACI : *
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/10/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından yapılmakta olan inşaat kazı çalışmaları sırasında yerden çıkarılan toprakların davacı kurumun bölge müdürlüklerinin depo binasının güney tarafına döküldüğünü, 11/09/2014 tarihinde gece saatlerinde bölgede oluşan yoğun yağış nedeniyle dökülen toprakların davacı kurumun depo binasının üzerine kayması sonucu binada zarar meydana geldiğini, zararın tespiti amacıyla açılan tespit dosyası ile aldırılmış olan bilirkişi raporunda davacı kurumun zararının 98.772,50 TL olduğunun tespit edildiğini ve davalı şirketin zararın 23.525,00 TL’lik kısmını karşıladığını, bu nedenle ödenmeyen 66.013,00 TL’lik kısmın faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Toplanan deliller, bilirkişi raporları, hasar dosyası, Trabzon İdare Mahkemesinin * Esas sayılı dosyası, mahkememizin * Esas sayılı dosyası, Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin * D.İş sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; aşırı yağmur sonucu,* sorumluluğundaki inşaata ait harfiyatın* ait binaya gelmesi sonucu depo binasının içindeki alt yapı malzemelerinde zarar meydana geldiğini, davalı şirketin gerekli önlemi almaması nedeniyle meydana gelen zararda kusurlu bulunduğu, zarar miktarı yönünden Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin * D.İş sayılı delil tespiti dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda zarar gören malzemelerin KDV tutarları üzerinden yapılan değer tespitinin doğru ve inandırıcı olması nedeniyle hükme esas alındığı, zarar miktarının raporda KDV dahil 93.772,50 TL olarak hesaplandığı, davalı şirket tarafından davacıya yapılan işlere ilişkin imalat bedelinin KDV dahil 27.759,50 TL olduğu, bu bedelin meydana gelen zarar miktarından mahsup edildiğinde kalan zarar bedelinin 66.013 TL olacağı, dava dışı sigorta şirketince tahsil edilen tutarın davalı şirket ile kendi iç ilişkileri çerçevesinde mahsup edilmesi gerektiği, bu nedenle olayın meydana geldiği 11/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 66.013,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, taraflarınca dosyaya sunulmuş olan cevap ve itiraz dilekçeleri ile ibraz edilmiş olan delillerinin mahkemece dikkate alınmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı kurumun olayda bir kusurunun bulunmadığını, yol yapım çalışmasının gerçekleştirildiği alanın * sorumluluğunda olduğunu ve meydana gelen zararda sorumluluğun yeterli özen ve dikkatin gösterilmemesi nedeniyle * olduğunu, alınan ekspertiz raporunda da bu durumun belirtildiğini, ayrıca heyelan sonucu ortaya çıkan hafriyatın kaldırılması ve mahallin temizlenmesi görevinin de belediyeye ait olduğunu ancak belediyenin sorumluluklarını yerine getirmemiş olduğunu, bu nedenlerle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, hafriyatın kaymasını engelleyecek bir nitelikte istinat duvarının bulunmadığını, yokluklarında davacının iddialarına dayanılarak yapılmış olan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuken mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarında yapılan hesaplamalara hasar bedel tespitlerinde hasarın meydana geldiği tarihteki serbest piyasa fiyatı üzerinden hesaplama yapılması, ilave KDV eklenmemesi gerektiğini belirterek itirazda bulunduklarını, dava konusu zararla ilgili olarak dava dışı * Sigorta tarafından da ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin dikkate alınmamasının mükerrer ödemeye sebebiyet verdiğini, aldırılmış olan hasar tespitine ilişkin bilirkişi raporlarında hasar kalemlerine itirazda bulunduklarını, mahkemece verilmiş olan görevsizlik kararındaki lehlerine verilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine yönelik itirazda bulunduklarını belirterek istanaf yasa yoluna başvurdukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
(I)Dava dışı sigorta şirketi tarafından davalıya karşı açılan rücuen tazminat dosyasında Trabzon Asliye Ticaret Mehkemesi’nin * Karar sayılı dosyasında davalının tam kusurlu, belediyenin kusursuz olduğunun tespit edildiği, bu tespitin Samsun BAM 3.HD’nin 2018/612 E, 2018/600 K sayılı ilamı ile yerinde bulunduğu ve kararın bu haliyle kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece aldırılan 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda da kusurun davalıda olduğu kabul edilmiş olup, gerek bu tespit gerekse kesinleşen mahkeme kararı karşısında davalının kusurunun bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
(II) Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. KDV, bu vergiyi ödeyen ve ödeyeceği muhakkak olan davacının gerçek zararına dahildir (Yargıtay 4.HD 2021/26258 E, 2022/6918 K). Bu durumda davacının uğradığı zararın hesaplanmasında KDV’nin dahil edilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
