Emsal Mahkeme Kararı Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2067 E. 2022/1830 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2022/2067 – 2022/1830
T.C.
TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/2067
KARAR NO : 2022/1830

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2022
NUMARASI : 2017/6 – 2022/219 E.K.

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ : –
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ….’un eşi, müvekkilleri küçük çocuklar ……. ve ….’ın anneleri tüm müvekkillerinin destekleri ….’un 15/09/2016 tarihinde içerisinde yolcu olarak bulunduğu ….plakalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazası neticesinde vefat ettiğini, murisin vefatına sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu, davacı müvekkillerinin maruz kaldıkları destekten yoksun kalma zararlarının tamamının tazmininden kaza yapan araca trafik sigortası yapan sigorta şirketinin kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası poliçesi şartları gereği desteğin trafik kazasındaki kusurlarını destekten yoksun kalan 3.kişilere yansıtmadan teminatlar dahilinde sorumlu olduğunu belirterek müteveffanın desteğinden yoksun kalan 3.kişi olan müvekkilleri için ayrı ayrı 2.000’er TL belirsiz alacak destekten yoksun kalma zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava görülmüştür.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduğunu, davacının zararının karşılandığını, davadan önce müvekkiline başvuruda bulunduğunu, davacı tarafa 147.310,00 TL ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının sigortalının kusurunu ve zararının ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, davanın kabul anlamına gelememek kaydıyla tazminat hesabında vefat edenin hatır taşıması nedeniyle tazminat hesabından asgari %25 oranında indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın tümden reddini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ” Davacıların eşi ve annesi müteveffanın içerisinde yolcu olarak bulunduğu …. plakalı aracın 15/09/2016 tarihinde yaptığı tek taraflı trafik kazası sonucu destekten yoksun kalma talebinde bulunmuş iseler de; yapılan yargılama ile davacılara davalı sigorta şirketi tarafından 02.01.2017 tarihinde 147.310,00 TL ödeme yapıldığı, mahkememiz 2018/12 E 2019/282 K sayılı kesinleşen ilamı ile müteveffanın anne babasına da garame hesabı olarak davalı sigorta şirketi tarafından 07.10.2019 tarihinde 139.122,00 TL’lik ödeme yapıldığı görülmüştür. Davacı çoçukların babası … 22.11.2017 tarihinde evlenmiş ise de; müteveffanın 18 yaşına kadar çoçuklara desteği olacağı, babanın da o yaşa kadar çoçukların velisi olması nedeniyle yapılan ödemeyi kendisi alabileceği, ayrı olarak hesap yapılması gereği duyulmamıştır. Poliçe limitinin 2016 yılı itibariyle kişi başı ölüm ve daimi sakatlık sınırının 310.00,00 TL olduğu, yapılan ödemelerin güncel değerlerinin bu sınır üzerinde kaldığı, bu nedenle davacıların bakiye tazminat alacakları kalmadığı anlaşılmakla açılmış davanın reddine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından küçük ….. için 8.667,00 TL, küçük …… için 14.231,00 TL zarar ödemesi yapıldığını, ancak …. için 10.652,28 TL … için 12.914,72 TL sigorta teminatı içinde kalan bakiye karşılanmamış zarar olduğunu, babanın uğradığı zararın ayrı çocuklarının uğradığı zararın ayrı olduğunu, yerel mahkemece küçük çocukların karşılanmamış bakiye zararlarını ödendiği ve babalarına ödenen babalarına şahsen uğradığı destek zararı içerisinde kabul ederek red kararı vermesinin hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile mahkemece verilmiş olan kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava konusu destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için davalı sigorta şirketine davacılar vekili tarafından 29/11/2016 tarihinde müracaat edildiği sigorta şirketi tarafından davacılar vekiline 02/01/2017 tarihinde 147.310,00 TL ödeme yapıldığı sigorta hasar dosyasındaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır. Sigorta şirketi tarafından yapılan bu ödemenin dayanağı olan belgelere bakıldığında bu ödemenin her bir davacı bakımından hangi tutarda olduğu anlaşılamamıştır. Mahkemece sigorta şirketi tarafından yapılan tüm ödemelerin güncel tutarının teminat limitini aştığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Zira ödeme tarihinde hesaplanan tazminat tutarının poliçe teminat limitini geçmediği, sigorta şirketinin davacılara toplamda 147.310,00 TL ve dava dışı diğer mirasçılara 139.123,00 TL olmak üzere toplam 286.233,00 TL ödeme yaptığı, poliçe limitinin kaza tarihinde 310.000,00 TL olduğu bu nedenle 23.567,00 TL bakiye teminat limitinin kaldığı görülmektedir. Bu durumda yapılan ödemenin tazminatı karşılayıp karşılamadığı yönünde bir değerlendirme yapılmaması yerinde olmadığından davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yönteminin uygulanma şekli şöyledir; dava tarihinden önce bir ödeme yapılmış ve karşılığında ibraname alınmış ise öncelikle ödeme tarihindeki veriler esas alınarak yapılacak hesaplamaya göre ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yeterli olup olmadığının belirlenecek, ödemenin yeterli bulunması halinde davanın ibra nedeni ile reddine karar verilecek, şayet, ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yönteminin uygulandığı hesap yöntemine göre tazminat hesaplanıp, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplamanın yapıldığı tarihe kadar geçen süre için işlemiş yasal faiz eklenerek hesaplanan tutardan mahsup edilecektir (Yargıtay 17.HD 2018/226 E, 2019/12215 K). İlk derece mahkemesince bu yönde değerlendirme yapmayan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
O halde mahkemece yapılması gereken iş dosyanın aktüer bir bilirkişiye tevdi edilerek davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 147,310,00 TL ödemenin her bir davacı için ne kadar yapıldığının tespit edilmesi, bu tespit edilemediği takdirde yapılan ödemenin her bir davacı için destek payları oranında hesaplanarak ödeme tarihindeki verilere göre davacılara ödenmesi gereken tazminatın tamamının ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi, ödeme tarihinde davacılara ödenmesi gereken tazminatın tamamının ödendiğinin anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmesi, aksi takdirde kara tarihine en yakın güncel verilere göre açıklanan hesap yöntemi kullanılarak güncel tazminatın hesaplanması, hesaplanan tazminattan yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi ilave hesaplanan tazminatın sigorta teminat limiti kapsamında ödenmesine karar verilmesinden ibarettir.
Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın esasına etkili delillerin usulünce toplanıp değerlendirilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a-6 hükmü gereğince kaldırılmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Trabzon Asliye Tİcaret Mahkemesi’nin 16/03/2022 tarih ve 2017/6 Esas, 2022/219 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/(1)-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın HMK’nun 353/(1)-a maddesi gereğince Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında alınan peşin harcın davacıya İADESİNE,
4-İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına ALINMASINA,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf yoluna başvuran davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer OLMADIĞINA,
6-Kararın taraflara tebliği, gider avansı ve harç iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine GETİRİLMESİNE,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 362-(1)/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere 09/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan- Üye Üye- Katip-
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı