Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/223 E. 2022/1671 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/223 – 2022/1671
T.C.
TRABZON
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/223
KARAR NO : 2022/1671

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : OKTAY KAHYAOĞLU (38062)
ÜYE : ALİ RIZA BAYIR (42581)
ÜYE : YASİN KÖSE (122338)
KATİP : EVREN ATEŞ (121562)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2021
NUMARASI : 2019/355-2021/547 E.K.

DAVACILAR : *
VEKİLİ : A*
VEKİLİ : A*
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2022
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sürücü … … yönetiminde bulunan ve kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı * plakalı aracın 08.10.2018 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde araç içerisinde yolcu olarak seyahat eden müvekkillerinin yaralandığını, kaza nedeniyle davalıya tazminat ödenmesi için başvuru yapılmasına karşın davalı tarafından müvekkillerine tazminat ödenmediğini, arabuluculuk görüşmelerinde de sonuç alınamadığını ileri sürerek belirsiz alacak davası babında, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 100,00’er TL’nin temerrüt tarihi olan 28.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.09.2022 tarihli dilekçe ile davacı * yönünden talebini 105.441,91-TL’ye … … yönünden talebini 70.465,41-TL’ye çıkarmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesine usule uygun başvuru yapılmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sigortalının kusuru ve zarar miktarı hususunda rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğunu, olay nedeniyle ancak yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; “08/10/2018 tarihinde dava dışı sürücü … …’in sevk ve idaresindeki * plakalı araç ile yapmış olduğu trafik kazasında yanında yolcu olarak bulunan … …, … … ve … …’in yaralanması neticesinde oluşan geçici ve sürekli iş gücü kaybı tazminat talebine ilişkin iş bu davanın açıldığı, aldırılan ATK raporunda meydana gelen kazada dava dışı sürücü … …’in %75 oranında kusurlu kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. * plakalı aracın kaza tarihinde davalı HDI Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı olduğu, KTÜ Adli Bilim Dalı Adli Kurul’dan aldırılan raporda davacı … …’in iyileşme sürecinin 3 aya kadar uzayabileceği ve bu kaza sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının ise % 17 olduğu, davacı … …’in ise iyileşme sürecinin 4 aya kadar uzayabileceği ve bu kaza sebebiyle sürekli iş göremezlik oranının ise % 8 olarak belirtildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce kusur raporu, iş göremezlik raporu alındıktan sonra tazminat hesap raporu olarak Aktüerya Hesap Uzmanı * tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda geçici-sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının davacı … … için 79.081,43 TL, davacı … … yönünden ise 52.849,06 TL olarak hesaplandığı, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosuna göre doğru olarak hesaplandığı, raporun denetime açık karar vermeye elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı, kazaya ilişkin soruşturma dosyasında davacılar ve dava dışı … …’in beyanlarında akraba oldukları taşıma işleminin ücret karşılığında olmayıp hatır için olduğu değerlendirilerek tazminat miktarından %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi yapılarak davanın kısmen kabulüne aşağıdaki şekilde karar verilmiştir” şeklindeki gerekçelerle;
1-Davacı … … yönünden açılmış bulunan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı … … ve … … yönünden açılmış bulunan davanın KISMEN KABULÜ ile davacı … … için 42.279,248 TL, davacı … … için 63.265,144 TL geçici ve sürekli iş gücü kaybı ve bakıcı gideri tazminatının 21/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkillerinin kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığını, müteselsil sorumluluk hükümleri uyarınca davalıdan tüm zararın tazmininin talep edilebileceği gözetilmeksizin sigortalı araç sürücüsünün % 75 oranındaki kusuru dikkate alınarak karar verilmesinde isabet olmadığı gibi araç sürücüsü ile davacıların akraba oldukları, bu nedenle somut olayda hatır taşıması bulunmadığı gözetilmeksizin tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılmasının da hatalı olduğunu, öte yandan asgari ücret artışı kadar tazminat miktarının güncellenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :
Dava, ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketinin taraf olduğu trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
TBK’nun 61 ve 62. maddeleri ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, TBK’nun 162. ve 163. maddelerine göre, borcun tamamından sorumludur. 167. maddesi uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1. maddesinde, trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. Davacılar, zararlarını müştereken ve müteselsilen talep edebilecekleri gibi yasanın verdiği müteselsilen talep hakkından açıkça vazgeçerek her bir failin kusuru oranında da talepte bulunabilirler.
Mahkemece alınan kusur raporunda zarara sebebiyet veren kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün % 75, yolun bakım ve onarımından mesul dava dışı kurum ve kuruluşun ise % 25 oranında kusurlu olduğuna değinilmiş davacılara herhangi bir kusur atfedilmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davalı ile yolun bakım ve onarımından mesul kurum ve kuruluş arasındaki ilişki müteselsil sorumluluk ilişkisi olup davacılar tarafından da kusur oranı uyarınca tazminat talep edilmemiş, davalı sigorta şirketinin müşterek ve müteselsilen sorumluluğuna istinaden zararın tümü davalıdan istenmiştir. Mahkemece bu husus gözetilerek zararın tümü yönünden sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Bununla birlikte ailevi ya da ahlaki bir sorumluluğun ifası için taşımanın yapılması durumunda hatır taşıması indirimi yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacıların sigortalı araçta yolcu oldukları, dosya kapsamında yer alan nüfus kayıtlarından araç sürücüsü ile davacı … … arasında anne-kız ilişkisi bulunduğu, davacı …’in de araç sürücüsünün amcasının eşi olduğunun ileri sürüldüğü, ancak buna ilişkin nüfus kayıtlarının dosyada yer almadığı gibi bu yönde bir araştırma da yapılmadığı, davacıların gezi amacıyla gittikleri yerden dönüşe geçtikleri sırada kazanın meydana geldiği dosya kapsamıyla sabittir.
Bu durum karşısında davacı … … yönünden ailevi sorumluluğun ifası için yapılan taşımanın hatır taşıması sayılamayacağı gözetilmeden, davacı … yününden ise davacının araç işleteni/sürücüsü ile olan akrabalık derecesinin saptanmadan; akrabalık derecesi gözetilerek taşımanın ailevi ya da ahlaki sorumluluğun ifası dışında bir nedenle yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeden eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu durum karşısında davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.11.2021 tarih ve 2019/355 Esas-2021/547 Karar sayılı kararın, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nun 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın DAVACILARA İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf kanun yoluna başvuran davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Oktay KAHYAOĞLU
Başkan
38062
e-imzalıdır.
Ali Rıza BAYIR
Üye
42581
e-imzalıdır.
Yasin KÖSE
Üye
122338
e-imzalıdır.
Evren ATEŞ
Katip
121562
e-imzalıdır.