(III)Zararı ispatlaması gereken kişi zarar gören davacıdır. Davacının bu amaçla delil tespiti yaptırdığı, delil tespiti esnasında bilirkişilerce hasara uğrayan malzemelerin tek tek tespit edildiği, Cat-5 kablonun da bu malzemeler arasında bulunduğu, davalının delil tespitine sunduğu itiraz dilekçesinde bu hususa yönelik bir itirazının bulunmadığı, davalının bu malzemelerin zarara uğramadığını ispatlayamadığı, sigorta şirketince yapılan ekspertiz incelemesinde bu malzemenin yer almamasının davacının talep hakkını ortadan kaldıramayacağı ve özellikle delil tespitinin olaydan bir gün sonra yapılan keşif neticesinde düzenlenmiş olması dikkate alındığında davacının zarar gören malzemeyi usulünce ispatladığı anlaşılmakla bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
(IV)Delil tespiti neticesinde alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmesi halinde bu raporun hükme esas alınması mümkün değildir. Somut olayda mahkemece delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
(V)Dava konusu hasar sebebiyle dava dışı sigorta şirketi tarafından davacıya 27/03/2015 tarihinde 5.765,52 USD ödeme yaptığı sabittir. Davacının zararı bu miktar üzerinden giderildiğinden yapılan ödemenin tazminat miktarından mahsubu gerekmektedir. Mahkemece bu hususun iç ilişkide çözülmesi gerektiği belirtilmiş ise de bu yaklaşım hukuka uygun değildir. Zira davalı aynı zararı iki kez ödemek zorunda kalacak, davacı ise aynı zarar sebebiyle iki tazminat miktarı almış olacaktır.
(VI) Mahkemece aldırılan bilirkişi raporları incelendiğinde malzeme zararının 43.429,00 TL, yapım işleri bedelinin ise 33.875,00 TL olarak belirlendiği, bu miktara KDV eklendiğinde 91.218,72 TL olduğu sabittir.
Dolayısıyla ilk derece mahkemesince aldırılan 10/07/2017 tarihli asıl ve 08/10/2018 tarihli ek bilirkişi raporlarındaki verilerin olay tarihindeki serbest piyasa verileri olduğu, yapılan değerlendirme ve hesaplamanın somut olaya uygun olduğu, raporun denetime elverişli olduğu anlaşılmakla bu rapora itibar edilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafından yapılan imalatların KDV dahil bedelinin 27.759,50 TL ile sigorta şirketi tarafından yapılan 5.765,52 USD (ödeme tarihindeki kura göre 5.765,52 x 2,6193 = 15.101,62 TL) karşılığında 15.101,62 TL’nin toplamı olan 42.861,12 TL’nin zarardan mahsubu gerekmektedir.
Bu durumda davacının gerçek zararının 91.218,72 TL olduğu, bu zarardan 42.861,12 TL’nin mahsup edilmesi gerektiği ve neticede davalının sorumluluk miktarının 48.357,60 TL olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın 48.357,60 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve itiraza uğramış delil tespiti raporu ile davanın tam kabulüne karar verilmesi doğru görülemiştir.
(VII)HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi hâlinde ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılamaz (Yargıtay HGK 2017/3-1008 E, 2021/153 K). Somut olayda davaya görevli mahkemede devam edildiğinden görevsiz mahkemedeki yargılama için ayrı vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama gerekmediğinden HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih ve 2021/307 Esas, 2021/511 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 hükmü gereğince KALDIRILMASINA,
2)Kaldırılan hükmün yerine;
2.a)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 48.357,60 TL’nin 11/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2.b)Alınması gereken 3.303,30 TL harçtan peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.146,76 TL’nin davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
2.c)Davacı tarafından yapılan 1.156,54 TL başvuru ve peşin harç ile 1.443,30 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına göre hesaplanan 1.053,60 TL’sinin toplamı 2.210,14 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
2.d)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2.e)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacından alınarak davalıya VERİLMESİNE,
2.f)Arta kalan gider avansının ilgilisine İADESİNE
şeklinde YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İstinaf başvurusu sırasında peşin ödenen harcın talep halinde davalıya İADESİNE,
4-İstinaf sebebiyle yapılan 162,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın tebliğ, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesine ilişkin işlemlerinin mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362. maddesi uyarınca kesin olmak üzere 07/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Oktay KAHYAOĞLU
Başkan 38062
e-imzalı
Ali Rıza BAYIR
Üye 42581
e-imzalı
Yasin KÖSE
Üye 122338
e-imzalı
Nurdan KARABAK
Katip 133535
e-imzalı